Heval Elçi – İSTANBUL
Fındık üreticileri maliyetlerini kurtarmayan satışlarla karşı karşıya. Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Zekai Sağra, fındıkta vurgun yaşandığını belirtti ve “Ülkeyi yöneten, tarımı yöneten bu hükümet bu piyasayı ne kadar milyar liraya sattı” diyerek tepkisini dile getirdi.
Fındık sezonunun sonuna yaklaşırken fiyat tartışmaları bitmedi. Geçtiğimiz Ağustos ayında Cumhurbaşkanı Recep TTayyip Erdoğan 54 TL taban fiyat açıklaması yapmıştı. Serbest piyasada fiyatlar Toprak Mahsulleri Ofisi’nin altında kalınca üreticiler piyasada spekülasyon yapıldığı belirtilmiş, serbest piyasada 44-48 TL arasında oluşan fiyat tekelcilik yapılıyor iddialarını güçlendirmişti. Önce üretici birlikleri temsilcileri ve yerel yöneticilerinin fındığı ‘tekelcilere bırakmayacağız’ açıklamalarının ardından konu Rekabet Kurumu’na taşınmıştı.
Beklentilerin altında kalan fındık alım fiyatına ilişkin tartışmalar sürerken Emek Partisi (EMEP) Ordu İl Örgütü, fındık üreticilerinin yaşadığı sorunlara karşı çözüm önerilerinin geliştirileceği Fındık Kurultayı düzenleyeceklerini duyurdular.
Fındık gündemine dair Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Zekai Sağra ve EMEP Ordu İl Başkanı Hikmet Poyraz, Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulundu.
‘Tekelleşme devlet eliyle gerçekleşiyor’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taban fiyat açıklamasının ardından başlayan tartışmalara değinen Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Zekai Sağra, fiyatlar üzerinden konuşmanın artık fantastik olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
Fındıkta piyasada oluşan fiyat üreticiyi fındığını maliyetine satmaya zorlayan bir fiyat. Artık hesap kitap yapamaz durumdayız. Piyasaya hakim güçler fındıkta vurgun ve soygun yaşatıyor. Bu fiyat yeter mi yetmez mi diye tartışmak bile fantezi bir durum. Dünya piyasasının yüzde 80’ini üreten bir ülkede bu fiyatlar kabul edilemez. 130-140 milyar dolarlık bir piyasanın, başta çikolota olmak üzere hammaddesini, ara maddesini üretiyoruz. Yaşanan bir facia, bunun iktisadi olarak ticari olarak izah edilebilir bir yanı yok. Fiyat üzerinde konuşmak bile çok fantastik bir şey. Yani Açıktan bir vurgun ve soygun var. Devlet eliyle tekelleşen bir piyasa söz konusu. Ve bu tekelleşme de devlet eliyle oluyor. TMO dediğimiz, devlet adına alım yapan kurum bu piyasada oluşan fiyatın tescil makamı.
‘Böyle saçma sapan piyasa olmaz’
Türkiye fındığının dünya piyasasının olmazsa olmazı olduğunu dile getiren Sağra, ihracattaki tekelleşme için “Para kimdeyse piyasa da ondadır” diyerek sözlerine devam etti:
Global dünyada tekelleşmenin bir anlamı yok bugün Ferrero olur yarın bir başkası olur. Burada fındık tarımını sorgulamak lazım, hükümetin anlayışını sorgulamak lazım. Fındık piyasasında para kimdeyse hakimiyeti o kuruyor ve istediği fiyattan alıyor. Fisko Birlik’in devre dışı bırakılmasıyla bu böyle işledi. Aslında tekel durumunda olması gereken Dünyada rakibi olmayan fındık üreticileri. Ama bugün Ferrero tekel, çünkü hükümet yani tarımı, ticareti yönetenler bütün tercihlerini bu tekellerden yana yaptılar. Şu benzetmeyi yapıyorum, fındık olayı ‘Şehir hastaneleri’ gibi gelir garantili bir iş fakat biz üreticiler maliyetini bile kurtarmayan satışlarla karşı karşıyayız. Bunun izah edilebilir bir yanı yok; ‘ülkeyi yöneten, tarımı yöneten bu hükümet bu piyasayı ne kadar milyar lira karşılığında sattı’ demek belki iddialı bir şey olur ama mesele oraya çıkıyor. Böyle saçma sapan bir piyasa olamaz çünkü bizim dünya ölçeğinde yüzde yetmiş seksen arası bir hakimiyetimiz var. Çok stratejik bir ürün olarak ilan etmeniz gerek fındığı.
‘Fındıkta bir soygun, vurgun yaşanıyor’
Bir fındık üreticisi olduğunu ve serbest piyasaya mecbur kaldıklarını dile getiren Sağra, TMO’nun politikasına dair eleştirilerini şu sözlerle dile getirdi:
Bugün bu fiyatlarla karşı karşıya gelmemizin tek sebebi hükümetin kötü niyetli oluşudur. Bunu söylemek de çok iddialı olacaktır ama tekelleşmelerde ciddi miktarlardaki paraların bir yerlere gittiğini düşünüyorum. Çünkü yedi yüz elli bin ton rekolte var ve yedi yüz elli milyon kilo yapar yani bir lira bile yedi yüz elli milyon TL yapar, dolara çevirdiğinizde o rakam bile ortaya çıkar. Ordu’da üretilen fındığın iki lirasının bir yerlere kayması bu. İktidar paranın olduğu yerde, her türlü hayasızlığı yapıyor. Ben onların rakamlarıyla konuşuyorum.
Bugün fındık 43 lira, TMO’nun verdiği 54 lira, arada 11 lira fark var. Kaldı ki TMO dediğimiz kurum fındığın onda birini alıyor. Yani her on üreticiden yalnızca birisi TMO’ya fındığını verebiliyor. Üretici zaten örgütsüz, mecburlar serbest piyasaya. Ben de bir fındık üreticisiyim, bunları yaşıyorum. Fındıkta bir vurgun, soygun var. Hükümet ise bu soygunu yapanlardan yana, uluslararası gıda tekellerinden yana tavır koyuyor.
Hükümet eliyle TMO’yu meşrulaştıran, gıda tekellerinin işine yarayan bir sistem kurulduğunu anlatan Sağra sözlerine şöyle devam etti:
TMO fındıkta binde iki kadar bir kesinti yapıyor hizmet adı altında, fakat bu çok doğru bir şey değil. TMO piyasaya girdiği zamandan beri aldığı bütün fındıkları çok karlı fiyatlarla satıyor. Ciddi paralar kazanıyor. Geçen sene 26.5 liraya aldığı fındığı 42 liraya sattı. Bu Ferrero örneği gibi, bu fiyatlar birlikte alınan kararlardır. Sezonun başında yok pahasına fındığın yüzde sekseni serbest piyasada alınıyor. TMO, Ferrero , Ferrero’nun ortaklaştığı uluslararası gıda tekelleri piyasayı kendileri oluşturuyor. Zaten biliyorlar TMO’nun ne kadar fındık alabileceğini. Sezonun sonunda tabi fındığa ciddi ihtiyaç oluyor. Rekoltenin fazla gösterilmesi tamamen manipülasyon. Sezonun başında manipülasyonlarını yapıyorlar. TMO bu gıda tekellerinin depoculuğunu yapıyor. Bunu da destek adı altında yapıyor. Verilen destek yine tekellere gidiyor. TMO da verdik diyor. Ne verdiniz? Örneğin 54 lira taban fiyatı ilan ettiniz miting alanında bir günde 52 lira oldu. Tarımsal destekleri bile kendi lehlerine kullanıyorlar. İki lira çok büyük bir rakam. Sadece Ordu’da İki yüz elli bin ton fındık var iki ile çarptığınızda beş yüz milyon gibi bir para direk gidiyor. Bunu da izah edemiyorlar.
‘Üreticilerin örgütlenmesi lazım’
Yıllardan beri bu mücadelenin içinde olduğunu belirten Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Sağra, üreticinin toplumda oluşturulan baskıdan korktuğunu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:
Fındık enflasyonist ortamda dolar bazında alıp satılan bir ihraç ürünüdür, yüzde doksanına yakını ihraç edilen bir üründür. Yüksek enflasyonist ortamda paranın değer kaydetmesiyle üreticiler de darda. Fındığın maliyetine satılması ve ihraç ürün olması sorunu daha da derinleştiriyor. Hakları gasp edilmesine rağmen üretici örgütlenmeye sıcak bakmıyor. İktidarın oluşturduğu baskı ikliminden etkileniyor üretici. En doğal hakkıdır ürettiği ürünün karşılığını almak maalesef korkuyorlar. Böyle bir çekinceleri var üreticilerin. Baskı ikliminden çok etkilenen bir üreticilerden birisi de fındık üreticisi. Bizim sahada gördüklerimiz bunlar. Üreticinin aklını başına alması lazım, korkunun ecele faydası olmadığını görmesi ve örgütlenmesi lazım. Sofralarından her geçen yıl lokmaları eksiliyor, herkesin malına sahip çıkması gerekirken çıkamıyorlar. Örgütlenmeleri lazım, talep etmeleri lazım. İktidar üreticilerin gözünün içine baka baka yalan konuşuyor. Üretici bunun farkında ama çaresiz çünkü bir örgütlü yapısı yok. Mevcut örgütleri de örneğin ziraat odaları hükümetin uslu çocukları. STK’ları yönetenler falan saraya bakmadan asli görevlerini yapamıyorlar. Bu fındık meselesi sadece fındık üreticisini etkilemiyor. Bu bölgenin fındıktan başka geliri yok, sanayi toplumu değiliz. Şehir ekonomisine girmesi gereken paralar tekellere gidiyor. Esnaf odaları ticaret odaları falan çıkıp topyekün bu böyle olmaz, diyemiyorlar çünkü herkes saraya bakıyor.
Fındık için ortak mücadele çağrısı yapan Emek Ordu İl Örgütü olarak üretici lehine politikaların geliştirilmesi için üreticileri Fındık Kurultayı’na davet etti.
‘Üreticileri özne yapmak istiyoruz’
Fındık Kurultayı’nda fındık politikasının tartışılacağını dile getiren EMEP Ordu İl Başkanı Hikmet Poyraz, ”Karadeniz’in en önemli geçim kaynağı fındık, açıklanan fiyat serbest piyasadaki açıklanan fiyatın altında. Bu üreticileri oldukça mağdur etti. Üstelik bu durum her yıl yaşanan bir olay. Biz Emek Partisi olarak hem bu sürece dahil olalım, hem de Fındık Politikası nasıl olmalı diye üreticilerle tartışalım, üreticileri özne yapalım istiyoruz” dedi.
‘Fındık Kurultayı, yeni bir bakış açısı sunacak’
Seçim süreci başladığını belirten Poyraz; siyasilerin ve çeşitli kurumların “üreticiyi kurtaralım” çağrısı yaptıklarını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:
Bu kurultayda, Ziraat Odası’ndan, Ziraat Mühendisleri Odası’ndan, Tüm Üretici Köylü Sendikası’ndan temsilciler konuşma yapacak, üreticiler konuşma yapacak. Biz parti olarak bakış açımızı sunacağız ama bizim dışımızda üretici temsilcilerin düşüncelerini almak ve birlikte tartışmak anlamında da bu kurultayı önemsiyoruz. Üreticiler ve üretici örgütlerinin sesini duyurmak, dağınık olan, birbirinden ayrı hareket eden kurumları da ortak noktada birleştirmek için çaba harcayacağız.
Fındık Kurultayı’nın 19 Ekim 2022 Çarşamba günü saat 13.00-16.00 arasında Belediye İş Toplantı Salonunda yapılacağı duyuruldu.