Ana SayfaGüncelSURUÇ KATLİAMI DAVASI | Tutuklu tek sanık bir sonraki duruşmaya getirilecek

SURUÇ KATLİAMI DAVASI | Tutuklu tek sanık bir sonraki duruşmaya getirilecek

HABER MERKEZİ – Suruç Katliamı’na ilişkin açılan davanın ikinci duruşması görüldü. Davanın tutuklu tek sanığı Yakup Şahin’in bir sonraki duruşmaya getirilmesi kararı veren mahkeme heyeti ÖHP, HDP ve SGDF’nin müdahillik taleplerini reddederek duruşmayı 13 Kasım’a erteledi.

Urfa’nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezi’nde 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD’in canlı bomba saldırısı sonucu 33 gencin yaşamını yitirmesine ilişkin açılan davanın 2’nci duruşması Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Urfa’nın Hilvan ilçesindeki T Tipi Cezaevi kampüsü salonunda görülen duruşma öncesi, polis yoğun önlem aldı.

Duruşmaya, katliamdan yaralı kurtulanlar ile yaşamını yitirenlerin ailelerin yanı sıra siyasi partiler, Suruç Aileleri İnisiyatifi, Taksim Dayanışması, Ankara Aileleri, Roboski Aileleri, Gezi Aileleri, Urfa Barış Anneleri, Bölge Barolar Birliği, İstanbul Barosu avukatları, HDP Milletvekilleri Dilek Öcalan ve Mahmut Toğrul’un da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.

Duruşmada, Sincan Cezaevi’nde tutuklu olan Yakup Şahin’in SEGBİS ile katılmasına avukatlar itiraz etti.

Sanık SEGBİS ile duruşmaya katıldığı sırada katliamda yaşamını yitirenlerin avukatları söz alarak, sanığın SEGBİS üzerinden değil duruşmada bizzat hazır edilmesini talep etti.

Yakup Şahin ise avukatın sözünü keserek, “Bir de sana cevap mı vereceğim” diyerek araya girdi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, Şahin’e müdahale ederek mikrofonun sesini kesti.

Avukatlar mahkemeye “Sanık sizi dahi dinlemiyor. 33 kişinin katilidir. Buradan nasıl sorgusunu yapacağız. Araya girip müdahale ediyor. Biz bu cesareti nereden aldığını biliyoruz. Burada olması halinde kendisine deliller gösterilecektir” ifadelerinde bulundu.

‘SEGBİS davanın gidişatını bulanıklaştırır’

Sanığın ifadesinin bir sonraki celsede duruşmada hazır edilerek alınmasını talep eden avukatlar, “Bu kadar büyük bir davanın sanığını biz burada sorgulayamıyoruz. Bazı belgeleri fotoğraflarıyla birlikte göstererek sorular soracağız. Sabah SEGBİS’e çıkmak istemediği söylendi. Sonra hasta olduğu için çıkmayacağı belirtildi. Bunlar örgütsel tavırdır. Mahkemede sorguya girmek istemiyor. Ankara katliamının sorumlusu olarak yargılanıyor. Mahkemelere bizzat getirilmeli” şeklinde konuştu.

Avukatlar, sanığın SEGBİS ile katılımının davayı bulanıklaştırmak anlamına geldiğini ifade etti.

Sanık bir sonraki duruşmaya getirilecek

Sanığın SEGBİS ile duruşmaya katılmasına aileler de tepki gösterdi.

Ailelerin tepki göstermesi sırasında SEGBİS ile davaya katılan sanık ailelere, “İster katılırım, ister katılmam” diye cevap verdi.

Mahkeme heyeti ise müşteki avukatlarının sanığın hazır edilmesi talebine dair karar vermek üzere ara verdi.

Verilenen aranın ardından mahkeme heyeti, sanık Yakup Şahin’in SEGBİS üzerinden duruşmaya katılmasının sağlıklı bir ifade için yeterli olmayacağına kanaat getirerek bir dahaki duruşmaya katılması kararını verdi.

Daha sonra  avukatların talepleri, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) davaya müdahil olma talebi ve çocuklarını kaybeden ailelerin beyanlarına geçildi.

Katliamda yaşamını yitiren Duygu Tuna’nın babası Hasan Tuna, olayda ihmali veya kastı olan tüm kamu görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirterek, kızının katledildiğini ve sorumluların bir an önce cezalandırılmasını istedi.

Katliamda yaşamını yitiren Polen Ünlü’nün babası Şemsettin Ünlü ise, “Suruç’ta hayatını kaybeden 33 candan Polen Ünlü’nün babasıyım. Çocuklarımızın hiçbir suçu yoktu. Çocuklarımızı katledenlerden ve onların arkasında olan herkesten şikâyetçiyim. Yaşam hakkı elinden alınan kişilerin faillerinin bir an önce cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.

Sanıklar cesareti işte bu yargı anlayışından ve üyelerinden alıyor

Avukat Gülhan Kaya ise dosyaya gelen hiçbir belgenin savcılık tarafından incelenmediğini belirterek şunları söyledi:

Biz bu dosyanın heyetiniz tarafından doğru düzgün okunduğunu bile düşünmüyoruz. Bugün sanık Yakup Şahin’i gördük. Ne kadar aymaz olduğunu gördük. Bu cesareti sadece örgütlerinden almadıkları açıktır. Biz dosya sanıklarının nasıl ellerini kollarını sallayarak ülke içinde gezdiğini gördük. Biz sanıklar hakkında verilen takipsizlik kararlarını gördük. Bu insanlar bu cesareti işte bu yargı anlayışından ve üyelerinden alıyor. Bu insanlar bu cesareti sanığı mahkemeye bile getiremeyen heyetlerden alıyor. Bu insanlar bu cesareti katliamdan sonra yaralılara biber gazıyla saldıran polislerden alıyorlar ve bu insanlar yine bu cesareti bu görüntüleri dosyaya getirmeyen yargı üyelerinden alıyorlar.

SGDF’den müdahillik talebi

SGDF Eşbaşkanı Ceren Çoban ise müdahillik talebinde müşteki olmak için bir önceki duruşmada hem bireysel hem de SGDF adına başvurusu olduğunu, ancak SGDF adına başvurusunun reddedildiğine dikkat çekerek, “Bireysel başvuruma da henüz cevap verilmedi. Katliamda oradaydım ve 1 yıl psikolojik tedavi gördüm” diye konuştu.

Olayda yaralanan Pınar Gayip mahkeme heyetinin “Zararınız nedir?” sorusuna tepki göstermesi üzerine mahkeme başkanı sesini yükselterek soru da bir sorun olmadığını söyledi. Gayip ise cevap olarak, “Orada 33 kişi öldü. Biz de ölebilirdik. Bu soru böyle sorulmamalı” diyerek tepkisini dile getirdi.

ÖHP’den müdahillik talebi

Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) adına müdahillik talebinde bulunan avukat Ruken Gülağacı ise Suruç’un “bir milat” olduğunun belirterek, “Özgürlükçü Hukukçular Platformu olarak İnsan hakları alanında çalışmalar yürütüyoruz. Birçok katliam davasını takip ediyoruz. Bu olaydan sonra katliam ve savaş süreci başlamış ve OHAL sürecine girilmiştir. Bu davanın takipçisiyiz. Bu nedenle katılım talebinde bulunuyoruz” dedi.

Taleplerinin ardından mütalaasını açıklayan savcı olaya tanık olan kişilerin davaya müdahil olma taleplerinin bir sonraki celse değerlendirilmesine, yine yaşamlarını yitirenlerin eşyalarının ailelere iade edilmesine ve dosyada adı geçen ve IŞİD sorumlularından olduğu ve Suriye’de öldürüldüğü iddia edilen Deniz Büyükçelebi’nin ölümünün araştırılmasına, kurumların müdahillik taleplerinin reddine, Yakup şahinin tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi.

Müdahillik talepleri reddedildi, duruşma 13 Kasım’a ertelendi

Mahkeme heyeti ise  Deniz Büyükçelebi’nin ölümünün araştırılmasına, katliamda yaşamını yitirenlerin eşyalarının iadesine bir sonraki celsede karar verilmesine, ESP, SGDF, BEKSAV ve İzmir Barosu’nun katılma taleplerinin reddine, sanık Yakup Şahin’in bir sonraki duruşmada duruşma salonuna bizzat getirilmesine, SGDF Eşbaşkanı Ceren Çoban hakkındaki suç duyurusunun kaldırılması talebinin reddine karar vererek duruşmayı 13 Kasım’a erteledi.

Duruşma öncesi

Gezi direnişi sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, duruşma öncesi kısa bir açıklama yaptı.

Anne Elvan yaptığı açıklamada yaşanan katliamları durdurmak ve katliamların yaşanmaması için her yerde olduklarını ve her yerde olmaya devam edeceklerini kaydetti.

“Yıldırma politikası uyguluyorlar, ama asla yılmayacağız” diyen anne Elvan, dayanışma içerisinde yılmadan direneceklerini ifade etti.

Suruç Katliamı Davası ne kadar sürürse sürsün takipçisi olmaya devam edeceklerini belirten Gülsüm Elvan, “Adaleti sağlayana kadar mücadelemizi devam ettireceğiz. Biz bitti demeden, bitmez bu davalar” dedi.

Ne olmuştu?

İstanbul’dan Urfa’nın Suruç ilçesine Kobani’ye yardım kampanyası amacıyla gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi yaklaşık 300 kişi, Suriye’ye geçmeden önce Amara Kültür Merkezi’nin bahçesinde 20 Temmuz 2015’te basın açıklaması yapmak istemişti.

IŞİD’li bir saldırgan kalabalığın içine girerek üzerindeki bombayı infilak ettirmişti. Saldırıda 33 kişi yaşamını yitirmişti.

Patlama mahalinden toplanan delil ve vücut parçalarının Ankara’da incelenmesinin ardından saldırganın Abdurrahman Alagöz olduğu kesinleşmiş, Alagöz’ün, El Kaide soruşturması kapsamında ifadesinin alındıktan sonra serbest bırakıldığı ve hakkında takipsizlik kararı verildiği ortaya çıkmıştı.

Alagöz hakkındaki ‘terör nitelikli aranan şahıs’ kaydının da saldırıdan bir ay kadar önce, 16 Haziran’da Suruç Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştığı ortaya çıkmıştı.

15 kişiyle başlayan soruşturma IŞİD üyesi 3 kişi ile devam etmişti.

Davanın tutuklu tek sanığı Yakup Şahin, Ankara Garı Saldırısı’nın da faillerinden…Hakkında arama kararı çıkartılan İlham Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin ise Suriye’de IŞİD’e katıldığı belirtildi.

Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca saldırıdan 18 ay sonra hazırlanan iddianamede 3 şüpheli hakkında 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti.


Bu haberde dihaber ve Gazete Sûjin’den yararlanılmıştır.