Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü HDP ziyaretinde eşit yurttaşlık ve Kürt sorununun yanı sıra ekonomik kriz, deprem, Türkiye-AB ilişkileri ve yargı reformu da ele alınan konular arasındaydı. Meclis’teki görüşmeyi değerlendiren gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu, toplantıda samimi bir gayretin dikkat çektiğini söyledi.
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ı dün (20 Mart) Meclis’te ziyaret etti.
Pek çok başlığın gündeme alındığı görüşme sonrası Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorunu dahil tüm sorunların çözüm adresi TBMM’dir” ifadeleri dikkat çekti. HDP Eş Genel Başkanları, yakın zamanda ayrıntılı açıklama yapacaklarını duyurdu.
Gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu, dünkü görüşmeyi Gazete Karınca’ya değerlendirdi.
‘Seçimden sonra eşit yurttaşlık temelinde yasal çalışmalar yapılabilir’

Eşit yurttaşlık kavramının Anayasa’da tanındığına dikkat çeken Yazıcıoğlu, bu kavramın diğer mevzuatlarda ve uygulamalarda da görünür kılınması gerektiğini ifade etti.
Görüşmede ‘Kürt sorununun’ çözüm adresi TBMM olarak açıklandı. Bu, 14 Mayıs sonrasında Meclis’in 28. döneminde ‘eşit yurttaşlık’ temelinde yasal çalışmalar yapılabileceğinin sinyali olarak yorumlandı.
Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde demokratik açılımlara değinildiğini ifade eden Yazıcıoğlu, devamında şunları söyledi:
Yerel yönetimlerdeki seçilmişlerin hakkının korunması, kayyum atamanın zorlaştırılması gibi ifadeler zaten mevcuttu. Yerel yönetimlerin, valiliklerle, belediyeler arasındaki işbirliğini sağlayacak, bir tarafı yasaklayıcı makam haline getirmeyecek şekilde düzenlenmesi gerektiği yönünde görüşler de mevcut. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi metni olan, ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ beyannamesine baktığımızda da doğrudan Kürt sorunu ifadesi yer alıyor ve burada da yine demokratik çözüm vurgusu var.
‘Problem aslında yanlış uygulama ve zihniyetten kaynaklanıyor’
Yazıcıoğlu, halihazırda hukuki çerçevenin mevcut olduğunu, uygulama için ise iktidar değişimi gerektiğini vurguladı.
Yasal düzenlemeler ya da mevzuatın yapılabileceği yer meclis, uygulama ise iktidar değişimini gerektiriyor. Eğer demokratik zihniyeti temsil eden bir iktidar gelecekse uygulanmaması için de bir neden yok. Örneğin normalde basın özgürlüğünün koruma altında olması gerekir. Sahada gazetecilerin polis şiddeti yaşaması değil, tam tersi rahatça görev yapması gerekir. Aksinin yaşanıyor olması aslında mevzuat eksikliğinden değil tamamen yanlış uygulamalardan ve zihniyetten kaynaklanıyor.
Ekonomik kriz ve depreme odaklanma konusunda fikir birliği
Görüşmede deprem konusunun da gündeme yansıdığını belirten Yazıcıoğlu, “14 Mayıs seçimleri sonrası Türkiye’nin, ekonomiye ve depreme odaklanması gerektiğini ifade ettiler. ‘Acil onarım’ meselesi gündeme geldi. Şu an bunu en önemli ve acil başlık olarak görüyorlar. Bu anlamda halkın beklentileri ve ihtiyaçları konusunda fikir birliği var” dedi.
‘Türkiye-AB arasında müzakereler başlayabilir’
Olası iktidar değişikliğinde, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde kilit nokta olan “terörle mücadele” kavramı üzerine müzakere başlayabileceğine de değinen Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
Herkesin kolaylıkla ‘terörist’ olarak yaftalanmasına son verecek bir çerçeve çizilmeye çalışılacaktır diye düşünüyorum. Türkiye-AB ilişkileri açısından gelecek dönemde Brüksel’in de beklentisi bu, çünkü ilişkileri tıkayan önemli bir madde. Avrupa insan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanması ve ‘terör’ tanımının daha spesifik hale getirilerek, silahlı güçleri işaret edecek hale getirilmesi konusunda çalışmalar olabilir. Dış politika bağlamında baktığımızda beklentiler bu yönde.
‘Toplantıda samimi bir gayret ve talep gördük’
AKP iktidarının getirdiği yargı paketlerine değinen Yazıcıoğlu, ‘reform yapıyoruz’ iddiasının gerçekte hayata geçirilmediğini ifade etti. Yazıcıoğlu, “Kağıt üzerinde yazılanları hayata geçirmek önemlidir. Görüşmeye baktığımızda bu konuda samimi bir gayret ve talep olduğunu görüyoruz. Sadece CHP değil, altı siyasi partinin imza attığı metin itibariyle ciddi bir demokratikleşme sözü ve ihtiyacına vurgu var” diye belirtti.
Özellikle İYİ Parti’nin tutumunun merak konusu olduğuna dikkat çeken Yazıcıoğlu, masadaki diğer tüm partilerin ‘Kürt sorunu’ ifadesini kullandığını ve demokrasi vurgusu yaptığını söyledi.
HDP’nin de Meclis vurgusu yapmasının memnuniyetle karşılandığını söyleyen Yazıcıoğlu, “Dünkü atmosfere dair ilk tepkilere baktığımızda, buluşma adresinin Meclis olması, İYİ Parti açısından memnuniyet yarattı” şeklinde konuştu.
‘Önemli olan seçim sonrası kurulacak yasal zemin’
Ortak Politikalar Mutabakat Metni içinde ‘Kürt sorunu’ ifadesinin yer almamasının HDP tarafından eleştiri konusu yapılmasının doğal olduğunu belirten Yazıcıoğlu, bu eleştirinin görüşmede aktarıldığını, Kılıçdaroğlu’nun da çözüm olarak Meclis’i göstererek samimiyetle yanıt verdiğini aktardı.
Yazıcıoğlu, toplantının hem Kılıçdaroğlu’nu hem de HDP Eş Başkanlarını “tatmin etmiş” göründüğünü ifade etti:
Toplantıda karşılıklı samimiyet ve bir güven zemini oluşmuş. Ancak nasıl uygulanacağı meselesi; 14 Mayıs seçimi ya da ikinci tura kalırsa 28 Mayıs seçimi sonrasındaki süreçte hükümetin nasıl yapılandırılacağı, Meclis’e hangi yasal paketlerin getirileceği önemli…