Sur’da sokağa çıkma yasakları sırasında yaşamı yitiren Hakan Arslan’ın kemikleri 7 yıl sonra bir torba içerisinde babasına teslim edildi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürecinde yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren Hakan Arslan’ın kemikleri 7 yıl aradan sonra babasına bir torba içerisinde teslim edildi.
Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde Hasırlı Mahallesi’ndeki Katolik Kilisesi ve Hasırlı Mescidi arasındaki alanda kazı çalışması yürüten ekipler, 7 Şubat 2021’de toprağa gömülü kemiklerle karşılaştı. Adli Tıp Kurumu (ATK) morguna götürülen kemiklerin, 22 Ocak 2016’da yaşamını yitirdiği ve Hasırlı Camisi’nin yanına defnedildiği yönünde bilgiler bulunan Hakan Arslan’a ait olabileceği belirtildi. Arslan’ın, Erzurum’da yaşayan ailesi bulunan cenazenin çocuklarına ait olabileceği gerekçesiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Başvuru üzerine kimlik tespiti için 2016 yılında baba Ali Rıza Arslan’dan alınan DNA örneği Hakan Arslan’ınki ile yüzde 60 oranında uyuştu. Fakat kesin kimlik teşhisi için Başsavcılığın talimatı doğrultusunda ekim ayı başında anne Melike Arslan’dan da DNA testi için kan örneği alındı. 18 Kasım 2021 tarihinde çıkan sonuca göre yüzde 95 DNA uyumu ile cenazenin Hakan Arslan’a ait olduğu belirlendi.
Hakan Arslan’ın kemikleri 25 Ağustos Perşembe günü İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) Diyarbakır Adliyesi’ne gönderildi. Diyarbakır Adliyesi’ne ulaşan Arslan’ın kemikleri, 2021 yılından beri dosyayla ilgilenen savcının odasında bekletiliyordu.
Kendilerine haber verilmesi üzerine Erzurum’dan Diyarbakır’a giden baba Ali Rıza Arslan, Diyarbakır Adliyesi’ne gitti. Arslan’a oğlunun kemikleri bir torbada teslim edildi. Baba Ali Rıza Arslan, cenazenin defnedileceği memleketi Erzurum’a gitti.
Diyarbakır Barosu soruşturma istedi
Öte yandan Diyarbakır Barosu, Hakan Arslan’ın cenazesinin bir torba içinde ailesine teslim eden savcı hakkında HSK’ye başvurdu. Baro, Arslan’ın kemiklerini bu şekilde babasına veren yetkililer hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “kişi hatırasına saygısızlık etme” suçlarından soruşturma başlatılmasını istedi.