Newroz denince ilk akla gelen ateştir.
Ateş yoksa Newroz’un ruhu yoktur.
Gür olmayan, üzerinden yanma duygusunu hissetmeden atladığınız Newroz ateşi, heyecan vermez.
Hele o ateş gecenin karanlığında dağ başlarında yakılıyorsa ayrı bir duygusu ayrı bir anlamı vardır.
Yine kentlerin sokaklarında, kenar mahallelerde hiçbir protokolü, planlaması olmadan yakılan etrafında 7’den 70’e halaya durulup, zılgıtların çekildiği ateş ayrı bir ruh katar Newroz’a.
90’lı yıllarda Newroz yasakken, geceye korkunun eşlik ettiği heyecanla, sokaklarda, dağlarda yakılacak ateşi beklerdik.
Ayrı bir gizemi ayrı bir heyecanı ayrı bir duygusu vardı.
O ateşin yandığını gördüğümüzde korkunun yerini heyecanımıza umudun eşlik ettiği bir duygu kaplardı.
Özgürlüğün, zalime ve zulme karşı mücadelenin, yeni bir yaşamın, direnişin adı olan alevler aydınlatırdı kuşatılmış dünyamızı.
Şimdiler de ise, Newroz milyonların alanlarda toplandığı, her türlü engelleme ve saldırılara rağmen rengarenk giysilerle kutlamalarını gerçekleştirdiği, politik mesajların verildiği, Kürtlerin taleplerinin sıralandığı karnaval alanlarına dönüştü.
Devlet kafasının Newroz’u ‘Nevruzlaştırma’, ateşe yüklenen anlamı anlamsızlaştırma çabaları boşa çıktı.
Bu realiteden hareketle başta Kürdistan coğrafyasının insanları olmak üzere milyonlarca insan yakılan ateşler etrafında, polis barikatlarını aşarak bir haftaya yayılan karnaval havasıyla kutluyor Newroz’u.
Günümüz Newroz kutlamalarında gözlerin çevrili olduğu kent ise hep Diyarbakır oluyor.
Her Newroz’da Diyarbakır’da Newroz’a katılacak olanların sayısı, devletin tavrı, Newroz platformunda verilecek olan mesajlar, kutlamalarda hangi sanatçının sahne alacağı, Newroz’a dışardan kimlerin katılacağı gibi birçok konu merakla bekleniyor.
Newroz’a Diyarbakır’da katılmaya ayrı bir anlam yükleniyor.
Diyarbakır’da Newroz’a katılmamışsan bir eksiklik duygusunu yaşıyorsun her türlü.
Diyarbakır Newroz’unun bu gerçekliğinin yanı sıra Güney Kürdistan bölgesindeki Akre ve İran’da Kürdistan Eyaletine bağlı Hewraman bölgesindeki Newroz kutlamalarının ayrı bir ruhu ve güzelliği olduğunu düşünenlerdenim.
Diyarbakır’daki kutlamaların yanı sıra bu iki yerdeki kutlamaların görüntü ve fotoğraflarına da hep bakarım.
Bu yıl da “Şimdi Kazanma Zamanı” sloganıyla yapılan ve bir haftaya yayılan Newroz kutlamalarını yakından takip ettim.
Diyarbakır’dan İstanbul’a, Cizre’den İzmir’e, Hewraman’dan Akre’ye, Yüksekova’dan Kobanê’ye milyonların rengarenk giysilerle katıldığı Newroz kutlamaları yapıldı.
Devasa ateşler yakıldı, kadınlar, yaşlılar, gençler, çocuklar giydikleri yöresel kıyafetlerle halaylardaki yeteneklerini sergilediler.
Bu görüntüler içerisinde ise en anlamlı kutlamanın görüntüsü Silopi’den düştü önümüze.
Sokaktaki boş alanda tüm sadeliğiyle küçük bir ateş yakan bir kadın, ateşin etrafında döndü, alkışlar çalıp zılgıtlar çekerek halaya durdu.
O görüntü, milyonların bir araya gelerek kutladığı Newroz alanlarının arkasındaki ruhtu bence.
Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı 2634 yıl önce yaktığı, devrimci Kawaların harladığı Newroz ateşi, Silopi’de Xezal annenin 4 kibrit çöpüyle yaktığı ateş ile ruhunu sürdürüyor.
Ve tek kişinin yaktığı, çevresinde zılgıt çekip halaya durduğu Silopi’nin sokağında yakılan ateşe Xezal annenin yüklediği anlam ve ruh, Diyarbakır’dan İstanbul’da, Hewraman’dan Akre’ye, Yüksekova’dan Kobanê’ye, Cizre’den İzmir’e milyonları ateşin etrafında tüm görkemiyle bir araya getiriyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Zeynep Durgut’a konuşan Xezal anne, “…Her yıl 4 kibrit çöpünü alıyorum ve onların hatırı için o ateşi yakıyorum. Bedenini 4 kibrit çöpüyle ateşe verenlerin yaktığı ateşi sonuna kadar gürleştireceğim…” diyor.
Birdik Milyonlar Olduk, Ama O Milyonlar Kalp Yine Bir…
Yanlız başına bir Kürd kadını NEWROZ'unu kutluyor. pic.twitter.com/Xr61gyQrNr— HDP Basa İlçe Örgütü (@hdp_basa) March 22, 2022