Ana SayfaManşetTürkiye’nin salgın eğrisi: Durum gerçekten kötü!

Türkiye’nin salgın eğrisi: Durum gerçekten kötü!


Onur Hamzaoğlu


Salgın eğrisi, salgınların kaynağının tanımlanabilmesi ve seyrinin izlenmesi için önemli bir araçtır. Bu eğri, her gün için yeni tanı konan hastaların sayısının grafikte gösterilmesiyle hazırlanır. Günümüzdeki gibi uzun süreli salgınların nasıl seyrettiğini izleyebilmek, hızlı ve doğru değerlendirmeler yapabilmek için özellikle kullanılması gerekir. Bunun için de salgın eğrisinin doğru bilgi/verileri kullanarak hazırlanmış olması zorunludur.

Sağlık Bakanlığı pandeminin ilk gününden itibaren hastaların yaş, cinsiyet, kronik hastalık durumu, yaşadığı yer vb. salgının özelliklerinin belirlenebilmesi için bilinmesi gereken temel özelliklerini dünyanın pek çok ülkesinden farklı olarak kamuoyundan sakladı. Bu yetmezmiş gibi, bizzat Bakan tarafından her gün için açıklanan doğrulanmış yeni hasta ve ölüm sayılarının, özellikle basın açıklamalarında (ilki 17 Haziran 2020’de gerçekleşti) aynı tarihler için illerin durumu üzerinden yapılan açıklamalarda paylaşılan sayılarla büyük farklılıklar taşıyor olması başka bir boyutu daha ortaya çıkardı. Sağlık Bakanlığı, tahmin edildiği gibi, salgının başından beri eksik bilginin yanı sıra, gerçek hasta ve ölüm sayılarını saklıyor, kamuoyu ile eksik bilgi paylaşıyor. Daha sonra öğrendik ki söz konusu bilgiler kendileri tarafından belirlenmiş olan Bilim Kurulu üyeleriyle de paylaşılmıyor. Onlardan da saklanıyor. AKP-MHP iktidarı yalanlarla başarı öyküsü yazamayacaklarını bakalım ne zaman anlayacak.

Bakanlık, web sayfasında 29 Haziran 2020 tarihinden itibaren paylaştığı “Günlük Rapor” sunumuna yalnızca 148 gün devam etti, 23 Kasım 2020 tarihinden itibaren yayımlanmıyor. Bunun nedeniyle ilgili de hiçbir açıklama yapılmadı. Aynı şekilde, 17 Ağustos 2020 tarihinde başladığı haftalık “Durum Raporu” sunumunu yalnızca 10 hafta gerçekleştirdi ve sonuncusunu 19 Ekim-25 Ekim 2020 tarihleri için yayımladı. Neden devam edilmediğini kamuoyu bugüne kadar öğrenebilmiş değil. Sağlık Bakanlığı’nın keyfiliği bunlarla da sınırlı değil. “Genel Koronavirüs Tablosu” adı altında yayımladığı bilgilerden aralarında “toplam test sayısı”, “toplam vaka sayısı” ve “toplam vefat sayısı”nın da olduğu bilgiler 3 Temmuz 2021 tarihi sonrasında yayımlanmıyor. Bunun da neden(ler)ini kamuoyundan bir sır gibi saklıyorlar.

Türkiye’de 14 Ocak 2021 tarihinde başlatılabilen COVID-19 aşılama faaliyetinin değerlendirilmesinde ve kamuoyuyla paylaşılmasında da sorun yaşıyoruz. Bakanlık özel koşullar için olsa da 12 yaş ve üzerine aşı uyguladığı halde “aşılananların oranı”nı hesaplarken 18 yaş ve üzeri nüfusu kullanıyor. Böylece iki doz aşısı yapılmış olanların sayısını bölmek (payda) için kullandıkları sayıyı küçültüp, oranı büyük çıkartmış oluyorlar. Ancak bu rakamlara Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere, hiçbir uluslararası kuruluş ve kurum itibar etmiyor. Ağustos ayının son günü itibarıyla Türkiye’de COVID-19’a karşı aşılanmış olanların oranını Sağlık Bakanlığı % 59.23, DSÖ ise % 43.3 olarak açıkladı. Aradaki fark görmezden gelinecek gibi değil; %37.

Bakanlık, bu kadar kasıtlı yanlışı içinde barındıran COVID-19 bilgilendirme faaliyetine rağmen, salgın eğrisinde görünür hale gelen sorunları saklayamıyor. Üzerini örtemiyor. Yaptıkları uygulamalar nedeniyle görünür hale gelmiş olan sorunların çok daha büyük olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil. Türkiye’nin salgın eğrisine bakıldığında; ilk doğrulanmış COVID-19 hastasının varlığının açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden günümüze kadar salgın hiçbir dönemde kontrol altına alınamadı. Sonuncusu Temmuz 2021 tarihinde oluşmaya başlayan dört tepecik (pik, hasta sayılarında artış) izleniyor. Türkiye, pandemi ile mücadelede geçen yılın gerisine düştü. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, günlük ortalama doğrulanmış hasta sayısı 1-31 Ağustos 2020 tarihlerinde 3 bin 445 iken, 1-31 Ağustos 2021 tarihlerinde 21 bin 334’e yükselmiş ve artış 6 kata ulaşmıştır. Benzer şekilde, COVID-19 nedeniyle gerçekleşen günlük ortalama ölüm sayısı 1-31 Ağustos 2020 tarihlerinde 22 iken, 1-31 Ağustos 2021 tarihlerinde 174 olarak gerçekleşmiştir. Fark 8 kattır.

Bir yıl önceye göre hem COVID-19 ile ilgili olarak ulaşılan yeni bilgiler hem de aşı gibi çok önemli bir olanağa sahipken, salgın, Ağustos 2021’de Ağustos 2020’ye göre gerileme değil, aksine 7-8 katına ulaşan bir artış gösterdi. Bu durum, AKP-MHP iktidarının salgınla mücadeledeki yetmezliğinin yanı sıra, topluma karşı görevlerini yerine getirmediğinin de bir kanıtıdır. Önlenebilir bir hastalık nedeniyle insanlarımızın hastalanmasına ve ölmesine göz yumuyorlar. Sağlık Bakanlığı her ne kadar bilgileri saklasa, gerçeği gizlemeye çalışsa da “çalınan minare kılıfına sığmıyor”. Bırakın, elinizi çekin! Salgınla mücadeleyi bilenler, bilimsel bilgi ışığında sürdürsün. Engel olmayın. Daha çok insanımızın pisi pisine hastalanmasının ve ölümünün vebali de büyük olacak.




Önceki Haber
Covid-19'dan ölenlerin sayısı hızla artıyor: 24 saatte 290 kişi hayatını kaybetti
Sonraki Haber
New York ve New Jersey'de sel: Acil durum ilan edildi