IŞİD’in 3 Ağustos’ta Ezidilere yönelik katliamının üzerinden 8 yıl geçti. Hala 2 bin 700 Ezidi kadının akıbeti bilinmiyor. HDP’li Feleknas Uca, katliamın, Meclis’te “soykırım” olarak tanınması için kanun teklifi verdi. Şengal’deki demokratik kitle örgütleri de tüm ülkeleri fermanı soykırım olarak tanımaya çağırdı. Diyarbakır’da da katliamın yıldönümü nedeniyle oturma eylemi yapıldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü, IŞİD’in Şengal’e yönelik saldırılarının 8’inci yıl dönümüne ilişkin Yenişehir ilçesinde bulunan Hazal Park’ta açıklama yaptı.
Açıklamada konuşan HDP Diyarbakır Kadın Meclisi Sözcüsü Yasemin Üçer, Şengal’de kadın kırımı yaşandığını dile getirerek, “DAİŞ tarafından 6 bin 417 kişi kaçırıldı, bunlardan 3 bin 518 kadın olarak kayıtlara geçti. Bizler o günü unutmadık. Biz kadınlar katledilen, köle pazarlarında satılan kadınların hesabını soracağız” dedi.
‘Ezidiler kaderleriyle baş başa bırakıldılar’
HDP’nin Êzidî Milletvekili Feleknas Uca, 3 Ağustos’un kara bir gün olarak tarihe geçtiğini söyledi. IŞİD’in saldırılarıyla Êzidîlerin Şengal’de yalnız bırakıldığını dile getiren Uca, şunları söyledi:
“Dün Şengal’i savunuyoruz diyenleri, 3 Ağustos’ta gördük. Êzidîleri kaderleriyle baş başa bıraktılar. 8 yıl geçti, yüzbinlerce insan Şengal’den göç etmek zorunda kaldı. Dünyanın hiçbir yerinde yaşanmayan bir katliamı, 3 Ağustos’ta yaşadık. Kadınları zincirleyerek, Musul pazarlarında sattılar, yine Ortadoğu’nun birçok yerinde benzer durumla karşı karşıya kaldılar. DAİŞ’ten kurtulan kadınlar, günde onlarca kez satıldıklarını anlattılar. Êzidî kadınların şahsında Kürt kadınları, Ortadoğu kadınları, dünya kadınları bir soykırımdan geçti.”
‘Yüzlerce kadın, IŞİD’in eline düşmemek için kayaklardan atladı’
Fermanın üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen 2 bin 700 Êzidî kadının akıbetinin bilinmediğini ifade eden Uca, şunlarıda dile getirdi:
“Şengal’in yarasını kendi yarası olarak görenler, ‘Şengal Kürdistan’ın namusudur’, ‘Êzidî kadınlar Kürtlerin namusudur’ diyenler, 8 yıl geçti, Şengal’e, Şengal’in namusuna ne kadar sahip çıktı. Şengal’e sırtını dönenler, annelerin, çocukların yüreğine su serpemedi. Dün Şengal’i yalnız bırakanlar, bu söylemlerle kendilerini affettiremezler. Yüzlerce kadın, DAİŞ’in eline düşmemek için kayalıklardan atladı.”
IŞİD’in saldırılarına karşı Şengal’de büyük bir direnişin açığa çıktığını söyleyen Uca, “Şengal’de yeni bir yaşam inşa edildi. Bu direnişe sahip çıkmalıyız. Şengal’de bir fermandan çok daha fazlası yaşandı. 74 fermanda diz çökmedi, bugün de diz çökmeyecek” dedi.
Açıklama, oturma eylemiyle sona erdi.
Şengal’de anma, mumlar yakıldı
IŞİD’in 3 Ağustos 2014’te başlattığı soykırım saldırılarının 8’inci yıl dönümü dolayısıyla Şengal’deki demokratik kitle örgütleri anma töreni düzenledi. Şengal’in Sinune ilçesinde toplanan 21 demokratik kitle örgütü temsilci ve üyeleri, saygı duruşunun ardından yaşamını yitirenler anısına mumlar yaktı.
Ezidilerin 73’üncü ferman olarak tanımladığı soykırım saldırılarına ilişkin bir sinevizyon gösteriminin yapıldığı anmaya 2018 yılında Nobel Barış Ödülü verilen Ezidi kadın Nadia Muradi canlı bağlantı gerçekleştirdi.
Açıklamada, “2 bin 882 Ezidi hâlâ kayıp, 82 toplu mezardan sadece 31’i açıldı. IŞİD 68 tarihi kubbeyi yıktı, şu ana kadar sadece 2 defa yargılandı. Şu ana kadar devletler tarafından Şengal’in yeniden inşası için herhangi bir adım atılmadı” denildi.
‘IŞİD’liler yargılanmalı’
Açıklamada, şunlar belirtildi:
“Şengal’in yeniden inşası için gereken çalışmalar yapılmıyor, bugüne kadar sadece 11 devlet soykırımı tanıdı. Tüm ülkeleri fermanı soykırım olarak tanımaya çağırıyoruz. Tüm ülkeler IŞİD çetelerini yargılamalıdır. Irak’ın IŞİD’ten kurtarılan kadınlarla ilgili anayasadaki kararını uygulaması gerekiyor. Halkımızın acısı devam ediyor ve bu acıyı hafifletilmesi için şimdiye kadar güçlü adımlar atılmadı. Birleşmiş Milletler ve Irak başta olmak üzere dünya ve bölgedeki tüm Ezidi kurum ve kuruluşlarını Ezidi halkının talep ve haklarının yerine getirilmesi için çalışmaya çağırıyoruz.”
10 Ekim Katliamı Avukat Komisyonu: Bir gün tüm failler hesap verecek
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, soykırımın yıl dönümüne dair yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Ezidi kadınlar ve kız çocukları cinsel köleliğe zorlandı, on binlerce Ezidi sürgün edildi ve binlerce Ezidî topluca infaz edildi” denildi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 2015’te, IŞİD’in Ezidilere planlı şekilde soykırım suçu işlediğini ortaya koyan “Yok Etmeye Geldiler” raporunun hatırlatıldığı açıklamada, raporun uluslararası kamuoyuna “Ezidi soykırımı devam ediyor” hatırlatmasıyla sunulduğu belirtildi. BM Uluslararası Soruşturma ekibinin 2021’de Ezidilere karşı işlenen eylemlerin soykırım suçu olduğuna dair açık ve ikna edici kanıtları ortaya koyan raporunu Güvenlik Konseyine sunduğu kaydedilen açıklamanın devamında şunlar yer aldı:
“Ezidi Adalet Komitesi’nin 6 Temmuz 2022’de yayınladığı raporunun sonuç bölümünde; ‘Irak, Suriye ve Türkiye Ezidi soykırımını önlemek için ellerinde olan makul araçları kullanmadılar. Bu başarısızlık günümüze kadar devam etmektedir’ değerlendirmesi yer aldı. Komiteden Sir Geoffrey Nice QC, raporu tanıtırken çağrıda da bulunuyordu; ‘2014’ten başlayarak – ancak 2013’ten bu yana olacakların farkında olarak – Ezidiler IŞİD, tarafından soykırıma uğradı. Hepimiz bunu unuttuk mu? Ezidiler hâlâ risk altında. Umursuyor muyuz?’”
‘Failler ve destekçiler hesap verecek’
Açıklamada, 10 Ekim Ankara Katliamı ana davasında 3 Ağustos 2018’de, Ezidi soykırımının 4’üncü yılında sanıkların insanlığa karşı suçtan cezalandırılmasına karar verildiği anımsatıldı. Yargıtay’ın kararı onadığı ve halen tek sanık hakkında süren insanlığa karşı suç yargılamasına örtülü müdahale ettiği vurgulandı. Yargıtay’ın son verdiği kararında sanığın “insanlığa karşı suç işlemekten” değil, “Anayasal düzeni ihlal” suçundan yargılanmasını istediği vurgulanan açıklamada, “Mahkemeler ve otoriteler ne kadar engel olmaya çalışsa da bir gün tüm failler ve destekçileri hesap verecektir. Soykırımın 8’inci yıldönümünde 10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nda Ezidi halkına karşı işlenen suçları da açığa çıkarma sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Soykırım kurbanı Ezidileri saygı ile anıyoruz” ifadelerine yer verildi.
HDP: Ezidi katliamı soykırım olarak tanınsın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Eş Sözcüsü Feleknas Uca “74. Ferman” olarak bilinen Êzidîlere yönelik gerçekleştirilen katliamın Meclis’te “soykırım” olarak tanınması için kanun teklifi verdi.
Öte yandan HDP Milletvekilleri Nuran İmir, Şevin Coşkun ve Pero Dündar da Türkiye’ye gelen Êzîdilerin sorunlarının tespit edilmesi, haklarının iadesi için yargı ve tazminat yolunun açılması, kimlik ve inançlarının korunması ve tarihsel topraklarına geri dönebilmeleri için alınması gereken önlemlerin tespiti amacıyla bir Meclis Araştırması için önerge verdi.
HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Taşdemir, önerge gerekçesinde “IŞİD’in kadın ticaretinin bir ayağını Türkiye’de yürüttüğü birçok kez basına yansımış ve IŞİD’in elinden kurtarılan Êzidî kadınların bu yönde beyanları bulunmaktadır” dedi.
‘IŞİD ticaretine dair önleme programınız var mı?’
Taşdemir, Oktay’a şu soruları yöneltti:
“Avrupa ve dünyadaki birçok ülke Êzidî halkına yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği katliamı, ‘Soykırım’ olarak tanıma kararı almıştır. Türkiye bu katliamı neden soykırım olarak tanımamaktadır? IŞİD’in kadın ticaretinin bir ayağının Türkiye’de yürüttüğü iddiası doğru mudur? Êzidî kadınların bu yöndeki beyanlarıyla desteklenen iddialara ilişkin yürütülen bir soruşturma var mıdır? Varsa sonuçlanan ve devam eden dosya sayısı kaçtır? Hristiyan, Yahudi ve Êzidî kadınlar ve çocukların ticaretinin önlenmesi ve kurtarılması için hükümetin bir eylem planı var mıdır? Varsa nedir? Türkiye’de bugüne kadar kaç kadın ve çocuk kurtarılmıştır? Türkiye’de IŞİD’in elinden kurtarılan Êzidî kadın ve çocuklara psikolojik destek, temel yaşam ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sağlanmış mıdır? IŞİD’in kadın ve çocuk ticaretinin bir ayağının Türkiye’de yürüttüğü iddiasına karşın IŞİD zihniyeti ve ticaretine karşı bir mücadele programınız var mıdır? Varsa yukarıda adı sıralanan kadın örgütlenmeleri ile ilişkiye geçilmiş midir? Türkiye’nin sınır operasyonu adı altında yürüttüğü askeri operasyonlarda Êzidî yurdu Şengal neden bombalanmaktadır? Şengal’den göç etmek zorunda bırakılan Êzidîlerin gittiği diğer bölgelerin demografik yapısı neden değiştirilmektedir? Suriye ve Irak’tan göç eden halkların kendi topraklarına, kurtarılmış alanlara dönmeleri için askeri operasyonlar ve Arap kemeri programı dışında başka bir programınız var mıdır? Varsa nedir? Kamuoyu ile paylaşacak mısınız?”