Fatsa Sefaköy’de içme suları bir alabalık tesisine kiralanan köylüler 3 gündür susuzlukla mücadele ediyor.
Ordu’nun Fatsa ilçesine bağlı Sefaköy köyünün tek içme suyu olan aynı zamanda tarımda da kullanılan dere 2011 yılında Sağlık Alabalık Restaurant’a 25 yıllığına kiralandı.
Şirket 2014 yılında mahkemeye başvurarak köye giden suyun kesilmesini istedi. Fakat yerel mahkeme kamu yararını gözeterek suyun kullanımını mahalle sakinlerine verdi.
Şirketin bir üst mahkemeye başvurması sonucunda 2022 Mayıs ayında Yargıtay suyun kullanım hakkını şirkete verdi. Ardından şirketin açtığı icra davasının da 26 Temmuz’da sonuçlanması üzerine yetkililer, ertesi gün suyu kesmek için köye geldi.
Duruma tepki gösteren ve su deposunun önünde oturma eylemi yapan köylülere müdahale eden asker, 11 köylüyü darp ederek gözaltına aldı. Daha sonra köyün suyu kesildi. 3 gündür susuz kalan köylüler, yakın köylerden bidonlarla su taşıyor.
Yaşananları Mezopotamya Ajansı’na anlatan köyün muhtarı Yusuf Kaynar, yıllarca kullandıkları su için 2014 yılında alabalık şirketinin kendilerine, “Buradan su alamazsınız. Biz kiraladık” dediklerini aktardı.
Şirket bizim içme suyumuzu ayırmadan, derenin debisini de fazla göstererek suyu kiralamış. ‘Bizden muvafakatname alınmadı. Nasıl kiraladınız’ dedik. Bunlar bizi mahkemeye verdi. Yerel mahkeme bizi haklı buldu. Samsun Bölge Mahkemesi ve Yargıtay bizim aleyhimize karar verdi. Bu kararı uygulamaya açtılar. En az 100 hane bu kaynaktan su içiyor. Daha sonra İcra Kurulu geldi. Dereden saniyede 13 litre su akıyor. Köyümüze dereden akan suyun saniyede 1 buçuk litresi yetiyor. Geri kalan kalanlar balık havuzuna gidiyor. Yine bizim depomuzdan artan su da oraya gidiyor. Ama yine de suyun tamamını kestiler.
‘Asker halkı zor kullanarak gözaltına aldı’
Şirketin suyu kesmeye askerlerle geldiğini de hatırlatan Kaynar, “Halk suyunu korumak için benim tapulu arazimde bulunan deponun önünde oturdu. Asker beni karakola götürdükten sonra halka zor kullanarak gözaltına aldı. Bu kadar güç kullanılmasına gerek var mıydı? Bizim hem içme suyumuz bu halk burada ne içecek sorusu sorulmadan kesilecek. Hem de zor kullanılacak. Böyle bir ülke, böyle bir yönetim şekli var mıdır? Halk gerçekten çok küstün bir durumda” dedi.
Bizim Sağlık Balıkçılıkla bir işimiz yok. Bizim işimiz Yargıtay’da köyümüze içme suyu ayırmadan bu kararı verenlerle. Bu kararı nasıl verdiniz? Bu karar verildikten sonra yetkili mercilerle görüştüm. Ama herkes sessiz kaldı. AKP Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu ile görüştüm. Köyümüzün su sorununu anlattım. Bana ‘Ben OSKİ müdürü değilim’ dedi. 5 yılda Yargıtay’dan gelmeyen karar 2 ayda geliyorsa bunun arkasında siyasi güç vardır. Bu siyasi güç bu insanları düşünmeden bu kararı nasıl onayladı? Halkın hizmetçisiyim diyen vekiller nerede. Bizi muhatap bile almıyorlar. Bu karar doğru değildir. Köyün suyunun ayrılması gerekirdi.
‘Ezilen bir toplumun olmasını istemiyoruz’
3 gündür susuz olduklarını söyleyen Kaynar, yakın köylerden bidon ve bakraçlarla su taşıdıklarını belirtti. İhtiyaçlarının sudan çok adalet olduğunu kaydeden Kaynar, şunları söyledi:
Suyumuzu gerekirse eşekle taşırız. Gerekiyorsa banyo yapmayız. Sorun, bu adaletsiz kararın neden verildiğidir? Adalet neden sağlanmıyor? Adalet olmayan bir memlekette insanların yaşaması mümkün değil. Ezilen bir toplumun, sınıfın olmasını istemiyoruz. Biz bunun mücadelesini hep verdik, bundan sonra da vereceğiz. Hukuken bunu bir üst mahkemeye taşıyacağız. Yetkili mercileri, vali, belediye, OSKİ ile tekrar görüşeceğiz. Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Ordu’ya gelecek onu pankartlarla karşılayacağız. Derdimizi anlatacağız. Madem bu milletin hizmetkarısınız milletinizle görüşmeyi de göze alın. Biz vatandaşız, hakkımızı istiyoruz.