İbrahim Aslan
Yaptığı müzik ve besteleriyle dünyada tanınan sanatçılardan Sezen Aksu’ya yönelik linç kampanyasına başta bu coğrafyada yaşayan bizler olmak üzere tüm dünya tanık oldu.
Sezen Aksu, 2017’de yaptığı ‘Şahane Bir Şey Yaşamak’ adlı şarkısındaki, “Acısıyla, tatlısıyla, Ne şahane bir şey yaşamak, Dibe vurmak, dimdik durmak, Bin bahane, bin oyun kurmak, Binmişiz bir alâmate, Gidiyoruz kıyamete, Selam söyleyin o cahil, Havva ile Adem’e…” sözleri nedeniyle önce Diyanet İşleri Başkanlığı ve iktidar yandaşları tarafından hedef alındı.
Ardından iktidarın tepesindeki AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli tarafından da tehdit edildi.
Erdoğan, Sezen Aksu’yu hem de cami çıkışında, “Bütün bunların karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz. Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da had bildirmek bizim görevimizdir” diyerek tehdit etti.
Linç kampanyası ve iktidarın tehditlerine karşı Aksu’ya birçok kesimden büyük bir destek gelirken, Aksu da sanatçı kimliğinin hakkını vererek, yazdığı yeni bir şarkının sözleriyle Erdoğan’a ve kendisini hedef alan iktidar ve yandaşlarına gerekli yanıtı verdi.
Daha sonra Erdoğan, çıktığı bir televizyon programında Aksu’yu hedef almadığını ileri sürdü, ancak genel olarak da gerçek sanatçılara yönelik tehdidini sürdürmeyi ihmal etmedi.
Erdoğan’ın televizyonda yaptığı açıklamalar, ‘çark etti’ şeklinde yorumlandı.
Bana sorarsanız, Erdoğan’ın ‘çark ettiği’ tek şey Sezen Aksu ismine yönelikti ancak iktidara muhalif olan sanatçılara yönelik tehdidini özü itibariyle Aksu’yu da dahil ederek, açıklamasında sürdürdü.
Aksu’ya yönelik bu hedef gösterme, linç kampanyasının ardından bir başka yasak da İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde sokak müziği yapan Kürt gençlere yönelik geldi.
Caddenin kabadayısı gibi hareket eden sivil polislerden biri, Kürtçe şarkı söyleyen gençleri engelledi ve sokak sanatçısı gençleri, “Müzik yapamazsınız, her yer benim” diye tehdit etmekten geri durmadı.
Polisin İstiklal Caddesi’nde Kürtçe müzik söylenmesini engellemesine karşı Sezen Aksu’ya verilen destek kadar büyük bir destek olmasa da özellikle Kürtler başta olmak üzere muhalif kesimler, hem sokakta hem de sosyal medyada Kürtçe yasağına tepki gösterdi ve bu durumu protesto etti.
Kürtçe şarkı söylenmesi engellenen gençler, İstiklal Caddesi’nde Kürtçe ezgiler söyleyerek yürüdü.
HDP’li vekiller ve polisin engellediği gençler yine İstiklal Caddesi’nde Kürtçe ezgiler eşliğinde halaylar çekti ve polisin uygulamasını protesto etti.
Bu yoğun tepkiler ve Kürtçenin sahiplenilmesi karşısında İstanbul Valiliği, absürt bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Yasak Kürtçeye yönelik değilmiş de, trafik kapanıyormuş da, tren geçemiyormuş da…
Yav İstiklali bilen zaten o caddenin doğal halinin her renkten, her kesimden insan kalabalığından oluşan bir trafik olduğunu bilir.
Bu kalabalık içerisinde bazen o nostaljik tren gelip gider, bazen polis ve zabıta araçları, bazen diğer resmi araçlar…
Cadde üzerinde birçok dilde müzik yapanlar kalabalık oluşturup, trafiği engellemezken Kürtçe müzik yapan gençlerin müziği trafiği engelliyormuş öyle mi?
Valiliğin bu açıklamasına başta Kürtler olmak üzere memleketin halini ve ahvalini az buçuk bilen herkes kesin inanmıştır!
Kürtçe şarkı söylenmesinin İstiklal Caddesi’nde yasaklanması ne bir polisin kabadayılık gösteri ne de İstanbul Valiliği’nin trafiği engelleme açıklamasıyla açıklanabilir.
İstiklal Caddesi’nde yasaklanan Kürtçe ile Şengal’de TSK bombardımanında yaşamını yitiren Êzidi Kürtlerin kutsalı tavus kuşu, Türkiye’nin yüzyıllık “TEK TEK TEK…” politikasının sonucudur.
Bugünkü iktidar eliyle genişletilerek sürdürülen bu tekçi ve inkarcı politikayı boşa çıkarmanın ve kazanmanın yolu ise Sezen Aksu’nun, Kürt sanatçılarının ve onların yanında durup destek verenlerin mücadeleci ve geri adım atmayan duruşundan geçmektedir.
Êzidi Kürtlerin kutsal mekanı Şengal’de gökyüzüne bakarken bombardımanda yaşamını yitiren tavus kuşunun ölümü ancak bu şekilde engellenebilir.
Sezen Aksu’nun kendisine yönelik tehditlerde bulunan bugünün insan ve yaşam avcılarına, şarkı sözleri ile verdiği yanıtı da yeniden okumakta fayda var:
AVCI
Sen beni üzemezsin
Zaten çok üzgünüm
Nereye baksam acı
Nereye baksam acı
Ben avım sen avcı
Vur bakalım…
Sen beni sezemezsin
Dilimi ezemezsin
Nereye baksam acı
Kim yolcu kim hancı
Dur bakalım…
Beni öldüremezsin
Sesim, sazım, sözüm var benim
Ben derken ben herkesim