Öğretmen pilot Bahadır Altan, Pegasus’a ait uçağın Şubat 2020’de 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan kazasının ardından “Ülke, freni patlamış kamyon gibi” diyerek kazalara davetiye çıkaran koşullara dikkat çekmişti. Ardından İşten çıkarılan ve işe iade davasını kazanan Altan, iktidarın ve şirketlerin kazalardaki sorumluğuna ilişkin “Kazalar bir zincir gibidir” dedi.
Pegasus’a ait uçağın Şubat 2020’de 3 kişinin ölümüyle sonuçlanan kazasının ardından CNN Türk canlı yayınında kazayı yorumlayan öğretmen Pilot Bahadır Altan, sivil havacılığın ve iktidarın sorunlarını anlatmış ardından da Pegasus Havayolu şirketindeki işinden çıkarılmıştı. Altan 2,5 yıl süren hukuk mücadelesiyle işe iade davasını geçtiğimiz günlerde kazandı.
İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi’nde görülen son duruşmada bilirkişi raporları görülüp, tanıklar dinlendikten sonra mahkeme heyeti işten çıkarmanın haksız gerekçelerle yapıldığını tespit ederek, Altan’ın işe iadesine karar verdi.
‘Ülke freni patlamış kamyon gibi’
Üçüncü havalimanı dahil AKP’nin büyük projelerine işaret eden Altan’ın işten çıkarılmasına sebep olacak açıklaması özetle şöyleydi:
Ülke, fren patlamış kamyon gibi. Kazaların sebebini bile bile hemen üstü örtülmeye çalışıyor. ‘Ölüm yok’ diyorlar mesela. Hatırlayın, depremde gerçek haber yapan gazetecileri bile suçladılar. Kim hakikati anlatıyor, susturuluyor. Böyle ortamlarda kaza da ölüm de bitmez.
Altan kazalara davetiye çıkaran siyasi iklimi ve sivil havacılığın buradan kaynaklanan sorunlarını Gazete Karınca’ya anlattı.
‘Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, siyasi iktidardan bağımsız olmalı‘
- Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, havayolu ulaştırmasını denetlemekten sorumlu kurumdur. Ancak Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı özerk olamayan ve yöneticileri bizzat iktidar tarafından atanan bir kurum aynı zamanda. Çalışanların çalışma koşullarını ve özellikle dinlenme sürelerini düzenleyecek ve denetleyecek batıdaki gibi özerk bir sivil havacılık genel müdürlüğüne ihtiyaç var.
‘Personel yetersiz’
- Pandemi döneminde uçuşlar çok azaldı ve o dönemde havayolu çalışanları işten çıkarıldı, ücretsiz izne gönderildi. Şimdi uçuşlar tekrar arttı ve bu ihtiyaca verecek personel yapısı artık yok.
- Yolcunun da asıl talep etmesi gereken koltuğun rahatlığından, ikramın güzelliğinden öte ‘Beni götürecek pilot yeterince dinlenmiş mi? Batılı normlardaki gibi istirahati sağlanıyor mu?’… Yolcunun da bunları talep etmesi gerek.
Kazalar ve hızlı büyüme
- Şirketlerin kar hırsıyla havacılığın emniyet anlayışının kesiştiği yerde kazalar olur. Hızlı büyümenin yol açtığı kazalardır bunlar. THY’nin Amsterdam kazası, Isparta kazası böyledir mesela.
- Hızlı büyümeyle birlikte personel ihtiyacı ve kaptan ihtiyacı da artınca 2,5 yıllık eğitim alanlar kaptan pilot yapıldı. Ben 24 yıllık pilottum kaptan olduğumda.
- 15 Temmuz sonrası soruşturma açılan birçok pilot işten çıkarıldı. Mecburi hizmetini bitirip sivil havacılığa geçen pilotları KHK’yla hava kuvvetlerine geri aldılar. Sivil havacılıktan deneyimli pilotların çekilmesi şirketlerin bel kemiğini zedeledi dolayısıyla kaptan ihtiyacı daha az tecrübeli pilotlarla kapatılmaya çalışıldı.
‘Uçak kazalarında en önemli faktör yorgunluktur’
- Kazalarda yorgunluk en büyük faktördür. Kazaların yüzde 80’i insan faktöründen kaynaklanır. Bizde yapılan son anketler 10 pilottan 8’inin uçuşa yorgun gittiğini söylüyor. Bu çok çarpıcı bir bilgidir. Yorgunluğun etkisi alkol gibidir. Yorgun pilotun refleksleri, dimağı, dikkati iki duble rakı içmiş pilot gibidir. Yorgun pilot sarhoş pilot gibidir aslında.
‘Sendikal örgütlülük bir pilotun güvencesidir’
- Sabiha Gökçen’de pistten çıkan uçak Pegasus’un kazası değil, Türk sivil havacılığının kazasıdır. Ancak hemen bir suçlu bulup pilotu tutukladılar. Kazanın sebebi rüzgarsa rüzgarı mı tutuklayacaksınız?
- Sendikal örgütlülük bir pilotun rahatlığıdır, güvencesidir. Bir pilotun, “Kendimi iyi hissetmiyorum. İşe gidecek durumda diyebilmesi” görevidir aslında. Bunu söyleyebilmenin yolu ise sendikal örgütlülüktür.