Tesla ve SpaceX’in Üst Düzey Yöneticisi Elon Musk’ın sosyal medya şirketi Twitter’ı 44 milyar dolara satın almasının ardından yaptığı açıklamalar kendisinin her gün basında yer bulmasını sağlıyor. Çalışanlarına ‘Ya çok çalışın ya da işi bırakın’ diye ültimatom veren Musk’ın planı ters tepti. Çok sayıda personelin işten çıktığı iddia edilen şirket, ofislerini geçici olarak kapatma kararı aldığını duyurdu. The Guardian Gazetesi’nden Andre Spicer, Musk’tan yola çıkarak ‘kötü patronlar’ı ve çalışanların bu insanlara karşı kendilerini nasıl konumlandırdığını yazdı.
The Guardian Gazetesi
Andre Spicer
Twitter’ın milyarder sahibi Elon Musk, taktiklerinin kendisini kararlı çalışanlarla bırakacağını düşünebilir. Fakat kanıtlar aksini gösteriyor
Perşembe günü San Francisco’daki Twitter genel merkezinin önünden geçseydiniz, binanın yan tarafına yansıtılan bir dizi hakareti görürdünüz: “Elon Musk: vasat bir erkek çocuk, Baskı altındaki ayrıcalık, Önemsiz ırkçı, Megalomanyak” Çalışanlar yönetimden, ‘yüksek yoğunlukta uzun saatler’ çalışacaklarına veya işlerinden ayrılacaklarına dair taahhütname imzalamalarını isteyen bir mesaj aldı. Bu, büyük ölçekli işten çıkarmaların ilk sinyali sabaha karşı 2.30’da tüm şirketlere gönderilen ve “Twitter’ın yaklaşmakta olan ekonomik gerilemeden sağ çıkamama ihtimalinin yüksek olduğunu” bildiren bir e-postanın ardından geldi.
“Sen tam bir aptalsın”
Musk’ın insanları yönetme konusundaki görgüsüz yaklaşımı uzun süredir belgelendi. Tesla’daki davranışları hakkında öne sürülen iddiaları ele alalım; Basına yansıyanlara göre, bir mühendise “Sen tam bir aptalsın! … Defol git ve geri gelme!” dedi. Diğer çalışanlar Wired dergisine yaptıkları açıklamada, Elon Musk’ın insanları alenen aşağıladığını ve öfke kontrolünün olmadığını söyleyerek, “Çalışanlar onun odasının yakınından bile geçmeye korkardı” ifadesini kullandı. Eski bir çalışan, Wired Dergisi’ne işten atılmasıyla ilgili olarak “Ne yaptığımı bilmediğimi, bir aptal olduğumu, hiç bu kadar beceriksiz biriyle çalışmadığını bağırıyordu” dedi.
Kulağa ne kadar tuhaf gelse de, bu tür bir iş yeri davranışı sandığınız kadar sıra dışı değil. Meslektaşım Amanda Goodall tarafından yapılan bir ankete göre, Avrupa’daki yöneticilerin yaklaşık yüzde 13’ü “kötü patronlar” kategorisine giriyor. Bunlar geri bildirim vermeyen, saygısız ve takdir etmeyen, işin yapılmasına engel olan, bireysel gelişimi baltalayan, ekiplerin verimli çalışmasını engelleyen ve çalışanlara yardım ve destek vermeyen kişiler.
Kötü davranmak hiçbir işe yaramıyor
Anketler, istismarcı birçok patronun aslında çalışanlara güç göstererek onların daha başarılı olmasını sağladıklarını düşündüklerini gösteriyor. Tıpkı Elon Musk’ın çalışanlarının harika şeyler başarmak istiyorlarsa uzun saatler çalışmaları gerektiğine inanması gibi. Yapılan bilimsel araştırmalar ise bunun işe yaramadığını ortaya koyuyor: Kötü veya tacizci patronlar için çalışan insanlar daha az üretken olma eğiliminde ve daha kötü zihinsel ve fiziksel sağlığa sahip.
İster işlerinde kötü olsunlar ister gerçekten taciz edici olsunlar, korkunç patronlara katlanma isteğimiz artık değişiyor. Musk’ın bu haftaki ültimatomunun ardından yüzlerce Twitter çalışanının işi bıraktığı bildirildi.
Danışmanlık firması McKinsey, bir bütün olarak ABD işgücü piyasası genelinde, işçilerin yüzde 40’a varan bir kısmının işlerini bırakmayı planladığını tahmin ediyor. İş piyasasının ekonomisi kısmi bir açıklama sağlıyor: Mevcut çok az seçenek olduğunda ve salgın sonrası iş piyasası sağlıklı bir döneme doğru gittiğinde genellikle istismarcı denetçilere bağlı kalıyoruz. Tersine, bir grup iktisatçı tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma, işgücü piyasaları kötüleştiğinde, patronların personelin elde tutulması konusunda daha az endişe duyduğunu ortaya çıkardı.
Elbette, birçok insan kötü bir patrona rağmen işlerine tüm güçleriyle sarılıyor ve belki de bu yüzden bu insanların iş yerinde devam etmelerinin nedenleri Musk ve Twitter’ın geleceği için pek umut vermiyor.
Öğrenilmiş çaresizlik
Kötü niyetli bir müdürün altında çalışan bazı insanlar, psikologların “öğrenilmiş çaresizlik” dediği şeyin tuzağına düşer. İnsanlar zor koşullarla karşı karşıya kaldıklarında, başlangıçta kaçmak ya da karşı koymak için mücadele ederler, ancak zamanla istismarı normal olarak görmeye başlarlar. Giderek hiçbir şeyi değiştiremeyeceklerini hisseder ve giderek daha pasif hale gelirler. Bu psikolojiye yenik düşen insanlar ellerine bazı şeyleri değiştirme fırsatı geçtiğinde bile bunu kullanamaz ve bu fırsatı kaçırırlar.
Çalışanlar kötü patronla özdeşleşiyor
İnsanların kötü patronlarla çalışmayı bırakmamasının bir başka nedeni de onlarla özdeşleşmeye başlamalarıdır. Bu, insanların istismarcı patronlarına saygı duymaya ve hatta kendilerine onları model almaya başladıkları bir tür işyeri Stockholm sendromudur. Patron çalışana psikolojik mobbing uygular, çaresizce bunu kabullenen çalışan da zaman içinde kendi alt kademesindeki çalışana psikolojik baskı uygulamaya başlar.
Kötü patronun günleri sayılı olabilir
Bazı çalışanların, kötü patronlarla çalışmaya devam etmelerinin son nedeni kendilerinin de psikopatlık belirtileri göstermesidir. Yapılan bilimsel bir araştırmaya göre, psikopat, tacizci bir patronun yanında görev alan psikopatik özelliklere sahip çalışan bu sayede patronunu gözlemleyerek kendisi için veriler elde edebiliyor.
Musk, büyük bir insan akışına rağmen, en iyi çalışanlarının kendisiyle kalacağını düşünebilir. Fakat konuyla ilgili yapılan araştırmalara bakılırsa kovulmayan birçok kişinin işten ayrılma ihtimali yüksek. Psikolojik mobbinge rağmen kalan çalışanlar muhtemelen daha az üretken, daha az sağlıklı, daha pasif. Kötü patronun günleri sayılı olabilir.