AİHM, Rusya’nın Lipetsk kentinde uzun yıllardır yaşanan hava kirliliğine karşı açılan davada Rusya’yı suçlu buldu ve davacılara tazminat ödenmesine karar verdi. AİHM kararı, Türkiye dahil tüm taraf devletler için de emsal niteliği taşıyor.
Rusya’nın ağır sanayi kentlerinden olan Lipetsk’te uzun yıllardır hava kirliliğine maruz kalan yöre halkı, şehirde 1900’lerin başından beri faaliyette olan ve sayıları giderek artan demir-çelik, makine ve kimya fabrikalarının yarattığı hava kirliliği nedeniyle Rus devletini dava etmişti.
Davacı Pavlov ve arkadaşları, Rus mahkemelerinin devletin kirliliğe karşı bazı önlemleri aldığına dair kanıtlara dayanarak reddettiği davayı, 2009 yılında Avrupa İnsan Mahkemesi’ne (AİHM) taşımıştı.
AİHM, nihayet geçtiğimiz Ekim ayında davacılar lehine karar verdi.
‘Vatandaşların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı’
Mahkeme, Rus devletini, kentteki sanayiden kaynaklı hava kirliliği ile mücadelede yeterli özeni göstermediği ve davacıların sağlıklı bir çevrede yaşama haklarını gerektiği gibi gözetmediği için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ‘özel yaşama ve aileye saygı’ hakkını güvence altına alan 8. maddesini ihlal ettiği gerekçesi ile davacılara tazminat ödemeye mahkum etti.
Avukat İsmail Hakkı Atal, kararı şöyle yorumladı:
AİHM’nin bu kararına göre, fabrikalar ve termik santrallere yakın yaşamak dahi dava açabilmek için yeterli önkoşul haline geldi. Bu kararla, artık ağır sanayi tesisleri çevresinde yaşayan insanlar, hasta olmasalar da gelecekteki sağlık riskleri nedeniyle dava açabilecekler. AİHM kararları diğer taraf devletlerden yapılacak tüm diğer başvurular için emsal olma özelliği taşıyor.
Türkiye’de ‘temiz hava’ mücadelesi
Temiz Hava Hakkı Platformu’ndan halk sağlığı uzmanı Prof. Ali Osman Karababa, “Türkiye’de de on yıllardır süren bir temiz hava hakkı mücadelesi geçmişi var. Konuyla ilgili yüz binin üzerinde imzacısı olan ‘Temiz Hava Haktır’ (change.org/TemizHavaHaktir) kampanyası da 3 yıldır, havayı kirleten termik santrallerin kapatılması talebiyle devam ediyor” diyerek kampanyaya destek çağrısı yaptı.
‘Kocaeli’de kanser kaynaklı ölümler Türkiye ortalamasının 3 katı’
Prof. Karababa, Türkiye’deki durumu şöyle özetledi:
Türkiye’den de hava kirliliğini kanser ve erken ölümlerle ilişkilendiren bilimsel çalışmalar var.
Örneğin Prof. Dr. Hamzaoğlu ve arkadaşları ağır sanayinin ve hava kirliliğinin yoğun olduğu
Dilovası’nda (Kocaeli) kanserden ölüm oranlarının Türkiye ortalamasının üç katı olduğunu ispatladı.
Benzer şekilde 40 yıldır termik santralle yaşayan Yatağan’da devlet hastanesi kayıtlarına dayanarak
çalışma yürüten Prof. Dr. Genç ve arkadaşları, Yatağan’da bu oranın iki kattan fazla olduğunu tespit etti.
‘Türkiye’de sanayiye caydırıcı yaptırım uygulanmıyor’
Prof. Karababa; “Ancak maalesef, bu davada Rusya’da olduğu gibi Türkiye’de de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sanayiden kaynaklı hava kirliliğini önlemek için yeterli düzeyde izleme, denetim yapmıyor, sanayiye caydırıcı yaptırım uygulamıyor“ diye ekledi.