HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “HDP’nin bu rejim inşasını durduracağını biliyorlar. HDP’nin bu iktidara kaybettirme gücünün farkındalar. O nedenle saldırılar pervasızlaşıyor ve sürekli yeni boyutlar kazanarak devam ediyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında konuştu.
Güncel gelişmeleri değerlendiren Sancar, konuşmasına 19 Aralık ve Maraş katliamlarıyla yüzleşme çağrısı yaptı: “Hakikatlerin açığa çıkmasına ve gerçek bir yüzleşmeye ihtiyacımız var. Ortak geleceği demokratik temeller üzerinde kurabilmek için bunun hayati önemi bulunuyor.”
Sancar, “Maraş’la yüzleşilmediği için başka katliamlar da yaşandı. Çorum gibi, Sivas gibi, Gazi gibi. Bu karanlık döngü bugün de Alevi toplumuna karşı nefret, mezhepçi, ayrımcı temelde yönelimlerle devam ediyor. Tarihe kara leke olarak geçen bu katliamlarla yüzleşmeden hesaplaşma, adaleti tesis etme ve demokratik bir ülkeye ulaşma mümkün olmayacaktır” diye ekledi.
“Bir örgütlü kötülük düzeni içinde yaşıyoruz” diyen Sancar, HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü’ye bir polis tarafından tokat atılmasına dair şunları söyledi:
Yeni rejim inşası otoriter temelde ve çeşitli hamlelerle devam ediyor. Rejim inşasının en önemli parçası demokratik siyasete sürekli saldırmak ve tasfiye planlarını devamlı işletmektir. Pazar günü İstanbul’da yaşananları hepimiz biliyoruz. Bizim İstanbul İl Eş Başkanımız ve eski Şırnak Milletvekilimiz Ferhat Encü’ye tokatla saldırıldı. Hasta mahpusların ailelerinin adalet nöbetine, annelere saldırıldı. Onlarla dayanışma içinde orada olan gençlere saldırıldı.
Bütün bu saldırıların amacını biliyoruz. Bu iktidar şiddet ve savaş politikalarıyla, gerilim ve nefret politikalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Önünde en büyük engel olarak gördüğü demokratik mücadele kararlılığına da en sert şekilde saldırmayı ayakta kalmanın bir çaresi ve yolu olarak görüyor. HDP ve birlikte hareket ettiği demokrasi çevreleri, bu konuda önlerinde en büyük engel olarak duruyor. HDP’den korkuyorlar o nedenle. HDP’nin bu rejim inşasını durduracağını biliyorlar. HDP’nin bu iktidara kaybettirme gücünün farkındalar. O nedenle saldırılar pervasızlaşıyor ve sürekli yeni boyutlar kazanarak devam ediyor.
Encü’ye yönelik polis şiddetine karşı İstanbul Kadıköy’de yapılmak istenen açıklamanın engellenmeye çalışılmasına da değinen Sancar, şunları söyledi:
Bizler pazar günü yaşanan saldırıyı protesto etmek ve buna dair bir açıklama yapmak için dün Kadıköy ilçe binamızın önünde bir araya gelmeyi kararlaştırmıştık. Eş Genel Başkanlar olarak ben ve Pervin Buldan, milletvekillerimiz, bileşen partilerimiz, ittifak güçlerimiz ve demokrasi çevrelerinin temsilcileri orada buluşacaktık. Oraya gitmeye kalktığımızda gördük ki bütün yollar abluka altında, bütün yollar kesilmiş. Binlerce polis yığılmış. Panzerler, çeşitli polis araçları orada gerçek bir abluka yaratmış. Bu abluka, bu düzenin bizatihi sembolüdür. Topluma abluka; siyasete, adalete, hakikate abluka.
Bu ablukalarla ayakta kalabileceğini düşünüyor ama yanılıyorlar. Öyle bir pervasızlık vardı ki, Türkiye’nin 3’üncü büyük partisinin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ilçe binamızın içinde ablukada tutuldu, dışarı çıkmasına izin verilmedi. Ben ve yönetici arkadaşlarımız ilçe binamıza birkaç metre kala ağır bir polis ablukasına maruz kaldık. Birimiz kendi ilçe binasından dışarı çıkamıyor, birimiz kendi ilçe binasına giremiyor. Bu tabloyu bir sürü sıfatla anlatabilirsiniz. Dün de söyledim yine söyleyeceğim: Abidin Dino’ya sorsanız, ‘Sen korkunun resmini yapabilir misin Abidin?’ diye -Nazım Hikmet sormuştu biliyorsunuz- bu tabloyu korkunun tablosu olarak hemen çizerdi.
“İstanbul’u bu yeni rejim inşasında bir üs haline getirmeye çalışıyorlar” diyen Sancar, buna izin vermeyeceklerini vurguladı.
‘Tecride karşı ortak ses çıkaralım’
Sancar, konuşmasının devamında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yaklaşık 2 yıldır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmediğini hatırlatarak, “Tecride karşı ortak ses çıkaralım” dedi.
21 aydır İmralı’dan, Öcalan’dan ve oradaki diğer mahpuslardan hiçbir şekilde haber alınamıyor. En son CPT’nin İmralı’ya ziyaret gerçekleştirdiği bilgisi ortaya çıktı. Asrın Hukuk Bürosu yaptığı açıklamada Öcalan’ın CPT heyetiyle görüşmeye çıkmadığına dair duyumlar aldığını belirtti. Bu durum mutlaka aydınlığa kavuşturulmalıdır. Evet, iktidar da yalanlamıyor. CPT çevreleri sözü dolandırıyor. Eğer gerçekten öyleyse, ortada başka ciddi meseleler olduğunu da elbette düşündürüyor. Bu nedenle bir an önce bu tecridin sona ermesi lazım. Artık giderek derinleşen siyasi, hukuki ve insani bir aşamaya gelmiştir. Bu aşamada yapılması gereken şey açıktır, bellidir; Öcalan’ın avukatlarıyla ve ailesi ile görüşmesine derhal izin verilmelidir.
Bizler de başvuru yaptık eş genel başkanlar ve bir heyet olarak. Bizler de bu amaçlarla yaptık başvuruyu. Hem iktidarın oyunlarını boşa çıkarmak hem bu hukuksuzluğun giderilmesini sağlamak hem de insani kaygıları bizzat orada görüşme yaparak görmek ve değerlendirmek istiyoruz. İktidara bir kez daha çağrı yapıyoruz. Bu ağır hukuksuzluğa son verin. Türkiye’deki bütün demokrasi güçlerine, çözüm ve barış isteyen bütün çevrelere de çağrımız şudur: Bu ağır tecride ortak bir sesle karşı çıkalım.