HABER MERKEZİ – Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma kampanyasına katıldığı için hakkında açılan davada hakim karşısına çıkan tutuklu dil bilimci yazar Necmiye Alpay savunmasında “Bu davayı Voltaire davası olarak görüyorum. Voltaire, ‘Düşüncelerinize katılmıyorum ama onların ifade edilmesi için hayatımı veririm’ demişti” ifadelerini kullandı.
Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla nöbetçi yayın yönetmenliği yapan gazetecilere “terör örgütü propagandası” iddiasıyla açılan davalara bugün İstanbul 14. ve 22. Ağır Ceza Mahkemeleri’nde devam ediliyor.
Kampanyaya katıldığı için hakkında dava açılan Özgür Gündem Gazetesi’nin Yayın Danışma Kurulu üyesi olduğu için tutuklanan dil bilimci yazar Necmiye Alpay ve gazetenin tutuklu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın davası İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Alpay, Bakırköy Kadın Cezaevi’nden, Kızılkaya da tutuklu bulunduğu Silivri 9 No’lu Cezaevi’nden duruşmaya getirildi.
Duruşmayı çok sayıda avukat gazeteci, yazar ve insan hakları savunucusu izledi.
İddianamenin okunmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak Necmiye Alpay savunma yaptı.
Alpay şunları söyledi :
Bu gazetede suç işlemek amacıyla bulunmadım. Bir kampanya söz konusuydu, gazetenin basın özgürlüğüne yönelik bir kampanyaydı. Bu kampanyaya çok sayıda insan katıldı. Ben de basın ve ifade özgürlüğünü savunmak amacıyla katıldım. Şeklen yayın yönetmenliği yaptım, ismim gazetenin künyesinde yer aldı. Fiilen gerçekten yayın yönetmenliği yapmadım, yapamazdım, böyle bir etkim, konumum, hiyerarşik bir durumum yoktu.
O günkü toplantıda, bir önceki gazetenin değerlendirilmesi yapıldı, yeni sayının içeriğine dair editörler önerilerini sundu.Bu davayı Voltaire davası olarak görüyorum. Voltaire, ‘Düşüncelerinize katılmıyorum ama onların ifade edilmesi için hayatımı veririm’ demişti.
Amaç yayının ve metnin içeriği değildir, amaç ifade özgürlüğüdür. Onun savunmaktır. Voltaire edinimlerinin özgünlüğü, şeklen bir üstlenimde bulunmaktır, isminin olmasıdır, imzanın atılmasıdır. İfade özgürlüğünün savunulmasına yöneliktir.
Gazetenin yayın danışmanı olduğum için başka bir davada tutukluyum. O davada ifade özgürlüğünü savunmaya yöneliktir.
Ömrümün son 35 yılında basın özgürlüğüne tanıklık ettim. Sosyalizm ifade özgürlüğü yokluğundan yıkıldı. Türkiye’nin Kürt sorunu biriken özgürlük yoksunluğundan patlak vermiştir ve bugünkü fecaat noktasına gelinmiştir.
İnan Kızılkaya’nın savunması ise şöyle :
Halkın gerçeği öğrenmesi için bu konuları gündeme getirdik. Gazetecilik yaptık, gazetecinin görevi, savaş yerine barışa dikkat çekmek, ölüm yerine yaşamı çıkarttık, şiddet dışında barışa ve çözüme dikkat çektik. Uluslararası meslek örgütleri gelsin bu haberleri incelesin. ‘Bunlar haber değil’ desin, ben bütün suçlamaları kabul etmeye hazırım. 7 Haziran öncesinde yüzlerce gazeteci Kandil’e kamp kurdu. Onlar da yargılanmamalı. Ancak neden biz yargılanıyoruz?
Sedat Peker, Ankara katliamından önce ‘oluk oluk kan akacak’ dedi. Peker bu açıklamayı yaptıktan sonra Ankara’da katliam gerçekleşti. Sedat Peker dışarıda, ancak ben tutukluyum. Ben bunun onurunu elbette taşıyorum. Ancak biz gazetecilik yaptık
Duruşma öncesinde ise Alpay’ın arkadaşları, adliyenin önünde Alpay’ın 70’inci doğum gününü kutladı. Doğum günü pastası kesen Alpay’ın arkadaşları “Aslı ve Necmiye’yi serbest bırakın” dedi.
Diğer davalar
Kampanyaya destek veren isimlerden Ömer Ağın ve İnan Kızılkaya İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Ağın duruşmada yazılarının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ifade ederek, iddianamenin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Duruşma 28 Mart 2017 tarihine ertelendi.
Bu duruşmanın ardından gazeteci Fehim Işık ile gazetenin Yazıişleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın birlikte yargılandığı duruşmaya başlandı. Duruşmaya, Kızılkaya katılırken Işık duruşmaya katılmadı. Duruş ma 28 Mart 2017 tarihine erteledi.