Erdoğan’ın imzasını taşıyan 2023 bütçe teklifi Meclis’e sunuldu. CHP Milletvekili Karabıyık ile HDP Milletvekili İpekyüz, bütçenin toplum için anlamlarını Gazete Karınca’ya yorumladı. Karabıyık ‘hayal ürünü’ derken, İpekyüz “Savaşa, sermayeye, şatafata ayrılan bir bütçe” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan ‘2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ Meclis’e sunuldu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2023 bütçesinin istihdamı artıracak, ihracat temelli, sürdürülebilir büyüme sağlayacak, işsizliği geriletecek ve enflasyonu düşürecek bir bütçe olacağını iddia etti.
Oktay’ın ‘atılım yasası’ olarak açıkladığı rakamlara göre, 2023 yılında bütçe açığının 659.5 milyar TL olması bekleniyor.
Meclis’e sunulan 2023 bütçesini CHP Milletvekili Lale Karabıyık ve HDP Milletvekili Nejdet İpekyüz Gazete Karınca’ya değerlendirdi.
‘Yeni bir borçlanma bütçesi bu: Gün kurtarılmaya çalışıyor’
Yeni bütçe tasarısının tamamen ‘hayal ürünü’ olduğunu vurgulayan CHP Milletvekili Lale Karabıyık, “20 yıldır aynı hükümet yönetiyor bu ülkeyi, 20 yıldır yapamadıklarını şimdi yapacaklarına inanmak çok güç. 2015 yılından beri ben hep bütçe çalışmalarının içindeydim. Kimi zaman üyeydim, üye olmadığım zaman bile bütçe görüşmelerine girdim. Her sene olumsuzluklar vardı bu ama bu sene farklı” dedi.
2023 bütçesinin plansız ve günü kurtarmaya yönelik olduğunu söyleyen Karabıyık, teklifin bu haliyle Merkez Bankası ve Hazine’ye ayrıca yük getireceğine işaret etti:
Merkez Bankası’na gelen bir yük var, Hazine’ye gelen bir yük var. İki kere ek bütçe yapıldı ama bu da çok büyük bir açık verecek. Plansız yapılmış, günü kurtarmak için yapılmış torba yasalarla ayarlanmaya çalışan anlamsız bir bütçe bu. Sorun çözecek bir bütçe değil bu yamama bir bütçe. Orta vadeli plana bakıyorsunuz sürekli revize, varılan bir hedef yok. Bu da bir borç bütçesi olacak. Bütçenin kaynak tarafından açıktan borç faizi yükü biniyor. Bu dönemde de yüksek faizlerle borçlanılacaktır.
‘Bu bütçe, seçim bütçesidir’
Borçların ancak geçici olarak kapatılabileceğini aktaran Karabıyık, teklifin aslında ‘seçim bütçesi’ olduğunu belirtti. Karabıyık, bütçeyi ‘saatli bomba’ olarak tarif etti:
Dün Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) maliyetini açıklamadılar, bütçede de açıklamayacaklar. Biz grup olarak komisyonu terk ettik ve kendi kendilerine son maddeyi geçirdiler. Yapacakları bütçeden hayır ya da sorunlara çözüm beklemiyoruz. Sadece geçici olarak borçları kapatacak. Buna seçim bütçesi de diyebiliriz.
İhtiyacın üstünde borçlandılar. Birkaç aydır borç faizi yükü üzerinde borçlanmaya gidiyorlar. Bu, biz iktidar olamayacağız bunun bombası bizde patlamasın iktidar olanlara patlasın anlamına geliyor. Bundan da iktidar olamayacaklarını kabul ettiklerini çıkarıyoruz. Çünkü bu saatli bir bomba. Verdikleri zarar bir tarafa en kısa sürede iktidarlarının gitmesi bu ülke için vatandaşlar için en hayırlısı. Bunu kendileri de fark ettiler son çırpınışlarını yapıyorlar diye düşünüyorum.
‘İçerden ve dışardan borçlanma faizi arttırır’
2023 bütçe kanun tasarısının enflasyon üzerindeki etkisine dikkat çeken Karabıyık, bütçenin rant ekonomisini destekleyeceğini aktardı. Karabıyık, ekonomi yönetiminden haberi olmayan bir iktidarla karşı karşıya olduğumuzu söyledi:
Yeni bütçe enflasyonla dolaylı yoldan ilişki kurulabilir. İktidarın yana yakıla borç bulma arayışı faizlerin yükselmesine sebep olur. Faizi düşürse bile faiz rakamsal olarak düşer ama içerden ve dışardan para bulmaya çalıştığında, yatırım iklimi de kötü olduğu için borçlanmanın maliyeti artar. Otomatikman de faiz yükselir. Faizin yükselmesinin de enflasyona etkisi olur. Alım gücü düşüklüğünün de enflasyona etkisi olur, üretim olmazsa enflasyon olumsuz etkilenir. Yani şu an geçici olarak sorun çözen rant ekonomisini destekleyen, ekonomi yönetiminden haberi olmayan bir iktidarla karşı karşıyayız.
‘Önce yoksullaştır sonra yardımla oy al’
Sosyal yardımların amacı dışında araçsallaştırdığını hatırlatan Karabıyık, seçim ekonomisinin halihazırda yürürlükte olduğunu söyledi:
İçeride yapılan harcamalar, örtülü harcamalar, seçimi kazanmak için yapılmış harcamalar… Sadece Hazine’nin partilere verdiği para değil, iktidarın da başka başlıklar adı altında yönlendirdiği bir takım çıkışlar var. Mesela bir yere zam getirilecekse o zam seçimden sonra getiriyor bu da seçim ekonomisinin etkilerinden bir tanesi. Ya da yerel yönetimlerinin olanaklarını kullanıyorlar, onların araçlarıyla yardımlar taşıyorlar. Sosyal yardım anayasaya uygunluk bakımından zaten her türlü olmalı. Ama yaptıkları şey ‘yoksul bırak sonra yardımlar sayesinde oylarını al’ gibi bir şey. Sosyal yardım bu değil. Bunların hepsi seçim ekonomisine etki eder.
‘Bu bütçede gerçek sorunlara çözüm yok’
HDP Milletvekili Nejdet İpekyüz ise 2023 bütçesinin halkın talep ve ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu söyledi. “Bu bütçede işçilere, yoksullara, işsizlere, kadınlara, çiftçilere ait bir şey yok. Bu bütçede barışa ilişkin bir şey yok, Türkiye’nin gerçek problemlerine çözüm olacak bir şey yok. Daha çok savaşa, sermayeye, şatafata ayrılan bir bütçe” dedi.
Bütçenin demokratik kitle örgütleri, meslek örgütleri, sendikalar ve muhalefet partileriyle birlikte hazırlanması gerektiğini anlatan İpekyüz, toplumun geniş kesimleriyle ilgili Meclis’e sundukları tekliflerin iktidarın oylarıyla reddedildiğini söyledi:
Giderek borçlanma artıyor. Türkiye dışarda borç arayan bir ülkeye dönüşmüş durumda. İçerde de halkın büyük çoğunluğu borçlanarak geçiniyor. Ülkeyi daha çok borçlandırarak geçici bir hafıza ile seçimlerde zafer kazanmak istiyorlar. İnsanlar gerçek yaşamla veya seçim ekonomisiyle bu durumun düzelmeyeceğini biliyorlar.
Biz uzun süre emeklilikte yaşa takılmayı dile getiriyorduk reddediliyordu, öğrencilerin kredi borçlarını dile getiriyorduk reddediliyordu. Buna benzer birçok teklifimiz; doğalgaz, elektrik, içme suyu, internet, haberleşme, emeklilere, işsizlere kira yardımı ile ilgili, kobilere küçük esnafa destek anlamında birçok önerimiz reddedildi.
‘Barış, huzur yoksa ekonomik kriz artar’
“Bir ülkede barış yoksa, huzur yoksa, özgürlükler kısıtlanıyorsa, demokratik değerlerden uzaklaşılıyorsa kriz artar, ekonomik problemler artar. Az bir kesim çok zengin olur, büyük çoğunluk yoksullaşır” diyen İpekyüz, şöyle devam etti:
Hayat pahalılığı arttı, alım gücü azaldı, insanlar kiralarını ödeyemiyorlar. Örneğin, öğrencilere evlerine gidebilmeleri için yılda iki kere para verecekler ama artık öğrencilerin evlerine gidemediklerini itiraf ediyorlar. Gerçek hayat ve onların tasavvur ettiği arasında korkunç bir fark var çünkü makas çok açıldı. Belirledikleri her rakam, asgari ücret dahil yoksulluk sınırının altında, açlık sınırının altında bu gerçekle yüzleşmeleri lazım.