HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Fincancı ve gazetecilerin tam da cumhuriyetin 99’uncu kuruluş yıldönümünde tutuklandığını belirterek, “Bu bir tesadüf değil. Ret ve inkâra devam edeceklerinin sinyalini veriyorlar. Yüzleşme ve adalet olmadan yeni bir yüz yıl hiç olmaz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmelere dair açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına Brezilya’daki seçimlerde Devlet Başkanlığı’nı kazanan İşçi Partisi’ni ve lideri Lula Di Silva’yı tebrik ederek başlayan Buldan, “Sağın karşısında sola zafer kazandırarak dünyaya umut yayan Brezilya halkına buradan selamlarımı gönderiyorum” dedi.
Geçtiğimiz hafta tahliye edilen Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’a da değinen Buldan, “Sağlık durumu iyice kötüleşen Aysel Tuğluk arkadaşımız, halkımızın, bizlerin, kadınların ve demokratik kamuoyunun mücadelesi sonucu tahliye oldu. Çok açık söyleyelim bu gecikmiş bir tahliyedir. Ömrünü mücadeleye adamış değerli siyasetçimiz Aysel Tuğluk arkadaşımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve sağlığına bir an önce kavuşmasını temenni ediyorum. Buradan kendisini kucaklıyorum” ifadelerini kullandı.
‘Kürt sorunu, torbaya konulan kemiklerdir’
“İşte Kürt sorunu tam da budur” diyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ölüm döşeğindeki Kürt siyasi tutuklulardır. Yasaklı Kürtçedir. Kürt’ün seçtiği belediyelere darbeyle atanan kayyımlardır. Torbaya konulan kemiklerdir. Tahrip edilen mezar yerleridir. Evrensel hukuktan doğan eşit yurttaşlık haklarının reddidir. Kürt sorunu; işkenceye, insanlık suçlarına, katliamlara karşı cezasızlık politikasıdır. Evet, bir asırdır çözümsüz bırakılan Kürt sorunu cumhuriyetin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engel olarak güncelliğini korumaya devam etmektedir. Bu meselenin çözümsüzlüğü Türkiye’nin diğer bütün sorunlarının çözümünü de engellemektedir.
Yaşanan ekonomik krize de işaret eden Buldan, “Bugün açlık sınırı 7 bin 425 TL, yoksulluk sınırı 24 bin TL bandına gelmişse eğer, bu ülke adeta bir yoksulluk cumhuriyetine dönüşmüşse sebebi, kaynakların güvenlikçi politikalara, talana ve ranta harcanmasıdır. Sebep, demokrasi yoksunluğudur” diye konuştu.
‘Fincancı’yı hakikati dile getirdiği için tutukladılar’
Buldan, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın hakikatin yanında olduğunu söyledi.
Şebnem Hocayı tutukladılar. Hakikati cesaretle dile getirdiği için. Şebnem Hocanın durduğu yer, demokrasinin yanıdır. Barışın ve birlikte yaşamın yanıdır. Kısacası savaş karşıtlığının yanıdır. Demokrasiden ve toplumsal barıştan yana olan herkesin duracağı yer de Şebnem Hocamızın yanıdır. Buradan kendisine selam ve sevgilerimizi gönderiyor ve kucaklıyorum.
‘Tutuklanan gazeteciler, Özgür Basın’ın onurudur’
Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS muhabirlerinin tutuklanmasının halkın haber alma özgürlüğüne doğrudan bir saldırı olduğunu kaydeden Buldan, şunları aktardı:
Bu ülkenin ihtiyacı, hakikatin gereğini yerine getiren gerçek gazetecilerdir. Saray’ın talimatının gereğini yerine getiren bağımlı kalemler değildir! Tutuklanan gazeteciler, Özgür Basın’ın onurudur. Demokrasinin onurudur! Buradan hepsine kucak dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Sizin değerli kaleminiz tarihin onurlu sayfasını yazmaya devam edecektir. Kaleminize kelepçe vuranlar ise tarihin karanlık sayfasında anılmaya devam edecektir. Ve bugün görüyoruz ki, Apê Musa’yı katleden zihniyetin fikriyatı iktidardadır. Ama bu zihniyet de bilsin ki, Musa Anterlerin, Mehmet Sincarların, Vedat Aydınların fikriyatı ve mücadele mirası da bizim haritamızdır, rehberimizdir.
‘Yüzleşme ve adalet olmadan yeni bir yüz yıl hiç olmaz’
Buldan konuşmasına şöyle devam etti:
Şebnem Hocanın ve özgür basın çalışanlarının tutuklanması tam da cumhuriyetin 99’uncu kuruluş yıldönümüne denk getirildi. Bu bir tesadüf değil. Verilen mesaj çok açık ve net olarak anlaşılıyor. Ret ve inkâra devam edeceklerinin sinyalini veriyorlar. Yani bir yüzyıl daha böyle sürdürmek istiyorlar. Ama bunu bir takım demokrasi söylemleriyle ambalajlayarak topluma sunuyorlar.
AKP’nin Genel Başkanı ‘Türkiye yüzyılı’ adı altında seçim propagandası içeren bir konuşma yaptı. Her bir vatandaşın özgürlüklerinin teminat altına alınacağını söyledi. Sormak istiyoruz. Acaba bu söylediklerine kendisi inanıyor mu gerçekten? Mesela herkesi eşit vatandaş olarak görüyor mu? Zihniyetiniz meydanda. Sizin zihniyetiniz geçen yüzyılın zihniyetidir. Eski zihniyetten hiç yeni bir şey çıkmayacağını biliyoruz, bir kere tabiatın kuralına aykırıdır bu! Yüzü, vesayete, yasaklara, inkâra, baskıya, adaletsizliğe dönük olanların gelecek yüzyıl vizyonu olmaz, olamaz. Yüzleşme ve adalet olmadan yeni bir yüz yıl hiç olmaz!
Bugün aynı zamanda 1 Kasım Dünya Kobanê Günü. Buradan tüm direnen Rojava halklarını, ‘Jin Jiyan Azadî’ diyen tüm kadınları selamlıyor ve 1 Kasım Kobanê Günü’nü kutluyorum. Bu dayanışma ruhu tüm halkların mücadelesine ışık tutmaya devam edecektir.