Suriyeli mülteci çocukların sosyal uyumları için YanYana Projesi’ni hayata geçiren Bir İZ Derneği, pek çok ilde ayrımcılığı azaltma ve kaynaştırma odaklı interaktif etkinlikler gerçekleştirdi.
Birey ve Toplum Ruh Sağlığında İZ Derneği (Bir İZ), Suriyeli mülteci çocukların sosyal uyumlarını ve iyilik hallerini artırmayı hedefleyen Türkiye’nin Her Yerinde YanYana Projesi’ni 2017 yılından beri hayata geçiriyor.
AB Demokrasi ve İnsan Hakları için Avrupa Aracı (DIHAA) desteğiyle yürütülen proje, 10 ildeki ilkokul ve ortaokullarda gerçekleştirildi.
Projeye ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Bir İZ Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Mumcuoğlu, şunları söyledi:
İlk döneminde 4000 çocuğa ulaştığımız YanYana Projemizin bu ikinci döneminde, öncelikle Türkiye’nin mülteci nüfus oranı en yüksek 10 ilinden 800 psikolojik danışmana 3 günlük uygulayıcı eğitimi verdik. Eğitim alan öğretmenlerimiz okullarında Psikososyal Destek Programlarımızı uygulamaya başladılar ve böylece 40 binden fazla ilkokul ve ortaokul öğrencisine ulaştık. Ayrımcılığı azaltma ve kaynaştırma odaklı interaktif etkinliklerden oluşan programımız kapsamında çift dilli olarak tasarladığımız YanYana kutu oyunlarını da çocuklarla buluşturduk. Öğretmenlerimizi uygulama süresince yalnız bırakmadık ve düzenli olarak çevrimiçi süpervizyonlarda bir araya geldik.
‘Gençlerin beden algılarında yarar sağladı’
AB Türkiye Delegasyonu’ndan Stefano Calabretta ise “Projeyle sürdürülebilir bir model geliştirilmiş oldu ve bu bizim için çok önemli.’ dedi.
Basın toplantısında projenin etkisine dair ön bulgular da paylaşıldı. Okulda uygulanan psikososyal destek programlarının ilkokul düzeyinde çocukların arkadaşları ile daha yakın bağlar geliştirdikleri, öğretmen algılarının değiştiği ve çocukların okulda mutlu hissedişinde artışa yol açtığı ifade edildi.
Paylaşılan diğer bulgular şöyle:
Ortaokul düzeyinde ise gençler yeni şeyler öğrendiklerini dile getirmiş, bunun yanı sıra gençlerin beden algılarında ve kendilik gelişiminde program araçlarının yarar sağladığı gözlenmiştir. Öğretmenler akran öğrenmesi modeli ile birbirinden çok kültürlü okul ortamına ilişkin yararlı bilgiler edinmiş, bunun yanı sıra proje eğitimlerinde travma ve ayrımcılık ile nasıl çalışacaklarına ilişkin yeni araçlar edindiklerini ifade etmişlerdir.
‘Suriyeli öğrencimiz istenmeyen kişi ilan edilmişti’
YanYana Projesi’ne katılan proje uygulayıcısı öğretmenlerden bazıları ise basın toplantısında şunları söyledi:
İzmir’den Psikolojik Danışman Tülay Kaya:
7. sınıftaki Suriyeli öğrencimiz adeta istenmeyen kişi ilan edilmiş. Bu öğrenci sık sık devamsızlık yapıyor ve onun gelmediği günlerde sınıf adeta bayram ediyormuş. İlk iş bu öğrenciyle görüştüm. Hikayesini öğrendim. Acı bir savaş ve göç hikayesi. Bu arada Suriye’deyken okulunda çok başarılı bir öğrenci olduğunu, okul birincisi olduğunu söyledi. Dil sorunu nedeniyle kendini burada gösteremiyordu. Etkinlikler devam ederken konularla bağlantılı olarak anlattıklarından örnekler vermem hem öğrenciye iyi geldi hem de diğerlerinin onu anlamasına yaradı. O’nun sınıfında diğer öğrenciler arasında da ciddi kutuplaşmalar vardı. Buzlar yavaş yavaş eridi, yeni arkadaşlıklar başladı. Gruplaşmalar dağıldı. Hepsi birbiri ile iletişim ve etkileşime kurdu. Bunları gözlemlemek çok keyifliydi.
Urfa’dan Psikolojik Danışman Mehmet Ağaç:
Okulumuz Şanlıurfa’nın dezavantajlı bir bölgesinde ve son dönemde hem köyden kente hem de savaştan kaçmak zorunda kalan Suriyeli aileler tarafından çokça tercih edilen bir mahallede. Okulumuzun yaklaşık olarak beşte biri Suriyeli öğrencilerden oluşuyor. Sekiz haftalık veli programının sonunda karşımızda artık sadece sınıfın velileri değil, birbirlerinin kültürü hakkında bilgi sahibi olan, yemekten şarkılara kadar iki toplumun yaşayışı ve zevklerini tanıyan ve önyargılarının çoğu kırılmış büyük bir aile vardı. Grup çalışmalarını sonlandırdığımızda gururla söyleyebilirim ki hemen hemen tüm velilerimiz oradaydı ve herkes ilk hafta olduğu yerden çok farklı bir konumdaydı. Daha 100 yıl önce beraber yaşamış bu insanlarımızın bakış açılarını bir nebze olsun iyiye ve güzel yönlendirebilmişsek ne mutlu bize.