TSK’nin Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobani kenti başta olmak üzere birçok bölgeye düzenlediği hava saldırılarına dair açıklama yapan İnsan Hakları Derneği ve Kadınlar Birlikte Güçlü, ‘Savaşa hayır’ diyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırının ardından Kuzey ve Doğu Suriye ile Irak Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik düzenlediği hava saldırısıyla ilgili tepkiler sürüyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD), “Savaşa Karşı Barışı Savunuyoruz!” başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Bu durum, siyasi gözlemcilerin ve biz insan hakları savunucularının 7 Haziran-1 Kasım 2015 tekrar seçim dönemindeki ‘kanlı bir ara döneme mi giriyoruz‘ şeklindeki kaygılarımızı artırmıştır” ifadelerini kullandı.
“Hükümete saldırıları bir an önce sona erdirme” çağrısı yapan İHD, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
Son hava saldırısı vesilesi ile bir kez daha hatırlatmak isteriz ki;
İstanbul Taksim İstiklal Caddesi saldırısını hiçbir örgüt üstlenmediği halde, soruşturma halen gözaltılar ile devam ederken siyasi iktidarın, neredeyse Suriye ile savaş çıkaracak(mevcut silahlı çatışmayı savaş düzeyine çıkaracak) bir noktaya getirmesine karşı Türkiye’deki siyasi ve toplumsal muhalefetin karşı çıkması gerekmektedir. Aksi takdire savaş koşullarında seçime gidilemeyeceğinin bilinmesi ve durumun en hafif deyimi ile 7 Haziran-1 Kasım 2015 tarihleri arasındaki tekrar seçim döneminin daha da vahimini yaşayacağımız unutulmamalıdır.
Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde Federe Kürdistan Bölge Yönetimi topraklarında gerçekleştirdiği askeri operasyonlar ile Suriye’nin kuzeyinde ve kuzeydoğusunda gerek kendi denetimi altında bulundurduğu bölgelerde gerekse de denetimi dışında yürüttüğü askeri faaliyetlerde uçak bombalaması, SİHA saldırıları ve top atışları sonucu bugüne kadar yaşamını yitiren siviller ile ilgili kapsamlı bir araştırma yapılmasını ve bu araştırmayı ancak TBMM Araştırma Komisyonunun yapabileceğini, TBMM Araştırma Komisyonunun özellikle Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki TSK denetiminde bulunan bölgelerde sivillere yönelik paramiliter gruplar tarafından gerçekleştirilen ağır insan hakları ve insancıl hukuk ihlallerini de araştırması gerekmektedir.
Irak’ın kuzeyinde Federe Kürdistan Bölge Yönetim topraklarında Türkiye sınır hattında Nisan 2022’den bu tarafa yürütülen askeri operasyonlar hakkında oldukça ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu iddiaların başında birçok yerleşim yerinin bombalamalar yolu ile halkın korkutulup boşalttırıldığı ve böylece binlerce insanın zorla yerinden edildiğidir. Ayrıca, kullanılması yasak silahlar ile yasak bombaların kullanıldığı yönünde ciddi iddia ve görüntüler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra yaşamını yitiren TSK mensubu askerlerin bazılarının cenazelerinin arazide bırakıldığı ve cenazelerinin akıbetinin bilinmediğine dair ciddi haberler çıkmaktadır. Bu iddialar hakkında da TBMM Araştırma Komisyonunun araştırma yapması gerekmektedir.
Komisyonun yanı sıra askeri operasyonlar sırasında sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırılar ile ilgili olarak sınır bölgesinde bulunan yetkili Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının etkili soruşturma yürüterek gerçekleştirilen ağır insan hakları ve insancıl hukuk ihlallerini tespit edip gerekli kovuşturmaları açması gerekmektedir.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile uluslararası insan hakları örgütlerinin iddia edilen ağır insan hakları ve insancıl hukuk ihlalleri iddiaları hakkında olay bölgelerinde araştırma ve inceleme yapması gerekmektedir.
Ekim 2021’de kabul edilen Irak ve Suriye tezkerelerinin iptal edilerek, Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki askeri güçlerini Türkiye sınırları içeresine çekmesini ve gerek bu ülkelerle gerekse de Kürt siyasi hareketi ile Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollardan çözümü noktasında askeri seçenekler dışı çözümler üreterek yeniden bir barış sürecinin inşa edilmesi gerektiğini belirtmek isteriz.
İHD, savaşa karşı barış hakkını savunur. BM genel kurulun 19 Aralık 2016 tarihinde kabul ve ilan ettiği BM Barış Hakkı bildirgesini ve BM İnsan Hakları Konseyinin 22 Haziran 2017 tarihli 35/4 sayılı Barış Hakkının Desteklenmesi kararını hatırlatıyor ve Barış hakkını savunmanın bizler bakımından en öncelikli konu olduğunu belirtiyoruz. Türkiye hükümetini bir kez daha savaş politikaları yerine barış politikaları uygulamaya davet ediyoruz. Savaşa karşı barışı savunuyoruz.
Kadınlar Birlikte Güçlü: Savaşa hayır
Kadınlar Birlikte Güçlü de söz konusu hava harekatına ilişkin şu açıklamayı yaptı:
Taksim saldırısının yeni bir savaşa zemin hazırlama gerekçesi olarak gördüklerini adeta açık ederek, bombalamanın kendi besledikleri suç odaklarıyla ilişkisini de örtmek için bir kez daha Kürt halkını, kentleri, köyleri bombalayan; ‘terör’ diye diye kadınların, çocukların yaşam alanlarında terör saçan; savaşı, işgali, ölümü her güç kaybettiğinde bir seçim stratejisi olarak ezberleyen iktidara karşı susmuyoruz.
IŞİD’in Ezidi halkına yönelik soykırım girişimiyle hatırladığımız Şengal ve yenilgiye uğratıldığı Kobane başta olmak üzere bu tür yapılanmalara karşı verilen mücadeleyi sekteye uğratan, IŞİD zihniyetini destekleyen bu bombardıman hiçbir halkın değil, yalnızca kendi konumu için her oyunu oynamaya hazır olan iktidarın yararına.
Yalanlarına rağmen biz kadınlar çok iyi biliyoruz: Rojava’ya yapılan hava saldırısı Türkiye’deki bizlerin ‘güvenliği’ için değil, iktidarın geleceği için. Bugün dünden daha güvensiziz. Yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz: İnsan hayatlarını bir seçim ve iktidar hesabı haline getiren #savaşahayır.