HABER MERKEZİ – İstanbul’da Suriyeli mülteci trans Sendi evinde katledildi. Sendi’nin cenazesinin kendilerine verilmediğini belirten İstanbul LGBTİ aktivisti Kıvılcım Arat, Türkiye’de mülteci trans kadınların hem transfobi hem de göçmen karşıtlığının hedefinde olduğunu söyledi.
İstanbul’da Suriyeli bir mülteci olan trans kadın Sendi Cihangir’deki evinde öldürüldü.
Seks işçisi olan Sendi’nin müşteri kılığındaki biri tarafından 17 Aralık Cumartesi günü evinde bıçaklanarak katledildiği belirtildi.
kaosgl.org‘un haberine göre, polis olay yerine geldi ve güvenlik kayıtlarında inceleme yaptı ancak katilin kimliğini tespit edemedi.
İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği ve Kadınlarla Dayanışma Vakfı, Sendi’nin cenazesini kaldırıldığı Adli Tıp Kurumu’ndan almak istediklerini ama cenazenin kendilerine teslim edilmediğini belirtti.
Sendi’nin cenazesini “trans ve na trans kadınlar olarak kaldırmak istediklerini” ifade eden İstanbul LGBTİ ve KADAV, bunun için yarın (21 Aralık) dilekçe verecek.
“Hem polis hem toplum şiddetine maruz bırakılıyor”
Sendi’nin savaşta ailesini kaybetmiş bir trans kadın olduğu bilgisini veren İstanbul LGBTİ’den Kıvılcım Arat Taksim Meydan civarında ve bir barda çalışan Sendi ile öldürülmesinden dört gün önce görüştüğünü söyledi.
On beşe yakın Suriyeli mülteci seks işçisi trans kadın ile görüşme yaptıklarını belirten Arat şunları söyledi:
Sendi de bu kadınlardan biriydi. Bütün mülteci trans kadınlar iki şeyden şikayetçi: Yoğun polis ve ‘toplum’ şiddeti. Son dönemde sistemde yaşanan bir sorundan dolayı mültecilere belge verilmiyor. Sistem çökmüş durumda. Trans kadınların temel talebi yasal statüye sahip olmak. Sendi ile de zaten bu yüzden buluşmuştuk. KADAV ile birlikte hukuki danışmanlık verecektik.
Göçmen karşılığı ve transfobiye karşı mücadele çağrısı
Mülteci trans kadınların hem transfobi hem de göçmen karşıtlığına maruz bırakıldığına dikkat çeken Arat sözlerini şöyle sürdürdü:
Göçmen trans kadınlar özellikle ‘kırmızılı polis’ diye adlandırdıkları yunus timlerinden şikayetçi. Çok fazla şiddete maruz kaldıklarını anlatıyorlar. Görüşme yaptığım kadınlardan birinin kafasında çatlak vardı, diğerinin gözü mordu mesela… Mülteci trans kadınlar, Türkiyeli trans kadınlardan daha fazla şiddet görüyorlar. Hem göçmen karşıtlığının hem de transfobinin hedefindeler.
Yasal statüleri olmadığı sürece bu şiddetin de artacağını söyleyebiliriz. İki kere savunmasız durumdaki trans kadınlar nefret cinayetine varan suçlar silsilesi ile karşı karşıya. Polis de şiddet uyguladığı, fail olduğu için polise gitmek de istemiyorlar haklı olarak.
Hem göçmen karşıtlığına hem de transfobiye karşı birlikte mücadele etmeliyiz.
İstanbul LGBTİ yarın Adli Tıp önünde açıklama yapacak.