Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, Kürt seçmenin mevcut ittifaklara yaklaşımına ilişkin, “Hem mevcut cumhurbaşkanlığı sistemi hem de son 7-8 yılda artan baskı sistemini kökten reddeden, bunu ‘zulüm’ olarak niteleyen ama Millet İttifakı’nın Kürtleri dışlayan, Kürt sorunun çözümü noktasında iktidardan daha geri bir noktada duran söylemleri dinledikçe hiçbirine oy vermek istemeyen bir grup var” dedi. Genç, AKP ve HÜDA PAR arasındaki görüşmeleri de değerlendirdi.
Seçimlere sayılı günler kala, siyasi partilerin kurduğu ittifakların hazırlıkları ve tartışmaları da hız kazandı.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın, 16 Mart’ta seçime ittifak olarak gireceğini açıklamasının ardından cumhurbaşkanı adaylığı konusunda verecekleri karar seçmen için merak konusu.
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, Kürt seçmenin tutumunu ve ittifaklara olan yaklaşımını Gazete Karınca’ya değerlendirdi.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın devamlılığı ile ilgili kararlılığın önemli olduğunu vurgulayan Genç, “Çünkü Türkiye’de 3’üncü yol, ekmek su kadar önemli. Egemen siyaset muhalefet ve iktidarıyla aşamadığı duvarlar var. Özellikle demokratikleşmeyi getirecek, çoğulculuğu tanıyacak, temel sorunları çözecek, Türkiye’nin akıl dünyasını, mantalitesini değiştirip dönüştürecek bir üçüncü yola ihtiyaç var. Bu yolun kendisinin de Emek ve Özgürlük İttifakı olacağını, ittifakın bununla ilgili çok güçlü zeminler taşıdığını ve bu olanakları bazı küçük hesaplar için de heba etmeye kimsenin lüksü olmadığını düşünmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kürt seçmenin yaklaşımları
“Kürt seçmenin, Millet İttifakı’nın adayına pozitif bir yönelimi olmakla birlikte 3 farklı yaklaşım biçimi var” diyen Genç bu yaklaşımları şöyle anlattı:
‘AKP iktidarı, mevcut otoriter düzen gitsin de hangisi gerekiyorsa onu destekleyelim’ diyen bir kesim var. Böyle düşünenler çok büyük bir kesimi oluşturmuyor. İkinci kesim ise ‘Bu iktidar gitsin, gelen yeni iktidar benim taleplerimi de görsün’ istiyor. Muhalefetin Kürtleri yeni Türkiye kurgusunda nereye oturttuğunu, Kürt sorununa nasıl baktığını, nasıl çözeceğini göstersin istiyor. ‘Şimdiye kadarki süreçte bunu göstermedin aksine çoğu kez iktidarın sunduğu söylem skalasının bile gerisinde kaldın’ diyen bu yüzden ikna olmamış bir grup bu. Bu grubun çoğunlukla HDP seçmeninden oluştuğunu söylemekle birlikte diğer siyasal alandaki Kürtler arasında da var olduğunu söyleyebiliriz.
Hem mevcut cumhurbaşkanlığı sistemi hem de son 7-8 yılda artan güvenlikçilik, otoriterizm ve baskı sistemini kökten reddeden, bunu ‘zulüm’ olarak niteleyen bir üçüncü kesim de var. Kürt sorununu çözmemiş olması üzerinden mevcut ittifaka ve egemen iktidar ittifakına tepki duyan ama Millet İttifakı’nın ‘Kürtleri dışlayan, Kürt sorunun çözümü noktasında iktidardan daha geri bir noktada duran’ söylemleri dinledikçe hiçbirine oy vermek istemeyen bir grup.
Kürt meselesi, Kürtlerin talepleri ve aslında demokratikleşmeyle ilgili çok temel sorunların çözülerek geliştirilmesine yönelik taleplerin hepsi kurumsal ve siyasal irade ister. Tam da bu noktada kurumsal ve siyasal olarak sahiplenmediğiniz yerde o seçmeni ötelemiş olursunuz.
‘HÜDA PAR ile birlikte Kürt mütedeyinler AKP’ye akmaz’
AKP ile HÜDA PAR arasındaki görüşmelere de değinen Genç, devlet ve Hizbullah arasındaki ilişkiyi hatırlattı.
HÜDA PAR’ın geldiği geleneğin kendisinin özellikle 90’larda devletle kurduğu ilişkinin AKP iktidarı döneminde güncellenmesi hakikatiyle karşı karşıyayız. HÜDA PAR’ın geldiği gelenek olan Hizbullah’ın bölgede devlet adına paramiliter bir güç olarak işlevlendiğini, Kürt meselesinde ortaya çıkmış olan diğer mücadele sahalarına oldukça yıpratıcı ve şiddet dolu yönelim içinde olduğunu, bu dönemle ilgili hala yüzleşilmemiş durumlar olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Özellikle derin devletin, Süleyman Demirel’in söylemiyle ‘rutin dışına çıkmış devlet’in 90’larda Hizbullah ile kurduğu ilişkinin siyaseten ve yasal zeminlerde, günümüz hakikatinde AKP ile güncellendiğini görüyoruz. Bunu iyi sorgulamak gerekiyor.
HÜDA PAR ile birlikte Kürt mütedeyyinler AKP’ye akmaz. HÜDA PAR ideolojik çerçevesi oldukça katı olan, geldiği geleneği taşıyan belli bir dindar kesimi kapsıyor. Mütedeyyin Kürtler HÜDA PAR’da temsil bulmuyor. Çok önemli bir kısmı HDP’de, Saadet Partisi’nde kısmen de DEVA Partisi’nde örneğin. Dolayısıyla bu kesimin oraya kayması üzerinden AKP böyle bir ittifaka giriyor demek yanıltıcı olur. Böyle bir şey yok.