HABER MERKEZİ – HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Meclis’te devletin çözüm sürecindeki vaatlerine ilişkin bazı açıklamalarda bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada çözüm sürecinde yaşananları anlattı, devletin verdiği sözleri açıkladı.
Önder, devletin hasta tutukluları tahliye edeceği sözü verdiğini ancak bunu yerine getirmediğini ifade etti.
Sırrı Süreyya Önder’in açıklamaları şu şekilde:
Ne söz verildi?
Barış, ‘terörü lanetlemek’le ya da her gün beddua etmekle gelmez, inisiyatif ve risk almak gerekiyor.
Bütün Meclisin bilmesi gereken şey şu: Biz sayın Öcalan’ı ilk ziyarete gittiğimizde, süreç ilk başladığı zaman şu söylendi bize: ‘Dünyanın her yerinde güven adımları, güven artırıcı adımlar ve jestlerle başlar bu iş. PKK’nin elinde rehin kamu görevlileri ve askerler var. Bu siyasi heyet bir an önce bunları serbest bıraktırsın’. Karşılığında devlet ve hükümet şu sözü verdi. ‘Tahliye hakkı kazanmış bütün hasta tutsakları bir an önce salıvereceğiz.’
Biz o askerleri ve kamu görevlilerini 13. gün özgürlüklerine kavuşturduk. Devlet ve hükümet ise, verdiği bu sözün gereğini bir tek mahkumda bile yerine getirmedi. Sadece 2 mahkum, ölümlerinden bir gün önce, neredeyse canlı cenaze olarak aileleriyle bir vedalaşma hakkı kazandı.
İlk hendek niye kazıldı?
Uzun süredir çiğnenen sakızlardan biri hendek, barikat, vesaire ile ilgili bir şey anlatacağım. İlk hendek Lice’de kazıldı ve 2 uzman çavuş oradaki halk tarafından rehin alındı. Sebebi neydi biliyor musunuz?
Lice depreminde, bu devlet, oradaki köylülere ‘Size, deprem evleri, afet evleri yapacağım’ demiş. O afet evleri hâlen bitirilmiş değil. İnşaatından vazgeçilmiş de değil, fakat barış süreci başlar başlamaz Lice’ye 6 trilyon bütçeli bir kalekol yapılmaya başlandı. İş içinden çıkılamaz duruma geldi. Hükümet, Sayın Öcalan’dan yardım istedi ve ‘Bunu toparlayın’ dedi. Sayın Öcalan bize iletti.
Hükümetten 2 bakanın koordinasyonuyla, şu anda tutsak olan İdris Baluken’le birlikte 3 kişi gittik, halkla görüştük. O iki uzman çavuşumuzu aldık. İkisinin de bir hafta sonra nişanı vardı, biri Kilisli, birisi Nurdağlı’ydı. Ailelerine teslim ettik.
Ayrıca kalekol inşaatının durdurulması şartıyla burada bu tarz eylem ve etkinliklerin yapılmayacağı, itirazların yapılmayacağı sözünü aldık. O gece Hükümet oraya bir TIR gönderdi, o inşaatın bütün malzemeleri o TIR’a yüklendi. Ertesi gün halk açtığı hendekleri kendisi kapattı.
Yeniden bir kalekol inşaatı başlayana kadar da orada hiçbir herhangi bir olay yaşamadık. ‘Sivil siyaset ne yaptı’ sorusunun cevabı bu.