Ana SayfaGüncelUrfa’daki tarihi Germuş Kilisesi yıkımla yüz yüze

Urfa’daki tarihi Germuş Kilisesi yıkımla yüz yüze

URFA – Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla “turizm gelişim merkezi” olarak ilan edilen Urfa’nın Haliliye ilçesi Germuş Mahallesi’ndeki Ermenilere ait kilise, yıkımla yüz yüze.

Urfa kent merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan ve 19’uncu yüzyılda yapıldığı tahmin edilen Ermenilere ait Germuş Kilisesi, bakımsızlık ve ilgisizlikten dolayı harabe halinde.

Haliliye ilçesine bağlı Dağyanı (Germuş) Mahallesi’nde bulunan Ermeni Kilisesi’nin hemen yanındaki diğer kilise binası yıkılırken, mevcut kilise binası ayakta zar zor duruyor.

Restore edilmesi için Haliliye Kaymakamlığı’nın hazırladığı proje geçtiğimiz yıl Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından Mali Destek Programına alınmıştı. Ancak geçen bir yıllık süre zarfında sadece kilise çevresine aydınlatma direkleri dikildi.

Defineciler tarafından temeli ve duvar dipleri delik deşik edilen kilise, viran haliyle harabeyi andırıyor.

Kilise her geçen gün biraz daha yıkımla karşı karşıya.

Haliliye Kaymakamlığı, Urfa Valiliği ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından ortak hazırlanan restorasyon projesinin ödenek yokluğundan başlatılamadığını aktaran Dağeteği Mahallesi Muhtarı Halil Yıldız, yıkılmak üzere olan kilisenin korunmasını istiyor.

6 yıl geçti, bakanlık tek çivi çakmadı

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın teklifiyle 23 Ekim 2011 tarihinde, Bakanlar Kurulu kararıyla Germuş Kilisesi ve çevresi “Turizm gelişim merkezi” olarak ilan edildi.

Aradan 6 yıl geçmesine rağmen kilise ve çevresinde bakanlık eliyle bir çalışma yürütülmedi.

Kilisenin etrafında açılan sayısız çukur tarihi yapıya zarar veriyor.

Son 2-3 yılda yıkılan diğer kilisenin binası gibi, mevcut harabe halindeki kilise binasının yıkılması da an meselesi.

Kiliseye yakın ikamet eden Casım Acar, geçmişte 900 hanenin yaşadığı mahallede ilgisizlikten kaynaklı 3 -5 hanenin kaldığını söylüyor.

Doğduğu, büyüdüğü ve yaşadığı Germuş’u ‘sahipsiz bir yer’ olarak tanımlayan Acar, “Kiliseyi koruması için görevlendirilen bir bekçi var, ancak adı bekçidir. Bekçi birkaç saat buralarda gezindikten sonra evine dönüyor. Bizzat kendim bir sürü defineciyi kilisenin içinde yakaladım” diyor.

Acar, bu yıl müdahale edilmediği takdirde önümüzdeki yıl kilisenin kendiliğinden yıkılacağını belirtiyor.

“Temel falan hiçbir şey kalmamış. Kilisenin her tarafı delik deşik edilmiş. Kaymakamlık çevreye ışıklandırma direkleri takıp bıraktı.
“Kilise restore edilse bu bölge canlanır. Yani bu yıkık haline rağmen bile görmeye gelenler var. Bugün 10 kişi geliyorsa restore edildiğinde binlerce kişi gelir. Burası restore edilse Göbeklitepe’ye gelen turist buraya da uğrar.
“Kilise harabe oldu gitti. Buraya yolda yok. Hem Karaköprü hem de Mardin yolu üzerinden gelen iki yol var, ancak iki yolda çukurlarla dolu.
“Birçok kurumla görüştük. Seçim zamanı her gelen vaat veriyor, ancak sonrası boş. Kilise geçmişte restore edilseydi her şey çok farklı olurdu. Kilisenin yanında bir kilise binası daha vardı. O bakımsızlıktan yıkıldı, bu da yıkılacak.”

“Turizme kazandırılmalı”

Germuş Kilisesi’nin kentin önemli kültür varlıklarından olduğunu belirten Urfa Bölgesel Turist Rehberleri Oda Başkanı Müslüm Çoban da kilisenin yıkılmak üzere olmasından büyük üzüntü duyduklarını dile getiriyor.

Birkaç ay önce görmeye gittiği sıra ellerinde detektörle gezen definecilerle bizzat karşılaştığını ifade eden Çoban, Germuş’un Urfa, Ermeni ve Hıristiyanlık tarihi açısından önemine dikkat çekiyor.

1915 öncesi Urfa yöresinin en büyük köyü olan Germuş’ta, Germuş Kilisesi’nin yanı sıra 100’den fazla öğrencisi olan bir de okulun yer aldığı, köyün etrafında eski manastır kalıntıları bulunuyor.

Köyün 800 haneli olduğu, kilisenin 1881’de Hagop Ardvisyan tarafından restore edildiği, köy çevresinde yer alan eski manastırların adlarının, Surp Hovhannes, Surp Tadeos, Surp Hagop ve Surp Minas olduğu, Germuş Kilisesi’nin dışında köyde iki kilisenin daha bulunduğu kayıt altına alınmış.

Kilise, 1915 yılına kadar Ortodoks Ermenileri tarafından ibadethane olarak kullanılmış.

Mustafa Kemal Atatürk’ün köyü Hamidiye alayı komutanlarından Sümer paşaya tahsis ettiği, şu anda da köyün Sümer paşanın mirasçılarının elinde olduğu ileri sürülüyor.


Mezopotamya Ajansı