Ercan Sezgin
Deniliyor ya, düşman olmanın ve savaşın bile bir ahlakı var. Düşmanlık ve savaş bile, kimi ilkeler, ölçüler ve kurallar doğrultusunda yürütülür. Eski dönem savaşlarında, hatta teke tek köy kavgalarında bile denklik ilkesi aranırdı. Savaşan güçlerin eşit koşullarda savaşmasına dikkat edilirdi. Troya filminde, Aşhil’in tek başına Hektor’un bulunduğu yere gelmesi ve Hektor’u bire bir dövüşe davet etmesi, Hektor’un da emrinde yüz binler varken, bir emirle Aşhil’i delik deşik edebilecekken, yenileceğini bile bile Aşhilin karşısına çıkması savaş ahlakının gereğidir. Hektor’un yerinde günümüzün savaş sahipleri olsa büyük olasılıkla Aşhil daha oraya gelmeden öldürülürdü. Ama Hektor bunun yerine savaşın ilkelerine, ahlakına bağlı olmayı seçti.
Devletli sistemin ortaya çıkışından sonra, devlet mefhumu büyüdükçe, gelişip kurumsallaştıkça, savaşın ahlakı da, kuralları da değişti. Hele hele modern devlet sistemi olan ulus devletlerin ortaya çıkmasından sonra hiçbir kural kaide tanınmadı. Savaşta kimyasal silah kullanmak modern devlet sistemi olarak ele alınan ulus devletler döneminde çok yoǧun görülmektedir.
Tarihte karşılıklı savaşlarda birçok defa kimyasal maddeler kullanılarak savaşlar yürütülmüştür. Tarihte bilinen ilk kimyasal silah M.Ö. 600’de Atina ordusu tarafından Kirra şehrinin kuşatılmasında kullanılmıştır. Ancak 17. Yüzyılından sonra kimyasal silah kullanımında hem artış hem de arayışlar çoğaldı. Fakat en yoǧun kullanım 1. Dünya Savaşı’nda yaşandı. 1. Dünya savaşı tarihin en büyük kimyasal savaşıdır. Özellikle Almanlar tarafından çok yoğun kimyasal silah kullanıldı. Daha sonra İngilizler ve Fransızlar tarafından da kullanıldı. ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye kimyasal saldırısı 1. Dünya Savaşı’nı bitiren temel etkendir.
Kimyasal silah kullanımını durdurmak ve engellemek için kimi uluslararası anlaşma ve sözleşmeler yapılmıştır. İlk çok uluslu anlaşma 1899 ‘da imzalanan Lahey sözleşmesidir. Ancak sözleşmenin etkisinin ve bağlayıcılıǧının zayıf olmasından kaynaklı, 1. Dünya Savaşı’nda çok yoğun kimyasal silah kullanıldı. 1. Dünya Savaşı’nın tahribatından sonra bu yönde arayışlar çoğaldı. 1925’te Cenevre Protokolü imzalandı. Bu anlaşmalar, sözleşmeler ve protokollerle her ne kadar kimyasal silahların kullanılması yasaklanmışsa da Avrupa dışında birçok yerde kullanım devam etti. 2. Dünya Savaşı’nda kullanılmasa da dünyanın birçok yerinde kimyasal silah kullanıldıǧına dair izlere rastlanmıştır. Yemen iç savaşı, Vietnam, Kore Savaşı ve İran-Irak Savaşı’nda kullanıldığı tespit edilmiştir. Saddam tarafından yapılan Halepçe katliamı yakın dönemin en büyük kimyasal silah trajedisidir.
Türkiye uluslararası sözleşmelere imza atan bir devlettir. Son 40 yılda çatışmalarda zaman zaman zehirli gazlar kullanıldıǧı gündeme geldi. Özellikle 2012’de Gelîyê Teyare’de kimyasal silah kullanıldıǧı PKK tarafından kamuoyuyla paylaşılmış ve olayın incelenmesi için uluslararası kurumlara çağrılar yapılmıştı. Ancak konuya ilişkin hiçbir girişimde bulunulmadığı biliniyor. Yine 2019 ‘da Grê Spi’de sivillere yönelik fosfor gazı kullanıldıǧı basına yansıyan küçük bir çocuğun yanık bedeninden anlaşıldıǧı halde dünya bu olaya her zamanki gibi sessiz kaldı. Esad, Doǧu Guta’da kimyasal silah kullandığında büyük gürültü koparanlar, nedense söz konusu Kürtler olunca seslerini bile çıkarmadılar.
Pençe-Kaplan adı altında beş aydır Irak Kürdistan Bölgesi’nde bir harekât düzenliyor. Bölgeden gelen haberlere göre son günlerde kimyasal silah kullanıldıǧına yönelik ciddi belirtiler, görüntüler ve iddialar var. Köylerde ve gerilla alanlarında zehirli ve kimyasal gazlar kullanıldıǧı hem PKK hem de sivil halk tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Uluslararası kurumlara olayın incelenmesi için çağrılar yapıldı. Ancak bu konuda bir tepki verilmiş değil.
Kimyasal silahların kullanımının yasaklanması ve savaş suçu olarak görülmesi kararını BM’ye üye ülkeler aldı. BM’nin ilgili kurumları iddialara yönelik bir heyet oluşturarak olayı incelemesi gerekirken sessiz kalmaları bu suçların işlenmesini teşvik edeceği gibi ortak da etmektedir. Oysa ortada çok ciddi bir durum var; ancak insanlık sessiz. Kimyasal silahların kullanılmasına karşı tavır sahibi olmalık insanlığın gereğidir.