Azad Barış
Unutma Türkiye, senin adına başlatılan bu cinayet seninle bin yıllardır aynı coğrafyanın her türlü kederini ve sevincini paylaşan çocukların canlı kanlı ölümüdür.
Unutma Türkiye ve hatırla, avcı gibi peşine düştüğün bu halk evvelden bugüne kadar taşa şekil vermiş, toprağa tohum katmış, suya saygı duymuş, ateşe hürmet etmiş bir halktır. Hikâyeleri ve hafızası ile capcanlıdır.
Unutma Türkiye, senin adına bombalan mabetler, kutsallar, şehirler, kasabalar ve evler en az sana ait olanlar kadar kutsi ve değerlidir.
Unutma Türkiye ve hatırla, senin adına, ölüm, talan ve tufani ateşler gökten yağdırılırken aynı ateşin kıvılcımları peyderpey sana da ulaşacaktır.
Unutma Türkiye, senin adına yapılan bütün bu zorbalıklar, senin zulmünü daha hızlı katmerleştirecektir.
Unutma Türkiye ve hatırla, bugün evrenin, tarihin, belleğin dengesini bozacak kadar gaddarlaşanların yanında olanlar, insan olarak hep zan altında kalacaktır!
Unutma Türkiye, dün kadim Ezidi halkına karşı başlattığın cinayet girişimiyle ne kadar galiz olduğunu gösterdin.
Unutma Türkiye ve hatırla, beşeri ahlakını, kadim kıymetini, tarihi birikimini, sanat, kültür ve medeniyet değerini dün bir Tavus-kuşunu katlederek bütün ilahların şahitliğinde bir kez daha gözler önüne serdin.
Unutma Türkiye, Kabil ve Habil’den bugüne kadar birbirlerine dehşet yaşatanların tüm vahşetini dün yeniden insanlığın üzerine kustun.
Unutma Türkiye ve hatırla, yurttaşlarının kahir ekseriyetini işlediğin suça ortak ettin ve bir sonraki kuşakların o günahlar beşiğinde büyümesinin önünü açtın!
Unutma Türkiye, hafızayı beşer zorlamaya gelmez, itaat ve biatla hiç kimse hizaya gelmez bu çağda.
Unutma Türkiye ve hatırla, kim olursa olsun, ister büyük ister küçük, kötülük iki ağızlı bir kılıç gibidir ve eninde sonunda sahibine döner!
Unutma Türkiye, öteki halklara daha fazla vahşet yaşatmak seni ne muzaffer kılar ne de medeni yapar. Dursun artık bin yıllık iç kanamaların!
Unutma Türkiye ve hatırla, burası Anadolu’dur, Mezopotamya’dır, Kürdistan’dır; Arz-ülEkrad’dır, seni affetmeyi de bilir, yeter ki çıkar çarıklarını, ancak o zaman kalıcılaşır ayak izlerin halkların agoralarında.
Unutma Türkiye, kimseyi çöllere ve ölümlere süremezsin. Öğren artık bunu, işte o zaman belki açılır sana halkların kadim kapıları!
Unutma Türkiye ve hatırla, kimse zorla yüklemek istediğin bunca vebali kolayca kabul etmez!
Unutma Türkiye ve tarihe yeniden bak, halkların iman ve irfanları her zaman devletlerin topundan, tankından ve uçaklarından daha yüce ve heybetli olmuştur.
Unutma Türkiye ve hatırla, şayet bütün bunları göz ardı ederek tarihin yanılsamalarıyla süslenmiş ırk ve din adına öteki halklara ve onların topraklarına saldırmaya devam edersen, şairin de dediği gibi o zaman hem kendi adına hem de halkın adına cinayet işliyorsun demektir.
Halkım, hafızam ve insani sorumluluğum adına beni daha iyi anlaman için sözü bilge bir şaire bırakıyorum:
Eğer büyük bir ülke
küçük bir ülkeyi kendi çıkarları adına istila ediyorsa bu bir cinayettirEğer büyük bir ülke
küçük bir ülkeyi özgürlük adına ilhak ediyorsa bu bir cinayettir
ve büyük ülke
hürriyetin adını kirletiyor demektirEğer büyük bir ülke
küçük bir ülkeyi sulh ve güvenlik adına işgal ediyorsa bu hem küçük ülkenin hem barışın hem de güvenliğin ölümü demektirEğer büyük bir ülke
küçük bir ülkeye işgal etmek için paralı katilleri cepheye sürüp pusu kuruyorsa bu namertçe bir cinayettirEğer büyük bir ülke
küçük bir ülkeyi işgal ediyorsa
ve büyük ülkenin yurttaşları buna karşı çıkmıyorsa bu cinayete ortaklar demektirEğer büyük bir ülke
küçük bir ülkeyi işgal ediyorsave büyük ülkenin dostları bu cinayeti engelleyemiyorsa, ya cinayete ortaklardırlar ya da esirdirler
İster Kuzey’de ister Güney’de, ister Doğu’da ister Batı’da,
dün veya dünden önceki gün,
bugün veya yarın olsun:
Eğer büyük bir ülke
küçük bir ülkeyi egemenlik adına işgal ediyorsa bu bir cinayettir.