Birleştirilmiş Gezi Davası’nın ikinci duruşmasında Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verildi.
Çarşı ve Gezi Parkı davalarının birleştirilmesinden sonraki ikinci duruşma bugün İstanbul Adalet Sarayı’nda başladı. Çok sayıda gazeteci, milletvekili, siyasetçi ve sivil toplum örgütü temsilcisinin izlediği duruşma, kalabalık nedeniyle 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi salonu yerine 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin salonunda görüldü.
Daha önceki duruşmalara tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan iş insanı Osman Kavala, bugünkü duruşmaya katılmadı.
‘İddialar yalan’
Kavala’nın avukatı Tolga Aytöre, “Kavala hakkında AİHM Aralık 2019’da bir hak ihlali kararı verdi. Şubat 2020’de de beraat kararı çıktı. Bu karar verilince apar topar bir suç uyduruldu. Savcı bunu bilir, çünkü bizim dava hangi davayla birleştiyse o da bizimle gezdi…MASAK raporu Gezi davasına yönelik hazırlanmış bir rapor. Bu raporda casusluk suçlamasıyla ilgili bir tespit mi var bizim göremediğimiz? Bu rapora dayanarak tutuklama kararı verilmesini anlamıyoruz. İddianame yalan söylüyor Henri Barkey ile Kavala arasında yoğun iletişim kaydı olduğunu iddia ederek. Böyle bir şey olmadığına ilişkin rapor var” dedi.
Avukat Köksal Bayraktar ise, “İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, istinaf mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeniz sanki AİHM kararı yokmuş gibi kendi kanunlarımız arasında dönüp duruyoruz. Böyle Türkiye’yi giderek uçurumun kenarına getiriyoruz.
Tutukluluğuna devam kararı
Avukat Bayraktar’ın ardından Mahkeme Başkanı savcıya mütalaasını sordu. Savcı “Çarşı grubunun birleştirme kararının gözden geçirilmesi talebinin reddini, vareste tutulma isteğinin kabulünü, Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına” talep etti.
Avukat Bayraktar mütalaaya karşı söz alarak “Avrupa Konseyi şartı, AİHS’in 3. ve 46. maddeleriyle iddia makamının mütalaası taban tabana zıttır. Anayasaya aykırı düşünce ile karşı karşıyayız” dedi.
Mahkeme heyeti ise Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verdi.
Dava hakkında
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin ilk dava, 2014 yılı Mart ayında başlamıştı. Şubat 2015’te sanıkların beraat ettiği bu davanın ardından 2019 yılında ikinci bir dava açıldı. Şubat 2020’de bu dava da sonuçlandı ve sanıklar “hakkındaki suçların somut ve kesin delillere dayanmaması” sebebiyle beraat etti. Ancak savcılığın itirazı üzerine, istinaf mahkemesi, davanın yeniden görülmesi yönünde karar verdi.
Bu arada, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve iş insanı Osman Kavala’nın “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ile “siyasal ve askeri casusluk” suçlarından yargılandığı davanın, Şubat 2021’de Gezi davası ile birleştirilmesine karar verildi.
Aynı şekilde Yargıtay’ın beraat kararlarını bozmasının ardından Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın Gezi protestoları nedeniyle yargılandığı davanın, Gezi Parkı ana davasıyla Temmuz 2021’de birleştirilmesine hükmedilmişti.
657 sayfalık Gezi Parkı iddianamesinde 16 sanığa isnat edilen suçlar arasında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs,” “mala zarar verme,” “nitelikli yağma,” “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet” gibi suçlar var.
Sanıkların 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar ceza almaları talep ediliyor. Dosyası birleştirilen Osman Kavala ise “siyasal ve askeri casusluk” ve “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ile suçlanıyor. Beşiktaş Çarşı taraftar grubu üyelerinin de içinde bulunduğu 35 kişinin yargılandığı davada yöneltilen suçlar arasında “hükümeti devirmeye teşebbüs” ve “suç örgütü kurma ve yönetme” var.