İHD Genel Kurulu’nda konuşan Eş Genel Başkan Öztürk Türkdoğan, toplumsal muhalefetin Kürt sorununun çözümündeki rolünün önemli olduğunu belirtirken Eren Keskin ise yargıdaki siyasallaşmaya dikkat çekti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) 20’nci Olağan Genel Kurulu, Ankara’da Hacı Bektaş’ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi Konferans Salonu’nda başladı.
“Geçmişten geleceğe insan hakları, barış ve demokrasi için mücadelemiz sürüyor” şiarıyla düzenlenen genel kurula pandemi nedeniyle sadece delegeler katıldı.
Açılış konuşmasının ardından söz alan İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, 35 yıldır yürüttükleri insan hakları mücadelesinin ağır ve zor geçtiğini söyledi. Birdal, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
Her yasama döneminde milletvekilleri, herkesin haklarını korumaya yemin ederler. Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Rumlar, Ezidiler, işçi sınıfı, emekçiler, kadınlar o herkes içerisine girmiyor. Onların herkesten anladıkları kendileri. Biz insan hakları savunucuları diline, dinine, ulusal ya da siyasal kimliğine bakmaksızın herkesin hak ve özgürlüklerden eşit yararlanmasını savunuyoruz. Artık hak, adalet kalmadı ne yazık ki vicdan da kalmadı.
Birdal’ın ardından konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, sözlerine Ankara Gar katliamında yaşamını yitirenleri anarak başladı.
Türkiye’de çatışma sürecinin 24 Temmuz 2015 tarihinde başladığını vurgulayan Türkdoğan, “Bu 6 yıldır kesintisiz sürüyor. OHAL o dönemde iki yıl kesintisiz tüm Türkiye’de uygulandı. Bir de pandemi zorlukları eklenince insan hakları ihlalleriyle baş etmenin güçlüğünü de vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
Kürt sorununa dikkat çeken ve çatışmalı süreci sınırlarının dışına çıktığını belirten Türkdoğan, “Kayyum adı altında Kürt seçmenin iradesi gasp edilmiş, seçilmişleri cezaevine konulmuştur. İktidar batılı müttefiklerini ikna etmek için bazı reform paketleri açıklamaya başladı. En son İnsan Hakları Eylem Planı açıklandığı ay sabah evimden gözaltına alındım.” ifadesinde bulundu.
‘Gerçek çözüme ihtiyaç var’
Türkiye’nin gerçek çözüme ihtiyacı olduğunu kaydeden Türkdoğan, şunları belirtti:
Türkiye, Kürt sorunu kabul edecek, diyalog, müzakere kuracak. Muhataplarıyla bu meseleyi konuşacak. Türkiye’nin siyasi, toplumsal muhalefeti, barış hareketi, demokratik kitle hareketleri Kürt sorununu çözmeye muktedirdir. Kürt sorununun çözümü ardından Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı kabul edilmelidir. İnkar eden rejim kodlarına karşı Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik rejim inşa etmekten başka şansı yoktur.
Demokratik anayasa ihtiyacı
Anayasa tartışmalarına da değinen Türkdoğan, Türkiye’nin yeni, sivil ve demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu kaydetti. Böyle bir anayasa ile tüm sorunların çözüleceğini ifade eden Türkdoğan, “İfade özgürlüğü demokrasinin temelidir. Ayrımcılıkla mücadele edilmelidir. Nefret suçlarına ilişkin maddeler özel olarak düzenlenmeli. Mültecilerin maruz kaldığı nefret saldırılarının haddi hesabı yok. Bunlara karşı insan hakları mücadelesinin yürütülmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
HDP’nin açıkladığı deklarasyona da değinen Türkdoğan, bu anlamda siyasal ve toplumsal muhalefete sorumluluk düştüğüne dikkati çekti.
Talimatla iş yapan yargı var
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise konuşmasına tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk ile yaptığı görüşmeyi aktararak başladı. Keskin, Tuğluk’un annesinin cenazesine yapılan saldırıdan sonra ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladığını ve tanınan siyasetçi olması nedeniyle diğer hasta tutukluların önüne geçmemek için durumunu gündemleştirmek istemediğini söyledi.
Yaşanan sürece dikkat çeken Keskin, “Kötülüğün tavan yaptığı birçok dönem yaşadık. En azından bir hakim, savcıya ulaşabiliyorduk. Ama bu dönem tamamen talimatla iş yürüten bir yargı var. Onlar tanınan insanlar bir de tanınmayanlar var. Hakikaten korkunç şeyler yaşıyor” dedi.
Konuşmaların ardından Genel Kurul’a gönderilen mektuplar okundu. Pandemi nedeniyle tek gün yapılacak Genel Kurul, basına kapalı olarak devam etti.