Erdoğan’ın ‘Gençlerin yurt sorunu yok’ sözlerine CHP’li Gökçen yanıt verdi: Yurt talebi yoksa bizi arayıp ‘Çocuğumu tarikat yurtlarına vermek istemiyorum’ diye gözyaşlarıyla yardım isteyen anne, babalar yalan mı söylüyor?
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saray’da düzenlenen Akademik Yıl Açılış Töreni’nde öğrencilerin yurt sorunu kalmadığını iddia ederek, “Mevcut yükseköğretim yurtları taleplere cevap veremiyor diye bağırıp durdular. İnsaf edin ya. Şu anda bizim 850 bin öğrenci kapasiteli öğrenci yurtlarımız var. İhtiyaçlara rahatlıkla cevap verir haldeyiz. Talep yok. Bu noktaya geldik” dedi.
Peki Türkiye’de gerçekten de öğrencilerin yurt, barınma sorunları yok mu? YÖK verilerine göre Türkiye’de 2021-2022 eğitim öğretim döneminde 8 milyon 296 bin 959 üniversite öğrencisi var. Bu öğrencilerden 3 milyon 761 bin 637’si de örgün öğretim öğrencisi. 2021-2022 döneminde özel ve devlet yurtlarının kapasitesi 1 milyon 223 bin 203 olurken 759 bin 838’i devletin yurt kapasitesini oluşturuyor. Kısacası örgün eğitime giden öğrencilerin yaklaşık sadece 5’te 1’i yurtlarda barınabilme hakkına sahip olabiliyor.
Gökçen: 20 yıllık eskimiş ve yıpranmış bir iktidar çözüm vaat etmiyor
Konuya dair Gazete Karınca’ya değerlendirmede bulunan CHP Gençlik Politikaları’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, “AKP’nin Genel Başkanı ve yakın çevresinde öğrencilerin yurt sıkıntısı çektiğine dair bir sorun hiç yok. Bir öğrencinin üniversiteye başlayacağı zaman yurt bulamaması, ev kiralamak istediğinde parasının yetmemesi, belki de her gün şehir dışındaki bir evden fakülteye yapılan yolculuğun getirdiği yorgunlukla eğitim hayatının aksaması bu tür adamların bilmediği duygular” dedi.
Gökçen, “Yurt sayısını 2002 ile karşılaştırırken bu sayının artırmış olmakla övünürken konut krizini hesaba katmıyor, artan üniversite ve öğrenci sayısını hesaba katmıyor, hayat pahalılığını ve kiraların fahişliğini hesaba katmıyor. Dolayısıyla 20 yıllık eskimiş ve yıpranmış bir iktidar yine çözüm vaat etmiyor” dedi.
“Sizin aracılığınızla soruyorum” diyen Gökçen şunları söyledi:
Yurt talebi yoksa bizi arayıp ‘Çocuğumu tarikat yurtlarına vermek istemiyorum’ diye gözyaşlarıyla yardım isteyen baba ve anneler, ‘Ev kiralayabilmek için ailece tasarrufa girdik, bu seneki kitaplarımı da almadım’ diyen öğrenci, ‘6 kişi aynı anda durduğumuzda nefes alamadığımız bir KYK odasında kalıyoruz’ diyen genç arkadaşımız yalan mı söylüyor?
Dağ: Başarı değil çöküşün kabulüdür
HDP Milletvekili ve Gençlik Meclisi Sözcüsü Dersim Dağ ise “Barınma sorunu, uzun süredir öğrencilerin karşı karşıya kaldığı bir sorundur. Özellikle artan enflasyon ve ekonomik çöküntüyle beraber bir kriz haline gelmiş durumda. Geçen yıl Kredi ve Yurtlar Müdürlüğü’ne bağlı 773 yurt varken bu sene sadece 7 yurt arttı. Devlet yurtlarının sayısı özel yurtlara göre yıllar içinde daha düşük oranda seyretti. Öğrenci yurtları arasında yüzde 60’ı devlet, yüzde 16’sı özel, yüzde 14’ü ise ticari ve şahıs yurtları yer alıyor. AKP’nin yağma ve talan, kendi yandaşlarını doyurma politikaları, eğitim alanını da piyasalaştırdığını gösteriyor” dedi ve şöyle devam etti:
‘İstatistikler Erdoğan’ı yalanlıyor’
Bu sene üniversite okuyan öğrenci sayısı ise 7 buçuk milyonun üzerinde. Bu kadar öğrenci arasında sadece 850 bin kişiye yurt sağlamak, başarı değil, çöküşün kabulüdür. İstatistikler dahi Erdoğan’ı yalanlıyor. Adnan Menderes Üniversitesi Senatosu, öğrencilerin yurt sorunları çözülmediği için ilk iki hafta derslere girme zorunluluğunu kaldırdı. Boğaziçi Üniversitesi’nde 900, Ortadoğu Üniversitesi’nde bin 305 kişi yurda başvuru yapmasına rağmen açıkta kaldı. İktidar kanadından yapılan bu açıklamalar, öğrencilerin haklarını gölgelemek ve kendi sorunlarını görünmez kılmak amacıyla yapılıyor. Gerçek ise öğrencilerin barınamadığı ve seslerini duyurmak için parklarda sabahladığıdır.
‘Yurtlarda öğrencilere dayatılan koşullar da insani değil’
“Var olan yurtlar yeterli olmadığı gibi, yurtlarda öğrencilere dayatılan koşullar da insani değildir” diyen Dağ, odaların cezaevine dönüştüğünü ifade etti:
Yurtlara yerleşen öğrenciler kronik sorunlara maruz kalıyor. Yeni yurtların inşa edilmesi gerekirken, odalarda kapasite artırımı adı altında ‘cezaevleri’ yaratıldı. Mevcut yurt odaları ile cezaevi koğuşları arasında bir fark bulunmuyor. Geçen sene bir odada 4 kişi kalan öğrenciler, bu sene 8 ila 12 kişilik odalarda kalıyor. Odalara konulan ranzaların çoğu çürük, paslı ve kullanılamaz durumda. Bazı yurtlarda ise ne ranza ne de baza var. Öğrencilere direkt yere, betona yatak sermişler. Yurtlarda tek tip yemek sistemi getirildi. Öğrenci sağlığını düşünmeyen iktidardan sağlıksız bir uygulama örneğidir. Çeşitli hastalıkları olan birçok öğrenciye tek tip yemek dayatmak bir yerde öğrencinin hayatına kast etmektedir.
‘Öğrencilerin sağlıklı beslenme hakkına saygı duyulmalıdır’
Bu sistemin acilen değiştirilip öğrencilerin hijyenik, sağlıklı beslenme hakkına saygı duyulmalıdır. Yanı sıra mevcut yurtlarda, izin günleri 75 günden 30 güne düşürüldü. Bu da; kapasite artırımı adı altında odalardaki öğrenci sayısı, nasıl artırıldıysa, izin günleri de kendilerine sorulmadan, tepeden inme bir şekilde düşürüldü. Bir başka cezaevi örneği de budur: Öğrencileri yurda hapis etmek. Kendisine, ailesine, sosyal ilişkisine zaman ayıramayacak bir hale getirmek. Ve öğrenciyi sefalet koşullarına muhtaç hale getirerek, kendini gerçekleştiremez bir duyguya büründürmek. AKP’nin yaptığı budur. Artan enflasyon ve ekonomik krizin yükünü öğrencilere bindirmek ne insani ne de siyasi olarak doğru değildir. Çünkü ülkenin bu halde olmasının sebebi gençler, kadınlar değil, AKP-MHP’dir.