Medya - Gazete Karınca https://gazetekarinca.com Sözün yükünü taşır Fri, 13 Jan 2023 13:40:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.3 https://gazetekarinca.com/wp-content/uploads/2020/07/cropped-karincalogo-512x512-1-32x32.jpg Medya - Gazete Karınca https://gazetekarinca.com 32 32 ‘Troller belli bir siyasi fikir etrafında değil, finansman etrafında birleşen gruplar’ https://gazetekarinca.com/troller-belli-bir-siyasi-fikir-etrafinda-degil-finansman-etrafinda-birlesen-gruplar/ Fri, 13 Jan 2023 13:40:12 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=238318 Sosyal medyada ‘trol’ denilen kişilerin devlet tarafından oluşturulmuş ve belli kamu kaynaklarıyla finanse edilmiş gruplar olduğunu söyleyen KHK’lı Akademisyen Emre Tansu Keten, “Dezenformasyon zararlıdır ama iktidarın lehine yapılan dezenformasyon daha çok zararlıdır” dedi. Dün (12 Ocak) CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyerek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili bir dosya açıkladı. […]

The post ‘Troller belli bir siyasi fikir etrafında değil, finansman etrafında birleşen gruplar’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Sosyal medyada ‘trol’ denilen kişilerin devlet tarafından oluşturulmuş ve belli kamu kaynaklarıyla finanse edilmiş gruplar olduğunu söyleyen KHK’lı Akademisyen Emre Tansu Keten, “Dezenformasyon zararlıdır ama iktidarın lehine yapılan dezenformasyon daha çok zararlıdır” dedi.

Dün (12 Ocak) CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Meclis’te bir basın toplantısı düzenleyerek, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili bir dosya açıkladı.

Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki dosyalara dair Soylu’nun ‘trol ordusu’ olduğunu, Emniyet ve jandarmanın hesaplarının bakanlık müşaviri Mehmet Emin Şen tarafından yönetildiğini iddia etti.

Özel’in açıklamalarının ardından AKP iktidarını savunan, muhalif parti ve liderlerine yönelik nefret içerikli Tweet’ler paylaşan ve ‘sosyal medya ordusu’ olarak tanımlanan ‘Ak Troller’ en çok tartışılan konulardan biri haline geldi.

Trol diye tanımlanan kişilerin ülke gündemi ve siyasetindeki etkilerini Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Araştırma Görevlisi olduğu Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden atılan Emre Tansu Keten ile konuştuk.

Sosyal medya ne zaman ve nasıl ülke gündemi ve siyasetine bu kadar dahil oldu?

İktidar, Gezi’den sonra sosyal medyanın farkına vardı. Zaten Gezi’den önce de sosyal medya bu kadar yaygın değildi. Evet Geziciler çok kullandı ama Geziciler de bilgi ve yaş itibari ile sosyal medyayı daha iyi tanıyorlardı. O dönemki Twitter kullanımının da tabii ki Gezi’de önemli bir payı var. Twitter’dan çıktı diyemeyiz ama haberleşme ve koordinasyonda önemli bir yeri oldu. Fakat şunu da unutmamak gerek, toplumda o zaman Twitter bu kadar etkili değildi ve bu kadar kullanılmıyordu. Cumhurbaşkanın da o zamanlar sosyal medyaya dair olumsuz söylemleri vardı. Sonrasında sosyal medyanın farkına varıp, belli bir örgütlenmeye giriştiler. Mesela 2015 seçimlerinden önce örgütlü bir şekilde, bir bina tutarak çalışan insanlarla bir trol kampanyasını örgütledikleri biliniyordu. Bununla ilgili de haberler yapıldı. Ama daha sonrasında Twitter’ın siyasetle iç içe geçmesi 2015 sonrası oldu. Bütün siyasilerin Twitter’ı bir araç olarak kullanması o döneme tekabül ediyor. Bu süreçle birlikte İktidar bu konunun üstüne daha ciddi bir şekilde eğilmeye başladı.

‘Trol’ diye tanımlanan kişiler kimlerdir, trolleri sadece AKP üzerinden mi değerlendirebiliriz?

CHP ve diğer partiler de sosyal medyada kampanya yürütüyor ama onları trol diye tanımlamıyoruz.  AKP’lilere AK Trol deniyor. Ama burada asıl mesele bu trol denilenlerin finansal ve örgütsel yapısı. Devlet tarafından oluşturulmuş belli kamu kaynaklarıyla finanse edilmeleri bu trol denilen kişileri ayırabilir. Bunlar, belli bir siyasi fikir etrafında bir araya gelen insanlar değil. Troller belli bir finansman ve maaş karşılığında; iktidarı elinde tutan partinin siyasal ajandasına uygun bir operasyon çerçevesinde mesajlar atan, kampanyalar düzenleyen insanlar. Bu sebeple siyasi bir partinin grubudur gibi değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü literatürde trollerin yöntemleri manipülasyon, dezenformasyon ve provokasyon diye geçiyor. Amaçları belli bir fikri yaymak değil aslında. Amaçları belli bir olayı tartıştırmak değil, tartıştırmamak. Tartışmaları provake, manipüle edip sağlıklı bir tartışma ortamı doğmamasına yardım ediyorlar. Amaçları daha çok bilginin iktidar lehine bozulması. Bu sebeple trol deniliyor.

Bizler trolleri hep tek bir merkezden yönetilen bir örgütlenme olarak düşünüyorduk ama geçen sene bir AK-Trol’ün paylaşımlarıyla işin başka bir yanını gördük. Mesela Fahrettin Altun’un etrafında organize olan bir ekip görebiliyoruz Twitter’da, yine Özgür Özel’in açıklamaları üzerine Süleyman Soylu’nun kendi ekibi olduğunu öğreniyoruz. Dışardan baktığımızda Fahrettin Altun’un ekibi ya Pelikancılar’la aynı ya da birlikte çalışıyorlar gibi bir intiba bırakıyor. Ama ben çok da aynı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü İletişim Başkanlığı içerisinde örgütlenen daha profesyonel bir şeyden bahsediyoruz ve İletişim Başkanlığı’nın da devasa bir bütçesi var. Pelikancılar’ın daha farklı bir ajandası var gibi görünüyor. Bir yandan da Bakan Varank’ın daha az etkili bir trol ordusu olduğu iddiaları var. Yani evet AKP içinde bir trol ordusu var ama bunlar tek bir yerden emir alan, tek vücut bir ekip değil gibi duruyor. AKP içinde yer alan farklı çıkarlara göre organize olmuş birkaç başlıca yapıdan söz edebiliyoruz sanırım. Bu tabii ki AKP’nin işine gelecektir ama bir yerde bu insanların birbiriyle çatışması başladığında işler karışacaktır. Berat Albayrak, Süleyman Soylu çatışmasında da gördüğümüz gibi bu trollerin de birbirleriyle çatışmasını, yani bu trollerin birbirine karşı kullanılmasını getirecektir. Şu an muhaliflere yönelik saldırılarda kullanılsalar da bir yerden sonra muhtemelen birbirlerine karşı kullanılacaklardır. Ki Davutoğlu olayında, Pelikan ekibinin etkisini görmüştük.

Trollerin ülke gündemini veya siyasetini belirleyebilecek bir gücü var mı?

Kişisel fikrim trollerin bir gücü olmadığı. Onlar sadece bir araç. İktidar ve iktidar içindeki güç odaklarının verdikleri emirleri yerine getiren araçlar. Mesela Şebnem Korur Fincancı tutuklanmadan önce sosyal medya kampanyası başlatıldı ama birçok gazete ve televizyonda da kampanya başlatıldı. Havuz medyasıyla trollerin işlevlerini de çok farklı görmemek lazım. Bunlar aslında belli bir yerden yönetilen ve aynı işlevi gören yapılar. Kendilerine ait bir müstakil güçleri yok. Yani kim emri veriyorsa, kim hedef göstertiyorsa o şekilde hareket eden maaşlı, paralı operasyon hesapları bu trol hesapları. Mesela Rusya’da Putin ile aynı düşünceyi paylaşmayan ama bu işi yapan insanlar var. Bu trollere siyasi olarak değil teknik eleman olarak bakmak gerektiğini düşünüyorum.

Emniyet Müdürlüğü veya Jandarma’nın sosyal medya hesaplarını bir trolün yönetmesi mesela çok tehlikeli bir durum. Çünkü o hesaplardan atılabilecek provokatif bir mesaj çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Ama yine de halka ulaşma açısından hala televizyonlar daha büyük bir güce sahip. KONDA’nın araştırmasında insanların haber almak için en çok başvurduğu araç internet, sosyal medya, değil. Haber almak için hala televizyon kanallarını daha çok tercih ediyorlar. İnsanlara ulaşma noktasında A Haber muhtemelen, AK Trollerden daha da etkilidir. Sosyal medyada yapabilecekleri tek şey provokasyon ve manipülasyon.

Geçtiğimiz aylarda basın örgütlerinin tepkilerine rağmen çıkarılan ‘Dezenformasyon Yasası’nın içeriğine baktığımızda bu şekildeki sosyal medya paylaşımlarının ‘suç’ olarak yer aldığını görüyoruz. Troller, bu yasanın kapsamında değil mi?

Ülkede yargının bağımsızlığına dair ciddi bir güvensizlik oluşmuş durumda. Yasa çıkmadan önce birçok defa dile getirildi; ‘Çıkacak olan yasa, isteyenin istediği şekilde kullanabileceği bir yasa olacak’ diye. Çünkü dezenformasyon da tartışmalı bir kavram. Tam olarak neyin dezenformasyon olduğunu belirleyecek bir yöntem de belirlenmedi. Her gün binlerce dezenformasyon örneği bulabilirsiniz. Bunların hangileri yargılanacak, yargılanmalı bir çerçevesi yok. Sadece siyasi bir amaç ve iktidarın izlediği stratejiler devreye girecektir. Bu yasa biraz da korkutma ve otosansür sağlamak için çıkartıldı. Ama seçim sürecinde de bu yasayı daha etkin bir şekilde kullanabilirler.

Dezenformasyon zararlıdır ama iktidarın lehine yapılan dezenformasyon daha çok zararlıdır. Bunu 6 – 7 Eylül olaylarında gördük. Bir gazetenin Atatürk’ün evi hakkında bir yalan haber yapması sadece o insanları sokağa çıkarmadı. O haberin devlet tarafından desteklenmesi, haberin kullanılarak insanları sokağa çıkmaya teşvik edilmesinden kaynaklı olaylar yaşandı.

Devlet destekli trol grupları başka ülkelerde de var mı?

Devlet destekli trol ordularının olduğu ülkeler arasında Rusya ve Çin’i sayabiliriz. İkisinin yönetim sistemi de belli. Biri Putin’e bağlı, biri Çin Komünist Partisi’ne bağlı. Bu sebeple Türkiye’yi bu iki ülke ile değerlendirmek gerekiyor. Tabii ki Amerika’da da Avrupa’da da aşırı sağ grupların bu tarz trol örgütlenmeleri ya da trol yöntemlerini kullanan grupları var. Ama bunlar devlet tarafından birebir desteklenmeyen gruplar. Bu sebeple AKP’nin kurduğu trol yapıları, Çin ve Rusya ile karşılaştırabiliriz. Örnekler de çok benzer. Gerek yöntem olarak gerek finans olarak gerek çalışma şekli olarak Türkiye ile çok benzer bir yerden işliyorlar. Türkiye o işleyişleri örnek bile almış olabilir. Mesela sansür yasası öncesi ‘siber vatan’ diye bir kavram ortaya çıkarmışlardı. Tam da Çin’deki dünyaya kapalı, yerli, milli, otoriter, Google’ın bile yasak olduğu internet modeli. Bütün otoriter liderlerin hayali. Oradan bayağı esinlendiklerini düşünüyorum.

The post ‘Troller belli bir siyasi fikir etrafında değil, finansman etrafında birleşen gruplar’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Gazeteci Sezgin Kartal tutuklandı https://gazetekarinca.com/gazeteci-sezgin-kartal-tutuklandi-2/ Fri, 13 Jan 2023 11:45:25 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=238290 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gözaltına alınan gazeteci Sezgin Kartal, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Gazeteci Sezgin Kartal, 10 Ocak’ta İstanbul’daki evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı. Alevi örgütleri, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne getirilen Kartal için basın açıklaması düzenledi. Açıklama yapıldığı sırada savcılığa sevk edilen Kartal, ifade işlemlerinin ardından “PKK’ye üye olmak” iddiasıyla Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk […]

The post Gazeteci Sezgin Kartal tutuklandı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gözaltına alınan gazeteci Sezgin Kartal, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Gazeteci Sezgin Kartal, 10 Ocak’ta İstanbul’daki evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı.

Alevi örgütleri, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne getirilen Kartal için basın açıklaması düzenledi.

Açıklama yapıldığı sırada savcılığa sevk edilen Kartal, ifade işlemlerinin ardından “PKK’ye üye olmak” iddiasıyla Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hakimlik sorgusu tamamlanan gazeteci Kartal tutuklandı.

Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Serpil Kemalbay, çok sayıda gazeteci, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldı.

Gazeteci Dayanışma Ağı’ndan (GDA) Atakan Sönmez, Kartal’ın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gözaltına alındığına dikkat çekerek, “Gazeteciler ve Kartal, yıllardır hakikati aktarmak için işlerini yapıyor. Bunu yaptıkları için baskı görüyor. Yıllardır özgür gazetecilik yaparak, halkın haber alma hakkını savunuyor. Bunun için tutuklanmak isteniyor. Bu ülkede hakikat galip gelecek” dedi.

‘Mücadeleyi büyütmek zorundayız’

Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan, gazetecilere yönelik baskıların arttığına işaret etti.

Korku ortamı yaratılmak istendiğini ve buna karşı birlikte mücadele verilmesi gerektiğini vurgulayan Aslan, “Ülkeyi yönetemez hale getiren iktidarın son çırpınışları. Tutuklu bulunan tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını talep ediyorum” çağrısı yaptı.

Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı Cuma Erçe, Kartal’ın Alevi bir gazeteci olduğunu ve Alevilerin sesi, soluğu olduğunu söyledi. Erçe, “Hepimiz el ele, kol kola bu mücadeleyi büyütmek zorundayız” dedi.

‘Devleti mafyatik bir organizasyon yönetiyor’

HDP Milletvekili Serpil Kemalbay ise şunları kaydetti:

Devletin zirvesi ve polis, mafya çetesi olmuştur. Mafyatik bir organizasyon yönetiyor. Her gün bir suç örgütü, yolsuzluk yapan, halkı soyan ve uyuşturucu baronlarıyla fotoğrafı yayınlanan İçişleri Bakanlığı, neredeyse tüm demokrasi güçlerini suçlu ilan ediyor. Kolluğu da baskı aracı olarak kullanıyor. Yakası ilikli medya ve yargıyı kullanarak, özgür basın çalışanlarını kriminalize etmeye çalışıyor. Kartal, özgür bir kalem. Kartal, hakikatin peşinde olan bir arkadaşımız. Yaptığı çalışmalardan dolayı sindirilmek isteniyor.

HABER MERKEZİ

The post Gazeteci Sezgin Kartal tutuklandı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Hapis cezası onandı: Gazeteci Abdurrahman Gök’ten ‘gazeteciliğe devam’ mesajı https://gazetekarinca.com/hapis-cezasi-onandi-gazeteci-abdurrahman-gokten-gazetecilige-devam-mesaji/ Thu, 12 Jan 2023 08:36:46 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=238105 İstinaf, Kemal Kurkut’un öldürülme anını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök’e verilen 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasını onadı. Gök, “Gazeteciliği mahkeme kararlarıyla kriminalize etmeye çalışıyorlar. Ama başaramayacaklar” dedi. Diyarbakır’da 2017 yılında gerçekleştirilen Newroz kutlamaları sırasında üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polisler tarafından vurulmasını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök hakkında “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” […]

The post Hapis cezası onandı: Gazeteci Abdurrahman Gök’ten ‘gazeteciliğe devam’ mesajı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
İstinaf, Kemal Kurkut’un öldürülme anını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök’e verilen 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasını onadı. Gök, “Gazeteciliği mahkeme kararlarıyla kriminalize etmeye çalışıyorlar. Ama başaramayacaklar” dedi.

Diyarbakır’da 2017 yılında gerçekleştirilen Newroz kutlamaları sırasında üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polisler tarafından vurulmasını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök hakkında “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın karar duruşması 30 Haziran 2022’de görülmüştü.

Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Gök hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasından beraat, “örgüt propagandası yapmak” suçlamasından ise 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası vermişti.

Cezaya, gazeteci Gök’ün 2014’te IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısını takip ederken yaptığı haberlerde kullandığı fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaşması gerekçe yapılmıştı.

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9’uncu Ceza Dairesi, gazeteci Gök’e verilen hapis cezasını “yerinde” bularak onadı.

Kararda “isabetsizlik bulunulmadığını” ifade eden İstinaf, oy birliği ile aldığı başvurunun reddi kararını şu ifadelerle açıkladı:

Yapılan yargılamaya, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, karar yerinde gösterilip incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli delillere, mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınarak, savunmanın inandırıcı gerekçelerle reddedilmesine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine (…)

Gazeteci Abdurrahman Gök mahkemeden çıkan kararı ve dava sürecini Gazete Karınca’ya değerlendirdi.

‘Dava içine dava eklediler’

Avukatının bir üst mahkemeye itirazda bulunacağını söyleyen Gök, “Cezayı istinaf onayladı. Ama biz Yargıtay’a gideceğiz” dedi.

Gök, dava sürecini şöyle anlattı:

Mahkeme sürecim Kemal Kurkut fotoğrafıyla başladı. Sonrasında bir gizli tanık ifadesi ortaya çıkartıldı. O gizli tanık da Kemal Kurkut’un örgüt üyesi olduğunu, benim de o gün orada örgüt talimatıyla o fotoğrafları çektiğimi söyleyen absürt bir beyanda bulundu. Bu beyanlar mahkeme tutanaklarına da girdi. Bu iddiaların tamamına karşı savunmalarımı yaptım. Fakat mahkeme davanın içerisinde yeni bir dava açtı.

Mahkemenin gizli tanığın ifadeleriyle ceza verilemeyeceğini anlaması üzerine dava içinde başka bir dava açtıklarını vurgulayan Gök, sözlerini şöyle sürdürdü:

Dava içerisine bir dava eklediler. Dosya için bazı fotoğrafların unutulmuş olmasına dair savcı suç duyurusunda bulunuldu. Yeni dava böylece  açıldı ve açılan dava mevcut dava ile birleştirildi. Ki ceza da daha sonra eklenen fotoğraflardan verildi.

‘Davaya sonradan dahil edilen fotoğraflardan ceza verildi’

Gazeteci Gök, “Dosyaya dahil edilen fotoğraflar üzerinden bir değerlendirmeye gidilerek ‘örgüt propagandası’ yaptığımı savundular. Bunun üzerinden de bir ceza verdiler ve cezayı da ertelemediler” ifadelerini kullandı.

Mahkemede bütün fotoğrafların öykülerini, haberlerini, linklerini paylaştım ve bunu savundum. Gazeteciliği savundum. Bu savunmam çerçevesinde mahkeme heyeti yine aynı suçu işleyebileceğime dair kanaat getirdi. Bu sebeple verilen cezayı verdiler. İstinaf’a gittik ama İstinaf da kararı onadı. Gerekçe ise bir paragraflıktı. İstinaf mahkemesi kısa sürede (3 ay) bir dosyayı karara bağlıyor ve bizim sunduğumuz hiçbir gerekçeye bakmadan, iddiaları çürütecek materyallerimizi incelemeden doğrudan mahkemenin kararını onuyor. Biz bir üst mahkemeye müracaat edeceğiz ama yargının içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurunca pek umutlu olamıyoruz.

‘Cesur gazetecilerden cesaret alıp gazeteciliğe devam edeceğiz’

Mahkemeden çıkan karara rağmen gazeteciliğe devam edeceğini vurgulayan Gök, sözlerini şu şekilde noktaladı:

Bu ceza bizi ne yıldıracak ne korkutacak ne de geri adım attıracak. Bizim yaptığımız gazeteciliği mahkeme kararlarıyla kriminalize etmeye çalışıyorlar. Ama başaramayacaklar. Çünkü bu işi severek yapan, kamuoyunun haber alma hakkını gözeten gazeteciler olduğu müddetçe de bunu başaramayacaklar. Biz de birbirimizden destek almaya devam edeceğiz. Cesur olan gazetecilerden cesaret alıp, o cesaretle işimizi yapmaya devam edeceğiz.

The post Hapis cezası onandı: Gazeteci Abdurrahman Gök’ten ‘gazeteciliğe devam’ mesajı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
RTÜK’ten bu kez ‘mimikli terör’ cezasını espirili eleştiriye de ceza https://gazetekarinca.com/rtukten-bu-kez-mimikli-teror-cezasini-espirili-elestiriye-de-ceza/ Wed, 11 Jan 2023 11:12:31 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237964 RTÜK, Halk TV’ye bir ceza daha verdi. Bu kez verilen cezanın nedeni “mimikle terörü övmekten” verilen cezaya esprili yaklaşım. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV’de yayınlanan ‘Medya Mahallesi’ isimli programa 3 ayrı ceza vermişti. Yayında “terör mimikle övüldüğü” iddiasıyla programın 3 kez durdurulmasına, yüzde 3 de para cezasına karar verilmişti. Aynı programın farklı […]

The post RTÜK’ten bu kez ‘mimikli terör’ cezasını espirili eleştiriye de ceza first appeared on Gazete Karınca.

]]>
RTÜK, Halk TV’ye bir ceza daha verdi. Bu kez verilen cezanın nedeni “mimikle terörü övmekten” verilen cezaya esprili yaklaşım.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV’de yayınlanan ‘Medya Mahallesi’ isimli programa 3 ayrı ceza vermişti.

Yayında “terör mimikle övüldüğü” iddiasıyla programın 3 kez durdurulmasına, yüzde 3 de para cezasına karar verilmişti. Aynı programın farklı tarihlerdeki 2 ayrı yayınına da yüzde 3 para cezası verilmişti. Cezaları RTÜK üyesi CHP’nin RTÜK üyesi İlhan Taşcı duyurmuştu.

Bugün sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Taşcı, Halk TV’ye bir ceza daha verildiğini duyurdu.

Bu kez verilen cezanın nedeni ise Ayşenur Arslan ile Emin Çapa’nın RTÜK’ün “mimikle terörü övmekten” verdiği cezayı espri şeklinde eleştirmeleri.

RTÜK’ten bu defa da espriye ceza!

Ayşenur Arslan ile Emin Çapa’nın RTÜK’ün “mimikle terörü övmekten” verdiği cezayı espri şeklinde eleştirmeleri nedeniyle bugün de oyçokluğuyla Halk TV’ye yüzde 1 idari para cezası verildi.

Emin Çapa: Yok artık

Emin Çapa verilen cezaya tepki göstererek, “YOK ARTIK. Kendisini eleştirdik diye ceza veren bir RTÜK” dedi.

RTÜK ‘ün 2022 yılında Halk TV’ye kestiği ceza bedeli 20 milyon TL olmuştu.

RTÜK’ün Halk TV’de Ayşenur Arslan’ın hazırlayıp sunduğu ‘Medya Mahallesi’ne ‘mimiklerini’ gerekçe göstererek verdiği cezayı, gazeteci Emin Çapa canlı yayında maske takarak protesto etmişti.

Çapa, “Mimiklerimiz anlaşılmasın diye artık yayına böyle çıkacağız. Mimik yok, ceza yok. Sayın RTÜK başkanı mimik yok. Haksızlık var ülkede, adaletsizlik var ama biz hiç itiraz etmiyoruz ve mimik yapmıyoruz. Biz de salağız, ahmağız, bilmiyoruz ve duymuyoruz. Ülkedekiler tek akıllılar sizlersiniz” demişti.

HABER MERKEZİ

The post RTÜK’ten bu kez ‘mimikli terör’ cezasını espirili eleştiriye de ceza first appeared on Gazete Karınca.

]]>
2022’de 15 kadın gazeteciye hapis cezası: ‘Geri adım atmayacağız’ https://gazetekarinca.com/2022de-15-kadin-gazeteciye-hapis-cezasi-geri-adim-atmayacagiz/ Tue, 10 Jan 2023 12:55:05 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237813 Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, açıkladığı kadın gazetecilere yönelik bir yıllık hak ihlalleri raporunda, 15 kadın gazeteciye toplamda 23 yıl 133 ay 32 gün hapis cezası verildiğini belirtti. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), kadın gazetecilere yönelik bir yıllık hak ihlalleri raporunu Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nde (DFG) açıkladı. Açıklamaya katılan gazetecilerden Gülşen Koçuk raporun Türkçesini, Medya Üren […]

The post 2022’de 15 kadın gazeteciye hapis cezası: ‘Geri adım atmayacağız’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, açıkladığı kadın gazetecilere yönelik bir yıllık hak ihlalleri raporunda, 15 kadın gazeteciye toplamda 23 yıl 133 ay 32 gün hapis cezası verildiğini belirtti.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), kadın gazetecilere yönelik bir yıllık hak ihlalleri raporunu Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nde (DFG) açıkladı.

Açıklamaya katılan gazetecilerden Gülşen Koçuk raporun Türkçesini, Medya Üren ise Kürtçesini okudu.

JINNEWS Editörü Koçuk, 2022 yılında da artan erkek-devlet şiddetine karşı mesleklerini hakikat yolunda icra etmekten geri durmadıklarını söyledi.

‘Kadın gazetecilerin haber yapmasının cinsiyetçi, milliyetçi, tekçi, otoriter AKP-MHP rejimi tarafından engellendiğini, gazetecilerin gözaltına alındığını, işkence gördüğünü, tutuklandığını ve katledildiğini’ ifade eden Koçuk, devamla şunları söyledi:

İktidar, şiddeti önlemek yerine, kendisini de besleyen bu anlayışı meşru kılmayı görev bildi. Artık dördüncü güç değil, birinci güç olan medya ile tek sesli bir basın yaratarak, aslında gazeteciliği yok etme gayesinde olan iktidar, yandaş medya ordusunun karşısında duran Özgür Basın’a ise adeta savaş açmış durumda. Kapatmaları, engellemeleri, gözaltıları yöntem olarak kullanıp, Özgür Basın’a geri adım attırmaya çalışan bu erkek-devlet aklı, bunu başaramayınca çözümü Özgür Basın emekçilerini hapsetmekte ve katletmekte buldu.

Tutuklanan ve öldürülen gazeteciler

Koçuk, 16 Haziran 2022’de JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alağaş’ın da olduğu 4’ü kadın 16 gazetecinin, 29 Ekim’de de aralarında Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever’in de olduğu 5’i kadın 9 gazetecinin tutuklandığını hatırlattı.

Yine 2022 yılında, gazeteci Nagihan Akarsel’in Süleymaniye’de gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdiğini de anımsatan Koçuk, “Katledilmesiyle kadın basınına bir mesaj verilmek istenmişse de, bu mesaja kadın gazetecilerin cevabı ‘gerçeğin daha fazla üstüne gitmek’ olmuştur” dedi.

“AKP-MHP iktidarının 20 yıldır sürdürdüğü hak ihlalleri, 2022 yılında zirveye taşındı” diyen Koçuk, ülkede Çalışan Gazeteciler Günü’nden söz etmenin mümkün olmadığını dile getirdi.

Aslında bugün ‘çalıştırılmayan gazetecileri’ daha fazla konuşma ihtiyacı bulunmaktadır. Gazetecilere silahların doğrultulduğu, katledilmekle tehdit edildikleri bir 2022 koşullarında bile, Musa Anter’lerin ve Gurbetelli Ersöz’lerin inadıyla, kararlılığıyla, kalemini, kamerasını bırakmayan gazeteciler, esir alınan, yani çalıştırılmayan meslektaşları için de görevlerinin başındaydı. 2022’yi geri de bırakıp yeni bir yılın başında bir kez daha erkek-devlet sistemine, erkek medya çizgisine karşı direnen özgür kadın basın geleneği eril basın karşısında kazanacak diyoruz.

Haber takibinden adliye koridorlarına şiddet

MKGP’nin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle açıkladığı 2022 yılı kadın gazetecilere yönelik hak ihlalleri raporu şöyle:

  • 2022 yılının ilk 10 ayında yaşanan hak ihlalleri Kasım ayında da devam etti. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında birçok kentte kadınlar erkek-devlet şiddetine karşı sokaklara çıkarken, yine şiddetle karşılaştı.
  • Kasım ayında, gazetecilik faaliyetlerinden ötürü 11 gazetecinin yargılaması devam etti. 1 gazeteci hakkında ceza talep edildi. 3 gazeteciye toplam 123 ay 5 gün hapis cezası verildi. 7 gazetecinin polis tarafından çekim yapması engellendi. 3 gazeteci polis şiddetine maruz kaldı. 2 gazeteci gözaltına alındı. 1 gazeteciye mesleki faaliyetlerinden ötürü 2 bin 180 TL para cezası verildi. Polis haber takibi sırasında 2 gazetecinin ekipmanlarına zarar verdi.
  • Bir yandan gazetecilerin haber takibi engellenirken, diğer yandan yayınlanan haberlere de erişim engeli getirildi. Kasım ayında kadın katliamına dair yapılan bir haber, 15 ayrı platformda erişime engellendi. En temel hakları ellerinden alınarak tutuklanan gazetecilere yönelik hak ihlalleri cezaevinde de devam etti. 1 gazetecinin sağlığa erişim hakkı hastaneye götürülmeyerek ihlal edildi. Kasım ayında tutuklu bir gazeteci kelepçeli muayene edildi. Sincan Kapalı Cezaevi’nde tutulan gazeteciler sıcak su ve ısınma problemi, özel alanlarının gizliliğinin ihlali, kantin ve alışveriş sorunu, haber alma haklarının sınırlandırılması, ortak alan ve sosyal faaliyetlerin kısıtlanması gibi birçok hak ihlaliyle karşı karşıya kaldı.
  • Aralık ayında, tutuklu bulunan 9 gazetecinin tutuklanmasına karşı yapılan itiraz, ‘savcının izinli olması’ gerekçesiyle işleme alınmadı. Bir gazetecinin kelepçeli muayene edilmek istenerek tedavi hakkının engellenmesi ihlaline Bakanlık da ortak oldu. İhlale ilişkin başvuru yapılan Sağlık Bakanlığı, ‘muayenenin kelepçeli yapılabileceğini’ savundu. Aralık ayında da gazetecilere yönelik operasyonlar sürdü. 1 gazeteci gözaltına alındı. 1 gazeteci mesleki faaliyetlerinden ötürü tutuklandı. 1 gazeteci haber takibi sırasında engellenirken, 1 gazetecinin de ekipmanlarına el konuldu. 1 gazeteci erkek şiddetine maruz kaldı. 2 gazeteci hakkında dava açıldı. 8 gazetecinin yargılaması devam etti. 1 gazeteci hakkında ceza talep edildi. Yargılaması tamamlanan bir gazeteci ve bir televizyon kanalına toplam 60 bin TL para cezası kesildi. 5 haberden dolayı çeşitli haber sitelerine erişim engeli getirildi. Tutuklu bir gazetecinin ise görüş hakkı engellendi.

2022 hak ihlalleri raporu

  • Öldürülen gazeteci sayısı: 1
  • Seyahat hakkı engellenen gazeteci sayısı: 1
  • Ajanlık dayatılan gazeteci sayısı: 1
  • İşten çıkarılan gazeteci sayısı: 1
  • Sahada haber takibi engellenen gazeteci sayısı: 44
  • Mesleğini icra ederken tehdit edilen gazeteci sayısı: 6
  • Şiddete maruz kalan gazeteci sayısı: 40
  • Sosyal medya ortamlarında erkeklerin cinsiyetçi saldırılarına maruz kalan gazeteci sayısı: 24
  • Mesleki faaliyetlerinden dolayı hakkında soruşturma başlatılan gazeteci sayısı: 11
  • Hakkında dava açılan gazeteci sayısı: 19
  • Fişlenen gazeteci sayısı: 4
  • Gözaltında kötü muameleye maruz kalan gazeteci sayısı: 12
  • Çekim yapılması polis tarafından engellenen gazeteci sayısı: 7
  • Tutuklu gazeteci sayısı: 18
  • 15 gazeteci kadına toplamda 23 yıl 133 ay 32 gün hapis cezası

Tutuklu kadın gazeteciler 

  1. Berivan Altan – Mezopotamya Ajansı muhabiri
  2. Ceylan Şahinli – Mezopotamya Ajansı muhabiri
  3.  Derya Ren – JINNEWS muhabiri
  4.  Dilan Oynaş – Azadiya Welat Gazetesi çalışanı
  5.  Diren Yurtsever – Mezopotamya Ajansı Yazı İşleri Müdürü
  6.  Elif Ersoy – Yürüyüş Dergisi Yazı İşleri Sorumlusu
  7.  Elif Üngür – Program sunucusu
  8.  Habibe Eren – JINNEWS muhabiri
  9.  Hatice Duman – Atılım Gazetesi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü
  10.  Neşe Toprak – Program sunucusu
  11.  Özden Kınık – TRT çalışanı
  12.  Özlem Seyhan – Gazeteci
  13.  Öznur Değer – JINNEWS muhabiri
  14.  Remziye Temel – Muhasebeci
  15.  Safiye Alagaş – JINNEWS Haber Müdürü
  16.  Sibel Mustafaoglu – Azadiya Welat Gazetesi çalışanı
  17.  Tülay Canpolat – Sabah Gazetesi Ankara muhabiri
  18.  Sibel Tekin – Belgeselci – Gazeteci
HABER MERKEZİ
  Gazeteciler beraat etti: 'Muhalif basına göz dağı verilmek isteniyor'
  10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | Baskı, şiddet, tutuklama sarmalı
  10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | İnadına gazetecilik
  Ya içeride, ya dışarıda hep tehdit altında: Kürt gazeteciler hiç yaşlanmaz

The post 2022’de 15 kadın gazeteciye hapis cezası: ‘Geri adım atmayacağız’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Gazeteciler beraat etti: ‘Muhalif basına göz dağı verilmek isteniyor’ https://gazetekarinca.com/gazeteciler-beraat-etti-muhalif-basina-goz-dagi-verilmek-isteniyor/ Tue, 10 Jan 2023 12:48:09 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237801 ‘Türkiye yanıyor, Saray izliyor’ başlıklı yazısı nedeniyle yargılanan gazeteci, yazar Ender İmrek ile haber takibinde gözaltına alınan gazeteciler Muhammed Enes Sezgin, Sena Dolar ve Kardelen Yoğungan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü adliye koridorlarında karşıladı. Tüm gazeteciler beraat etti. İmrek, “Her birimiz üzerinden muhalif basına gözdağı verilmeye çalışılıyor” dedi. Evrensel Gazetesi’nde ‘Türkiye yanıyor, Saray izliyor’ başlıklı […]

The post Gazeteciler beraat etti: ‘Muhalif basına göz dağı verilmek isteniyor’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
‘Türkiye yanıyor, Saray izliyor’ başlıklı yazısı nedeniyle yargılanan gazeteci, yazar Ender İmrek ile haber takibinde gözaltına alınan gazeteciler Muhammed Enes Sezgin, Sena Dolar ve Kardelen Yoğungan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü adliye koridorlarında karşıladı. Tüm gazeteciler beraat etti. İmrek, “Her birimiz üzerinden muhalif basına gözdağı verilmeye çalışılıyor” dedi.

Evrensel Gazetesi’nde ‘Türkiye yanıyor, Saray izliyor’ başlıklı yazısı nedeniyle hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla dava açılan gazeteci, yazar Ender İmrek’in yargılandığı davanın ikinci duruşması Bakırköy 44’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Mahkeme, bir önceki celsede İmrek’in gazeteci olup olmadığına dair Türkiye Gazeteciler Sendikası’na (TGS) yazdığı müzakereye yanıt geldiğini paylaştı.

Söz alan iddia makamı, esas hakkında mütalaa verdi. İddia edildiği haliyle İmrek’in yazısında, şeref, namus ve onura yönelik bir saldırı olmadığı ve yazının eleştiri mahiyetinde olduğunu belirterek, beraat talebinde bulundu.

Kararanı açıklayan mahkeme, suçun unsurlarının oluşmadığına belirterek, İmrek hakkında beraat kararı verdi.

Gazeteciler adliye koridorlarında

Beraat ettiği duruşma sonrası Gazete Karınca’ya konuşan Ender İmrek, “Çalışan gazeteciler gününde adliye koridorlarında gazetecilerin davaları görülüyor” dedi.

Suçlama konusu yapılan yazısının, orman yangınlarının Türkiye’de yarattığı tahribatla ilgili olduğunu belirten İmrek, şunları ifade etti:

Yazım bir eleştiri yazısıydı. Bu yangınlar ciddi zararlara yol açtı; insanlar evlerini kaybetti, ormanlar yok oldu, havanlar yaşamını yitirdi. 200 bin hektara yakın orman yok oldu. Ben bunu eleştirdim.

13 tane uçak var, neden yangın uçağı yok diye sordum. Aynı zamanda hangarda çürütülen Türk Hava Kurumu’nun (THK) uçaklarından söz ettim. Zaten bu yazının içinde yargılamayı gerektirecek bir şey yoktu. Yazımız bir eleştiri kapsamındaydı ve hiç açılmaması gereken bir davaydı.

İmrek, sözlerinin devamında “Mesela Cumhurbaşkanı, Katar’daki Dünya Kupası’na uçaklarla, özel arabalarla gitti. Ama kupayı alan ülke olan Arjantin’in devlet başkanı evinde, televizyondan izledi. Bizler tabii ki bunu eleştireceğiz. Bunları söylemek suç sayılmaz” dedi.

‘AKP döneminde 10 bin dolayında gazeteci işinden oldu’

Mahkemede de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle birkaç söz ettiğini dile getiren İmrek, “Mesela AKP döneminde 10 bin dolayında gazetecinin işinden olduğundan, bin kadar gazetecinin bu sürede hapishaneye girip çıktığından ve birçok gazetecinin hala hapiste olduğundan bahsettim. Bunlardan çıkan sonuç, iktidarın muhalif basını sevmediği” ifadelerini kullandı.

‘Bizim üzerimizden muhalif basına göz dağı verilmek isteniyor’

Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazetecilerin adliye koridorlarında olduğunu kaydeden İmrek, “Biz gazeteciler tabii ki ülkenin üzerine çökmüş olan sömürüyü, yağmayı dile getirmiş olduğumuz için bununla karşı karşıya kalıyoruz. Her birimiz üzerinden muhalif basına gözdağı verilmeye çalışılıyor” diye belirtti.

İrmek, sözlerini şöyle sonlandırdı:

AKP yönetimi bundan sonraki süreçte de basına yönelik bu tür şeyleri yoğunlaştıracaktır. Bunun karşısında biz gazeteciler ve basın özgürlüğünden yana olan olanlar hep dik durmaya devam edeceğiz. Mesela Kürt basınından onlarca gazeteci şu an hapiste, Basım İlan Kurumu’ndan Evrensel’e gazetelerin olanaklarını kısarak baskı kurması gibi birçok örnekte olduğu gibi bunun karşısında da büyük bir dayanışma ile sağlam durmamız gerekmekte.

Üç muhabir de beraat etti

Çalışan Gazeteciler Günü olan 10 Ocak’ta, haber takibi yaptıkları sırada gözaltına alınan ve haklarında “Aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma” suçlamasından yargılanan gazeteciler Muhammed Enes Sezgin, Sena Dolar ve Kardelen Yoğungan da hakim karşısındaydı. Üç gazeteci de yargılandıkları davada beraat etti.

  10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | Baskı, şiddet, tutuklama sarmalı
  10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | İnadına gazetecilik
  Ya içeride, ya dışarıda hep tehdit altında: Kürt gazeteciler hiç yaşlanmaz

The post Gazeteciler beraat etti: ‘Muhalif basına göz dağı verilmek isteniyor’ first appeared on Gazete Karınca.

]]>
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | Baskı, şiddet, tutuklama sarmalı https://gazetekarinca.com/10-ocak-calisan-gazeteciler-gunu-baski-siddet-tutuklama-sarmali/ Tue, 10 Jan 2023 12:08:51 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237803 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü pek çok gazeteci baskılarla mücadele ederek, işsiz veya cezaevinde karşılıyor. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ile gazetecilerin karşılaştığı tüm zorlukları ve Kürt illerinde gazetecilik yapmanın ne anlama geldiğini konuştuk.

The post 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | Baskı, şiddet, tutuklama sarmalı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü pek çok gazeteci baskılarla mücadele ederek, işsiz veya cezaevinde karşılıyor.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu ile gazetecilerin karşılaştığı tüm zorlukları ve Kürt illerinde gazetecilik yapmanın ne anlama geldiğini konuştuk.

  10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | İnadına gazetecilik
  Ya içeride, ya dışarıda hep tehdit altında: Kürt gazeteciler hiç yaşlanmaz

The post 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | Baskı, şiddet, tutuklama sarmalı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | İnadına gazetecilik https://gazetekarinca.com/10-ocak-calisan-gazeteciler-gunu-inadina-gazetecilik/ Tue, 10 Jan 2023 08:53:22 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237754 Bugün, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Basın meslek örgütleri ve siyasi partilerin yaptıkları açıklamaları derledik. TGS: Yeni 10 Ocak’lar için inadına gazetecilik Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde yaptığı yazılı açıklamada “Gazetecilikte ısrar edenlerin, işyerinde adil çalışma koşulları ve ülkede demokrasi için emek verenlerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun!” ifadelerini […]

The post 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | İnadına gazetecilik first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Bugün, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Basın meslek örgütleri ve siyasi partilerin yaptıkları açıklamaları derledik.

TGS: Yeni 10 Ocak’lar için inadına gazetecilik

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde yaptığı yazılı açıklamada “Gazetecilikte ısrar edenlerin, işyerinde adil çalışma koşulları ve ülkede demokrasi için emek verenlerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun!” ifadelerini kullandı. Açıklamada, “İnadına gazetecilik, inadına Sendika!” denildi.

Gazeteciler Cemiyeti: 10 Ocak kutlanacak bir gün olmaktan çıktı

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, basın özgürlüğü önündeki ekonomik ve siyasi engeller nedeniyle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün kutlanacak bir gün olmaktan çıktığını vurguladı.

Gazetecilerin karşı karşıya olduğu sorunların tüm toplumu derinden etkilediğini ve giderek kalıcı hale geldiğini belirten Bilgin, tüm gazetecileri meslek örgütlerinde bir araya gelmeye çağırdı.

Gazeteciler köle gibi çalıştırılıyor, cezalarla boğuşuyor, saldırıya uğruyor, öldürülüyor. Bu düzeni hep beraber değiştirmeliyiz.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin’in aktardığına göre 2022 yılında 78 gazeteci gözaltına alındı, 60’dan fazla gazeteci saldırıya uğradı, 43 gazeteci cezaevinde.

HDP: 10 Ocak’ı mücadele gününe dönüştüren gazetecilerin günü kutlu olsun

10 Ocak’a ilişkin HDP Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel’in yazılı açıklaması şöyle:

Basın emekçilerinin bazı ve hak güvencelere ilk kez sahip olduğu 212 Sayıl Fikir İşçileri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 10 Ocak 1961 tarihinden bu yana Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanan 10 Ocak’ı o dönemin şartlarından daha kötü bir durumda karşılıyoruz. Ekim ayında yürürlüğe giren 7418 sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile daha fazla sansür ve ağır cezalar getirilerek basın ve ifade özgürlüğüne ağır bir darbe vuruldu. Tek adam rejimi; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Basın İlan Kurumu ile Radyo ve Televizyon Üst Kurumu gibi kurumlar eliyle basın emekçilerini ve kurumlarını “hizaya çekmek” için çok sayıda anti demokratik uygulamaya imza atıyor.

Her yıl olduğu gibi basın meslek örgütleri Çalışan Gazeteciler Günü’nde mesleklerinin içinde bulunduğu karanlık tabloyu ortaya koyan veriler açıklıyor. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG), 2022 yılı Gazetecilere Yönelik Hak İhlalleri Raporu’na göre geçen yıl 39 gazeteci tutuklandı, 76 gazeteciye çeşitli cezalar verildi. Rapora göre; 132 gazetecinin haber izlemesi engellenirken 65 gazeteci saldırıya uğradı. Yıl içinde 56 internet sitesi kapatıldı, 1109 habere ve 2210 içeriğe erişim engeli getirildi. Şüphesiz ki basının içinde bulunduğu bu karanlık tablodan en çok muhalifler ve Kürt gazeteciler nasibini alıyor. Sadece son 6 ayda 27 özgür basın çalışanı tutuklandı.

Her türlü baskı, saldırı ve zulme; gözaltı ve tutuklamalara, engellemelere, sansüre ve işsizliğe karşı bugünü mücadele gününe dönüştüren basın emekçilerinin Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyoruz. Çalışamayan, işsiz bırakılan, cezaevinde tutulan gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz.

CHP’den basın özgürlüğü raporu

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir rapor yayımladı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü’nün 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke içerisinde Türkiye’nin 149. sırada yer aldığını belirten Tanrıkulu, Çağdaş Gazeteciler Derneği Medya İzleme Komisyonu “2022 Medya Raporu”ndaki verilere de yer verdi. Buna göre;

2022’de gazeteciler ve basın kuruluşlarına ilişkin en az 174 dava görüldü, duruşma yapıldı. Bu davalarda en az 263 gazeteci yargılandı. Bazı gazeteciler birden çok davada hakim karşısına çıktı. Davalarda en az 40 gazeteciye hapis ya da para cezası verildi.

Gazetecilere toplamda en az 92 yıl 11 ay 15 gün hapis, en az 317 bin 900 TL para cezası verildi. En az 24 gazeteci beraat etti.

Bir yıl boyunca en az 33 gazeteci tutuklandı, en az 72 gazeteci gözaltına alındı.

61 gazeteci işini yaparken, özellikle toplumsal olaylarda saldırıya uğradı, engellendi. Saldırıların pek çoğunda gazeteciler gözaltına alındı. Gazeteciler, daha çok sosyal medya üzerinden tehdit edildi, hedef gösterildi.

RTÜK bir yılda 13 TV kanalına 58 kez ceza verdi. Halk TV, Tele 1, KRT, Fox TV ve Flash Haber’e 54 kez ceza kesilirken; TGRT Haber, Beyaz TV, ATV, A Haber, Ülke TV, Kanal 7 ve TV24’e sadece 3 kez cezai yaptırım uygulandı.

5 muhalif TV kanalına verilen 54 cezanın toplam tutarı, 17 milyon 335 bin lira olurken; diğer 8 TV kanalına verilen 4 cezanın toplamı 1 milyon 674 bin TL oldu.

DEVA Partisi: Gazeteciler ciddi sorunlarla karşı karşıya

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamak amacıyla basın açıklaması yaptı.

Mevcut iktidar döneminde gazetecilerin yoğun bir baskı altında çalışmak zorunda kaldığını belirten Yeneroğlu, günümüzde basın özgürlüğünden ve dolayısıyla da çoğulcu bir kamuoyundan bahsetmenin mümkün olmadığını ifade etti.

Bugün ülkemizde gazeteciler ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Gazetecilerin ekonomik ve sosyal haklar yönünden yeterli güvencelere sahip olmamaları, mesleki faaliyetleri sebebiyle fiziksel saldırı ve ceza tehditlerine maruz kalmaları, iktidarın medya sahipleri üzerinden uyguladığı baskı, mobbing, sindirme ve işten attırma gibi durumlar, gazetecilik mesleğinin icrasını oldukça zorlaştırmaktadır. Mesleki faaliyetleri dolayısıyla gazetecilerin ceza soruşturması tehdidi ile karşı karşıya kalması hem basın özgürlüğünün hem de gazetecilerin mesleklerini hakkıyla gerçekleştirebilmelerinin önündeki en önemli engellerden biridir.

Neden Çalışan Gazeteciler Günü?

Gazeteciler, “Simidimiz ve hürriyetimiz için…” pankartıyla 10 Ocak 1961’de Gazeteciler Sendikası’nın Cağaloğlu’ndaki merkezinden Vilayet binasına yürüyüş düzenledi. Bu yürüyüşle gazetecilere ek hak ve güvenceler sağlayan 212 sayılı yasayı kaldırtmak için uğraşan gazete patronları protesto edildi.

Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah gazetesi sahiplerinin 3 gün gazete yayımlamama kararına karşı Sendika’yla birlikte Basın gazetesini çıkaran gazeteciler, kamuoyu desteğini arkalarına alarak patronlara geri adım attırdı.

3 günlük yoğun mücadelenin ardından gelen kazanımla 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanmaya başlandı.

HABER MERKEZİ
  Ya içeride, ya dışarıda hep tehdit altında: Kürt gazeteciler hiç yaşlanmaz

The post 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü | İnadına gazetecilik first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Ya içeride, ya dışarıda hep tehdit altında: Kürt gazeteciler hiç yaşlanmaz https://gazetekarinca.com/ya-iceride-ya-disarida-hep-tehdit-altinda-kurt-gazeteciler-hic-yaslanmaz/ Tue, 10 Jan 2023 08:05:38 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237711 Mezopotamya Ajansı’nın (MA) Diyarbakır ofisinde gazeteci arkadaşların çalışma ortamına konuk oldum. ‘Yaşını başını almış’ tek gazeteci, benimle aynı yıllarda meslek hayatına başlayan Sedat Yılmaz’dı. O da henüz 40’lı yaşlarında. Zira Kürt basınında gazeteciliğe yaş alarak devam etmek pek mümkün olmuyor çünkü ya tutuklanıyorsunuz ya da aldığınız cezalar nedeniyle sürgüne gitmek zorunda kalıyorsunuz. Sedat’la da tutuklanan […]

The post Ya içeride, ya dışarıda hep tehdit altında: Kürt gazeteciler hiç yaşlanmaz first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Mezopotamya Ajansı’nın (MA) Diyarbakır ofisinde gazeteci arkadaşların çalışma ortamına konuk oldum. ‘Yaşını başını almış’ tek gazeteci, benimle aynı yıllarda meslek hayatına başlayan Sedat Yılmaz’dı. O da henüz 40’lı yaşlarında. Zira Kürt basınında gazeteciliğe yaş alarak devam etmek pek mümkün olmuyor çünkü ya tutuklanıyorsunuz ya da aldığınız cezalar nedeniyle sürgüne gitmek zorunda kalıyorsunuz. Sedat’la da tutuklanan gazeteci arkadaşlarımızı ve birlikte çalıştığımız yılları yad ettik. O yıllarda da arkadaşlarımız tutuklanıyor, çalıştığımız Özgür Gündem gazetesinin yayını sürekli durduruluyor, yaptığımız sayfalar son dakika toplatma kararları nedeniyle matbaadan geri dönüyordu.

Sedat halen MA Diyarbakır ofisinin haber şefi olarak gazeteciliğe devam ediyor. Yıllardır birlikte gazetecilik yaptığı arkadaşları cezaevinde olduğu için yükü her zamankinden ağır. Hem onların mirasını sürdürmek için çalışıyor hem de mesleğe yeni başlayan genç gazetecilerle deneyimlerini paylaşıyor.

MA’da çok sıcak bir ortamda gazetecilik üzerine sohbet ediyoruz. Hemen çay ikram ediliyor. Ardından da kimileri haberini yazmaya devam ederken kimileri de marketten alışveriş yapıp yemek yapmaya koyuluyor. Haber yapabilmek için her türlü koşulu kendileri sağlıyor demek abartılı olmaz. Peki hiç zorlanmıyorlar mı? Bu koşullarda gazetecilik yapmak onlara ne hissettiriyor? MA’nın genç gazetecileri Özgür Basın geleneğinde gazetecilik yapmayı Gazete Karınca’ya anlattı.

Genç gazeteciler anlatıyor

Ruken Polat 22 yaşında. Bir yıldır MA’da çalışıyor. Hakkari Yüksekova’da Kürt sorununun içine doğmuş bir genç ve özellikle sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı dönemdeki tanıklıkları onu gazeteci olmak için motive etmiş. İktidar medyasının gerçekleri manipüle ettiğini söyleyen Ruken Polat, “Onların televizyonları, haber kanalları, ajansları her şeyi toz pembe gösteriyor. Sanki kriz, kaos yokmuş gibi. Gerçekler ise bambaşka” diyor. Gazeteciler tutuklanmadan önce baktığı belli bir alan varmış ama şimdi doğan boşluktan dolayı her habere koşturduklarını anlatıyor. Çalışma arkadaşlarının tutuklanması onu korkutmamış aksine hırslandırmış. Polat, “Duygusal olarak zorlansak da gerçekleri yazma azmimiz daha da güçlendi. Şimdi daha çok çalışıyoruz. ‘Kürt basını burada’ mesajını vermek için daha fazla çalışmaya da devam edeceğiz” diyor.

‘Polis sahada bize iğrenerek bakıyor’

Her an baskı altında ve tutuklanma riski ile karşı karşıya gazetecilik yapmanın kendisi için ne ifade ettiğini sorduğumda, bütün bunları bilerek Kürt basınında çalışmaya başladığını söylüyor. Ruken Polat, sahada birebir polis şiddetiyle karşılaşmış. Takip ettiği bir eylemde polisin kendisini ve diğer gazetecileri darp ettiğini söylüyor. Polat, “Birçok engellemeyle karşı karşıya kalıyoruz. Polisin mobbingine, göz tacizine maruz kalıyoruz. Mikrofonunuzu gördüklerinde yüzlerindeki o iğrenme hissini görebiliyoruz. Aslında onların bizden korktuğunu düşünüyorum. Hakikatleri yazmamızdan korktukları için bize böyle davranıyorlar” diyor.

Ruken Polat, yaratılan korku iklimi nedeniyle de habercilik yaparken zorlandıklarını ifade ediyor. Sokakta mikrofon uzattıkları yurttaşların söyleyecek çok şeyleri olmasına rağmen konuşmak istemediklerini anlatıyor. Bu kadar baskı, engelleme ve zorluğa rağmen hala Kürt basınında gazetecilik yapma ısrarını ise “Hakikat mücadelesi” diye özetliyor. Ruken Polat, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün de kendileri için gazetecilikte ısrar anlamına geldiğini söylüyor.

‘Ağır ama bir o kadar da değerli bir mirası devraldık’

Mahmut Altıntaş MA Kürtçe servisinde çalışıyor. O da 25 yaşında ve 1 buçuk yıldır gazetecilik yapıyor. Gazetecilik mezunu olan Altıntaş daha öğrencilik yıllarında Kürt basınında çalışmaya karar vermiş.

“Yaşadığımız hakikatleri aktarmak için Kürt basınında gazetecilik yapmak istedim” diyen Altıntaş da tıpkı birlikte çalıştığı Ruken Polat gibi meslektaşlarının tutuklanmasının kendisindeki gazetecilik ısrarını pekiştirdiğini söylüyor.

Mahmut Altıntaş, Kürt basını üzerindeki baskıların AKP iktidarı ile birlikte başlamadığını ama bu baskıların bugün de devam ettiğini belirtiyor ve “Katledilen, tutuklanan meslektaşlarımız nedeniyle sorumluluğumuz ağır ama bu miras bir o kadar da kıymetli ve biz de bunu sürdürmek için var gücümüzle gazetecilikte ısrar ediyoruz” diyor.

‘Polis haber takibinde doğrudan bizi hedef alıyor’

Mahmut Altıntaş Diyarbakır’da gazetecilik yaparken her fırsatta engellendiklerini söylüyor. Son olarak bir haber takibi sırasında polis elinde kamerası olan Altıntaş’ın yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıkmış.

Altıntaş, “Takip ettiğimiz eylemlere müdahale olduğunda gazı ilk önce basına sıkıyorlar, basın kartımızı gösterdiğimizde hakaret ediyorlar, yapılan açıklamayı görüntülemeyelim diye kalkanlarını kaldırıyorlar. Yani haber yapmamızı engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar” diyor.

Bütün bu baskılara rağmen Kürt basınında yer almaktan mutlu olduğunu belirten Mahmut Altıntaş, Özgür Basın geleneğinin her koşulda yoluna devam etmesinin bugüne kadar olduğu gibi şimdi de iktidarı rahatsız ettiğini söylüyor ve “Biz hakikatleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Başımız dik. Ama bize baş eğdirmeye çalışan iktidarın istediği ‘gazeteciliği’ yapanlar ileride nasıl bir utançla yaşayacak onu merak ediyorum” diyor.

Tutuklu gazetecilerden mesaj var

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü cezaevinde karşılayan gazeteciler de tıpkı dışarıda onların kalemini devralan genç meslektaşları gibi “gazetecilikte ısrar” vurgusu yapıyor. Onların zor koşullarda bize ulaştırdıkları mesajları olduğu gibi paylaşmak istiyorum.

Diren Yurtsever:

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü Özgür Kürt Basın çalışanları olarak cezaevinde karşılıyoruz. Bizler tam da gazetecilik yaptığımız için siyasi talimatlarla hukuksuz bir şekilde tutuklandık. Gazetecilik entelektüel bir çalışma olduğu ve aynı zamanda düşünsel bir üretim de olduğu için dört duvar arasında olsak da tüm faaliyetlerimize burada devam ediyoruz. Yani üretmeye devam ediyoruz. Biat etmeyen gazeteciler olarak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kapsamında gazetecilerin tutuklanmadığı, gazeteciliğin suç sayılmadığı ve gazetecilik yapma koşullarının ortadan kaldırılmadığı bir gelecek için düşünmeye, üretmeye, direnmeye ve mücadeleye devam edeceğiz. İnanıyorum ki bizim mücadelemiz ve direnişimizin yanında gücümüze güç katan dayanışmanın örülmesi ile basın özgürlüğü sağlanacaktır.

Aziz Oruç:

Ben 2 sene önce de maalesef haksız, hukuksuz bir şekilde cezaevindeydim ve o zaman olduğu gibi bugün de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü yine cezaevinde karşılıyorum. Ama ne olursa olsun biz gazeteciler umudumuzu, yarınlara olan özlemimizi, özgürlüğe olan umudumuzu sonuna kadar koruyoruz. Gerçeklerde ısrarımızı ve hakikatleri halka ulaştırma konusundaki dirayetimizi ilk günkü gibi koruyoruz. Bundan sonra da yazarak, çizerek gerçekleri duyurmaya devam edeceğiz. 7 ayı aşkındır tutukluyuz, hala ortada bir iddianame yok. Neden tutuklu olduğumuzu bile bilmiyoruz. Ailelerimizden, çocuklarımızdan uzak esaret altında tutuluyoruz. Bu hukuksuzluğun son bulmasını umuyoruz. Gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde cezaevlerinde değil dışarda işlerinin başında olmasını diliyoruz. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Gazeteci arkadaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyorum ve bu dayanışmayı dışarıdan içeriye kadar büyütmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kalemimizi yerde bırakmaya tüm gazeteci arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Hakan Yalçın:

Özgür Basın, hakikati araştıran ve toplumla bu haberleri objektif olarak paylaşan, mücadele eden bir yapıdır. Bundandır ki Özgür Basın’ı bu kadar çok baskılamaya çalışıyorlar. Faşizmin bu kadar yaygınlaştığı bu dönemde alanlarda en ağır baskı koşullarında mücadele veren bütün Özgür Basın emekçilerine selamlarımızı gönderiyoruz. Bugün medya organlarının yüzde 90’ı iktidar eliyle yönetiliyor. En yeni teknik imkanları sonuna kadar kullanarak kendi iktidarlarını devam ettirmeye çalışanlar Özgür Basın’dan korkuyorlar ve yenildiklerinin farkındalar. Her zaman gerçeklerin peşinden koşacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Özgür Basın’ı sahiplenen kurumlara teşekkürü borç biliyoruz. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun.

The post Ya içeride, ya dışarıda hep tehdit altında: Kürt gazeteciler hiç yaşlanmaz first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Gazeteci Sezgin Kartal gözaltına alındı https://gazetekarinca.com/gazeteci-sezgin-kartal-gozaltina-alindi/ Tue, 10 Jan 2023 06:43:49 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237707 Gazeteci Sezgin Kartal, sabah saatlerinde evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı. Gazeteci Sezgin Kartal, İstanbul’da bulunan evine polis baskını yapıldı. Karşı Mahalle’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, ev baskınında Kartal’ın gözaltına alındığı aktarıldı. Yapılan açıklamada, “10 Ocak Gazeteciler Günü’nde muhabirimiz Sezgin Kartal evine yapılan sabah operasyonuyla gözaltına alındı. Baskılarınıza rağmen hakikati yazmaya devam edeceğiz!” denildi. […]

The post Gazeteci Sezgin Kartal gözaltına alındı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Gazeteci Sezgin Kartal, sabah saatlerinde evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alındı.

Gazeteci Sezgin Kartal, İstanbul’da bulunan evine polis baskını yapıldı.

Karşı Mahalle’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, ev baskınında Kartal’ın gözaltına alındığı aktarıldı.

Yapılan açıklamada, “10 Ocak Gazeteciler Günü’nde muhabirimiz Sezgin Kartal evine yapılan sabah operasyonuyla gözaltına alındı. Baskılarınıza rağmen hakikati yazmaya devam edeceğiz!” denildi.

HABER MERKEZİ

The post Gazeteci Sezgin Kartal gözaltına alındı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Tutuklu gazetecilere ‘çıplak arama’ya takipsizlik https://gazetekarinca.com/tutuklu-gazetecilere-ciplak-aramaya-takipsizlik/ Mon, 09 Jan 2023 07:27:06 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237560 Sincan Kadın Cezaevi’nde çıplak aramaya maruz bırakılan kadın gazetecilerin suç duyurusuna, ‘suç unsuru yok’ iddiasıyla takipsizlik verdi. Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 29 Ekim 2022’de tutuklanan ve Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülen gazeteciler Diren Yurtsever, Habibe Eren, Berivan Altan, Öznur Değer ve Ceylan Şahinli cezaevi girişinde çıplak aramaya maruz bırakıldı. Gazeteciler, uygulamaya karşı Ankara Batı […]

The post Tutuklu gazetecilere ‘çıplak arama’ya takipsizlik first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Sincan Kadın Cezaevi’nde çıplak aramaya maruz bırakılan kadın gazetecilerin suç duyurusuna, ‘suç unsuru yok’ iddiasıyla takipsizlik verdi.

Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 29 Ekim 2022’de tutuklanan ve Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülen gazeteciler Diren Yurtsever, Habibe Eren, Berivan Altan, Öznur Değer ve Ceylan Şahinli cezaevi girişinde çıplak aramaya maruz bırakıldı.

Gazeteciler, uygulamaya karşı Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Savcılık başvuruya dair 14 Aralık 2023’te, takipsizlik kararı verdi.

‘Suç unsuru yok’

Kararda, “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin, Arama, Güvenlik Tatbikatı ve Sayım Yönetmeliği’nin 34’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan (…) yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve bunun başka suretle tespiti olanaksız olması durumunda, kurumun en üst amirinin gerekli görmesi halinde, detaylı olarak veya beden çukurlarında usullere uygun yapılabilir” ifadelerine atıfta bulunarak, uygulamanın yönetmeliğe uygun olduğu savunuldu.

Cezaevi kurumu ise savcılığa gazetecilerin eşyaları arasında 4 adet CD bulunduğunu öne sürerek, yasak olabilecek sair eşyalarının tespiti için dışarıdan hiçbir şekilde görülemeyeceği ve görüntü kaydeden bir cihaz bulunmadığı, arama odasında “Kişinin tenine çıplak elle dokunulmadan ve giydirilen önlük üzerinden, utanma duygusunu hiçbir şekilde ihlal etmeyecek şekilde üst aramalarının yapıldığını” ileri sürdü.

Kurum beyanını esas alan savcılık, gazetecilere yapılan uygulamaya dair, “Herhangi bir suç/suç unsuruna rastlanılmadığını” savundu.

Gazeteciler, takipsizlik kararına karşı Ankara Batı Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulundu.

HABER MERKEZİ
  Tutuklu gazeteci Şahinli'ye 5 yıl önceki soruşturmadan dava
  Tutuklu gazeteciler için açıklama: 'Cezaya dönüşen bu utanca ortak olmayın'

The post Tutuklu gazetecilere ‘çıplak arama’ya takipsizlik first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Metin Göktepe mezarı başında anıldı: Hakikat susmadı https://gazetekarinca.com/metin-goktepe-mezari-basinda-anildi-hakikat-susmadi/ Sun, 08 Jan 2023 12:11:15 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237490 Metin Göktepe katledilişinin 27’inci yılında mezarı başında yapılan anmada konuşan HDP Sözcüsü Ebru Günay, “Eğer failler hesap verseydi bugün Amed’te 16 Kürt gazeteci tutuklu olmayacaktı” dedi. İstanbul’da 8 Ocak 1996 tarihinde, Ümraniye E Tipi Cezaevi’nde öldürülen siyasi tutuklu Orhan Özen ile Rıza Boybaş’ın cenaze törenini haberleştirmek için gittiği Alibeyköy’de polisler tarafından gözaltına alınan ve götürüldüğü […]

The post Metin Göktepe mezarı başında anıldı: Hakikat susmadı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Metin Göktepe katledilişinin 27’inci yılında mezarı başında yapılan anmada konuşan HDP Sözcüsü Ebru Günay, “Eğer failler hesap verseydi bugün Amed’te 16 Kürt gazeteci tutuklu olmayacaktı” dedi.

İstanbul’da 8 Ocak 1996 tarihinde, Ümraniye E Tipi Cezaevi’nde öldürülen siyasi tutuklu Orhan Özen ile Rıza Boybaş’ın cenaze törenini haberleştirmek için gittiği Alibeyköy’de polisler tarafından gözaltına alınan ve götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu’nda işkenceyle öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, ölümünün 27. yılında mezarı başında anıldı.

Esenler ilçesinde bulunan mezarlıkta yapılan anmaya, Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encü, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Disk Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş’un yanı sıra çok sayıda gazeteci ve yurttaş katıldı.

Saygı duruşuyla başlayan anmada, Göktepe’nin çiçeklerle süslenen mezarına, “Metin katledildi susmayacağız” manşetli Evrensel gazetesi bırakıldı.

Anmada ilk olarak konuşan Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, son 6 ayda Ankara ve Diyarbakır merkezli soruşturmalar kapsamında 25 Kürt gazetecinin tutuklandığını hatırlattı.

17 Aralık’ta ise Belgesel Yönetmeni Sibel Tekin’in tutuklandığını anımsatan Polat, aradan aylar geçmesine rağmen gazetecilerin iddianamelerinin hala hazırlanmadığını vurguladı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Gezi Davası’ndan tutuklananları da hatırlatan Polat, çıkarılan “Sansür Yasası” ile gazetecilere yönelik baskıların arttığını söyledi.

‘Hakikat susmadı’

Daha sonra konuşan HDP Sözcüsü Ebru Günay, Özgür Basın geleneğinin susmadığını ve susmayacağını ifade ederek, “Gurbetelli Ersöz’den Apê Musa’ya, Hrant Dink’ten Metin Göktepe’ye ve son olarak hakikatin ve kadınların sesi Nagihan Akarsel’e kadar hakikat susmadı. Eğer failler hesap verseydi bugün Amed’te 16 Kürt gazeteci tutuklu olmayacaktı” dedi.

Günay, daha sonra mezara iki gül bıraktı. Bir gülü Göktepe için bıraktığını belirten Günay, diğer gülü hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunan Kürt gazeteciler için bıraktığını dile getirdi.

‘Karanlık bir tünelden geçiyoruz’

Ardından konuşan EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ise birleşe birleşe, direne direne kazanacaklarını ve Özgür Basın bayrağını asla yere bırakmayacaklarını ifade etti.

Karanlık bir tünelden geçiyoruz. Grev yasakları ne ise HDP’li belediyelere uygulana kayyum odur. HDP’li belediyelere uygulanan kayyum ne ise bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne uygulanan kuşatma odur. O yüzden gün birleşme günüdür. Türkiye’yi bu karanlıktan çıkarmak için hep birlikte durmamız gerekiyor. Birleşik emek cephesini yaratmamız gerekiyor. Birleşeceğiz ve kazanacağız. İşçiler kazanacak. Metin’e sözümüz bu olsun.

Yapılan konuşmaların ardından anma sloganlarla sona erdi.

HABER MERKEZİ

The post Metin Göktepe mezarı başında anıldı: Hakikat susmadı first appeared on Gazete Karınca.

]]>
İddianamesi 16 günde hazırlandı: ‘Örgüt üyeliği’nden ceza istendi ama örgüt belirtilmedi https://gazetekarinca.com/iddianamesi-16-gunde-hazirlandi-orgut-uyeliginden-ceza-istendi-ama-orgut-belirtilmedi/ Sat, 07 Jan 2023 09:42:52 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=237384 Belgesel yönetmeni Sibel Tekin’in iddianamesi 16 günde hazırlandı. Savcı, “belgesel iddiasıyla örgüt talimatıyla hareket edildiğini” öne sürdü. Tekin’i çeşitli örgütlerle ilişkilendiren savcı, hangi örgüte üye olduğunu belirtmeden “üyelik” suçundan ceza istedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Karanlıkta Başlayan Hayat” belgeseli için çekim yaparken ihbar edilip tutuklanan belgesel yönetmeni Sibel Tekin hakkında iddianame hazırladı. Tutuklandıktan 16 gün sonra […]

The post İddianamesi 16 günde hazırlandı: ‘Örgüt üyeliği’nden ceza istendi ama örgüt belirtilmedi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Belgesel yönetmeni Sibel Tekin’in iddianamesi 16 günde hazırlandı. Savcı, “belgesel iddiasıyla örgüt talimatıyla hareket edildiğini” öne sürdü. Tekin’i çeşitli örgütlerle ilişkilendiren savcı, hangi örgüte üye olduğunu belirtmeden “üyelik” suçundan ceza istedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Karanlıkta Başlayan Hayat” belgeseli için çekim yaparken ihbar edilip tutuklanan belgesel yönetmeni Sibel Tekin hakkında iddianame hazırladı.

Tutuklandıktan 16 gün sonra hazırlanan iddianamede, okul ve dolmuş görüntüleri çeken Tekin’in “örgüt talimatıyla keşif yaptığı” iddia edildi.

MLSA’da Sibel Yükler imzasıyla yayımlanan habere göre, Tekin’in çeşitli örgütlerle bağlantılı olduğu öne sürüldü ancak hangi örgüte üye olduğu belirtilmedi.

Tekin’in “silahlı örgüte üye olma” suçundan cezalandırılması istendiği iddianamede ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 5. maddesi uyarınca cezanın yarı oranında artırılması talep edildi.

İhbarın gerekçesi: Karanlık saatte video çekmek olağandışı

Sibel Tekin, 15 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Tuzluçayır semtinde kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle karanlıkta işe giden insanları çektikten sonra, “infaz koruma memurlarının olduğu servis aracı ile yoldaki polis noktasının görüntülere girdiği” iddiasıyla ihbar edilmiş, 17 Aralık’ta da tutuklanmıştı.

İddianameye göre ihbar, “karanlık bir saatte video çekmenin olağandışı görülmesi” üzerine yapıldı. Çekimin yapıldığı saat sabah 06.45 olmasına rağmen savcı, “Tanıkların, şüpheli şahsın gece vakti olması sebebiyle fotoğrafını çekmeye çalıştıklarını ancak karanlık sebebiyle fotoğrafını çekemediklerini” iddia etti.

Savcı, yönetmeni ‘profesyonel’ bulmadı

İddianame savcısı, dijital materyal incelemesinde dolmuş, kırtasiye, okul ve ışıkları yanan evler gibi görüntülerin olduğunu ancak buna rağmen “Karanlıkta Başlayan Hayat” konulu belgesele ilişkin herhangi bir delil bulunamadığını belirtti.

Tekin’i, belgesel konusuna rağmen karanlıkta çekim yaptığı için profesyonel bulmayan savcı, “İnsanların, araçların, binaların net olarak görülmediği bir video kaydının belgesel işiyle uğraşan ve profesyonel olduğunu iddia eden şüphelinin çekimi ile uyumlu olmadığını” da öne sürdü.

Savcı ‘görüntü kalitesi’ne de yorum yaptı

El konulan basılı ve dijital materyal incelemelere göre Tekin’in “örgütsel bağlantılı” hareket ettiğini iddia eden savcı, “güvenlik kamerası kayıtlarına göre belli noktaların özellikle çekildiğini” iddia etti.

1998 yılından beri belgesel çeken Tekin’in, örgütler bünyesinde “mesleki kimliğini kullandığını” iddia eden savcı, keşif iddiasına da “video çekimi ve kayıt alma işleminin fark edilmeden yapılabileceği” bir saatte çekim yapılmasını dayanak olarak gösterdi.

Ayrıca savcı, belgesel çekiminin gündüz vakti yapılması gerektiğini söyleyerek, “İş dönüşü veya aydınlık ortamların bulunabileceği ve daha sembolik yerler belgeselde kullanılabilecekken izleyici kitlesi açısından herhangi bir anlam ve önemi olmayan, yine görüntü kalitesi olarak izleyeni net bir şekilde bir şey seçemeyeceği video içerikleri” değerlendirmesi yaptı.

Tekin’in ‘örgütsel bağlantısı’: Evrensel gazetesi, Kızıldere ve Berkin flaması

Savcı, Tekin’e yönelttiği “örgütsel bağlantılı” iddiasına el konulan basılı ve dijital materyallerde yapılan incelemeleri dayanak gösterdi.

İncelemede, Kızıldere’de yapılan anma ile Berkin Elvan’ın isminin yazdığı flama gibi görüntülerin bulunduğunu belirten savcı, çekimi yapılan anma eylemlerinde bulunan kişilerin TİKKO ve THKP/C gibi örgütlere üye olduğunu iddia etti.

El konulan basılı yayınlar arasında bulunan Evrensel ve Atılım gazetelerini “örgütsel bağlantılı ve içerikli gazeteler” olarak tanımlayan savcı, Arzu Demir’in Suruç’tan kalanların dilinden Kobani’ye gitmek isimli kitabını MLKP; Kaldıraç dergisini DHKP/C; Kadınların Kurtuluşu dergisini PKK; Liseli Genç Umut dergisini de THKP/C ile ilişkilendirdi.

‘Şüphelinin bayan oluşu ve iletişim bölümü, kamufle amaçlı’

Yapılan incelemenin söz konusu örgütlerle irtibata devam ettiğinin delili olduğunu öne süren savcı, Tekin için “Şüphelinin bayan oluşu ve iletişim bölümü üzerine yapmış olduğu eylemlerin örgütsel faaliyetini kamufle etme amacı güttüğünü” de iddia etti.

Tekin’in daha önce yargılanıp beraat ettiği davaları da iddianameye ekleyen savcı, “Suçun süreklilik, değişkenlik ve yoğunluk gösterdiğine, keşif her ne kadar hazırlık hareketi düzeyinde kalmışsa da üyelik suçu açısından örgütsel talimatın yerine getirildiğinin anlaşıldığına” kanaat getirdi.

HABER MERKEZİ

The post İddianamesi 16 günde hazırlandı: ‘Örgüt üyeliği’nden ceza istendi ama örgüt belirtilmedi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Tutuklu gazeteci Şahinli’ye 5 yıl önceki soruşturmadan dava https://gazetekarinca.com/tutuklu-gazeteci-sahinliye-5-yil-onceki-sorusturmadan-dava/ Thu, 05 Jan 2023 08:46:27 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=236962 Tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı muhabiri Ceylan Şahinli hakkında 5 yıl önce başlatılan bir soruşturmadan dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 29 Ekim 2022’de tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Ceylan Şahinli hakkında, 5 yıl sonra dava açıldı. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Şahinli, hakkında açılan davayı MA’ya gönderdiği mektupla anlattı. Şahinli, çıkarıldığı […]

The post Tutuklu gazeteci Şahinli’ye 5 yıl önceki soruşturmadan dava first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı muhabiri Ceylan Şahinli hakkında 5 yıl önce başlatılan bir soruşturmadan dava açıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 29 Ekim 2022’de tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Ceylan Şahinli hakkında, 5 yıl sonra dava açıldı.

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Şahinli, hakkında açılan davayı MA’ya gönderdiği mektupla anlattı.

Şahinli, çıkarıldığı savcılık tarafından avukatı olmadan ifadesinin alındığını söyledi.

Davaya dönüşen soruşturmanın 5 yıl önce açıldığını ve kendisine tebliğ edilmediğini belirten Ceylan, şunları ifade etti:

Israrla avukat istememe rağmen savcının ‘avukata gerek yok’ demesi, gelinen noktayı gösteriyor. Hakim ceza talebinde bulundu, Sibel Tekin için ‘örgüt’ bulmayan yargı, beni PKK üyesi, Birleşik Özgürlük Gücü’nün de (BÖG) propagandacısı ilan etti. 7 Mart’ta davam görülecek, hakime soracağım ‘ne karar verdiniz’ diye. Bu arada dava açılan soruşturma 2017’den kalma. 5 sene boyunca varlığından bile haberim olmayan bir soruşturma ne tesadüfse tutuklanmamın ardından bana tebliğ edildi.

‘Kaloriferler saat 16:00’da kapanıyor’

Şahinli, mektubunda, iki ayı aşkın bir süredir tutuklu bulunduğu Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerine de değindi.

Saat 16.00’dan sonra kaloriferlerin kapatıldığını bildiren Şahinli, temel haklarının kısıtlandığını yazdı.

Şahinli, “sosyal aktiviteye” sadece kendi koğuşlarında bulunan tutuklularla çıkarıldıklarını, diğer koğuşlarda bulunan tutukluların katılmasına izin verilmediğini kaydetti.

Şahinli ayrıca, tutuklu bulundukları dosya kapsamında şimdiye kadar iki kez tutuk incelemesinin yapıldığını, üçüncü tutuk incelemesinde ise, hakimin yüzlerine bakmadan yeniden tutuk devam kararı verdiğini aktardı.

HABER MERKEZİ

The post Tutuklu gazeteci Şahinli’ye 5 yıl önceki soruşturmadan dava first appeared on Gazete Karınca.

]]>
ABD medyasına göre Erdoğan, 2023’te koltuğunu korumaya odaklanacak https://gazetekarinca.com/abd-medyasina-gore-erdogan-2023te-koltugunu-korumaya-odaklanacak/ Tue, 03 Jan 2023 09:00:22 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=236614 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidardaki kontrolünün bu yıl azalacağını yazan CNN International’ın yorum haberinde “Değişim isteyen yeni bir seçmen neslinin gelmesiyle beraber 2023, potansiyel olarak Erdoğan’ın iktidardaki kontrolünün azalacağı bir yıl olabilir” ifadeleri kullanıldı. ABD merkezli CNN International, “2023’te Orta Doğu’da takip edilmesi gereken 4 şey” başlıklı yorum haberinde, Türkiye’de önümüzdeki aylarda düzenlenmesi beklenen seçimleri yazdı. “Türkiye, […]

The post ABD medyasına göre Erdoğan, 2023’te koltuğunu korumaya odaklanacak first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidardaki kontrolünün bu yıl azalacağını yazan CNN International’ın yorum haberinde “Değişim isteyen yeni bir seçmen neslinin gelmesiyle beraber 2023, potansiyel olarak Erdoğan’ın iktidardaki kontrolünün azalacağı bir yıl olabilir” ifadeleri kullanıldı.

ABD merkezli CNN International, “2023’te Orta Doğu’da takip edilmesi gereken 4 şey” başlıklı yorum haberinde, Türkiye’de önümüzdeki aylarda düzenlenmesi beklenen seçimleri yazdı.

“Türkiye, 2023’te cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlarken, Erdoğan kendisini koltuğuna sahip çıkmaya odaklanırken bulabilir” yorumunun yapıldığı haberde, “Yıllardır yönetimdeki yorgunluk ve değişim isteyen yeni bir seçmen neslinin gelmesiyle beraber 2023, potansiyel olarak Erdoğan’ın iktidardaki kontrolünün azalacağı bir yıl olabilir” denildi.

Haberde, “Türk lirası dört yıldır değer kaybediyor ve Erdoğan’ın enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını yükseltmekten kaçınan, alışılmışın dışında ve geniş çapta eleştirilen para politikaları sonucunda hayat pahalılığı hızla artıyor” yorumu da yer aldı.

‘Yıllar sonra ilk kez muhalefet Erdoğan’ı koltuğundan indirmek için birleşti’

‘Yıllar sonra ilk kez muhalefetin, Erdoğan’ı koltuğundan indirmek için birleştiğini’n altını çizen CNN, geçtiğimiz yıl yapılan anketlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a desteğin azaldığına işaret ettiğini aktardı.

Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 50+1 sistemine ilişkin ise, “Erdoğan’ın kurguladığı başkanlık sisteminde zafer kazanılması için yüzde 50+1 oy alınması gerekiyor. Ekonomi yavaşlamışken bu zor bir plan” yorumu yapıldı.

ABD ve Türkiye ilişkileri 

Türkiye için “Uluslararası cephede kilit NATO müttefiki, ABD ve Avrupa ile olan huzursuz ittifakıyla mücadele etmeye devam ediyor” denilen haberdeki, bir cümle de dikkat çekti:

ABD’nin, Suriye’de Türkiye’nin ulusal bir tehdit olarak gördüğü silahlı bir Kürt grubuna verdiği destek ve Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki soğuk kişisel ilişki, gerilimin altını çiziyor.

Atina-Ankara ilişkilerine de değinen CNN, gerginliğin Ankara-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini de etkilediğini belirtti. “Avrupa ile ilişkilerin, göçmenleri ve mültecileri Türkiye’ye hapsetmek üzerinden iş birliğinin ötesine geçip geçemeyeceği, ortak bir paydada buluşulmasına bağlı olacak” vurgusunun yapıldığı haberde, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşındaki tutumunun ‘Ukrayna yanlısı tarafsızlık’ olarak tanımlanırken, seçim sonuçları ne olursa olsun, Ankara’nın bu politikasının değişmeyeceği vurgulandı.

DIŞ HABERLER

The post ABD medyasına göre Erdoğan, 2023’te koltuğunu korumaya odaklanacak first appeared on Gazete Karınca.

]]>
TGS Diyarbakır: 6,5 ay oldu, 16 meslektaşımız için suç tespit edilemedi https://gazetekarinca.com/tgs-diyarbakir-65-ay-oldu-16-meslektasimiz-icin-suc-tespit-edilemedi/ Sat, 31 Dec 2022 07:23:50 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=236312 TGS Diyarbakır Şubesi, 8 Haziran’da evlerine baskın yapılarak tutuklanan 16 gazeteciye ilişkin yaptığı açıklamada “Savcılık 6,5 aydır suç tespit edemiyorsa, meslektaşlarımız serbest bırakılsın” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Şubesi, 8 Haziran’da evlerine baskın yapılarak tutuklanan 16 gazeteciye ilişkin basın toplantısı düzenledi. TGS Diyarbakır Şube Temsilcisi Mahmut Oral, aradan 6 ay geçmesine rağmen iddianamenin hazırlanmadığını […]

The post TGS Diyarbakır: 6,5 ay oldu, 16 meslektaşımız için suç tespit edilemedi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
TGS Diyarbakır Şubesi, 8 Haziran’da evlerine baskın yapılarak tutuklanan 16 gazeteciye ilişkin yaptığı açıklamada “Savcılık 6,5 aydır suç tespit edemiyorsa, meslektaşlarımız serbest bırakılsın” dedi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Şubesi, 8 Haziran’da evlerine baskın yapılarak tutuklanan 16 gazeteciye ilişkin basın toplantısı düzenledi.

TGS Diyarbakır Şube Temsilcisi Mahmut Oral, aradan 6 ay geçmesine rağmen iddianamenin hazırlanmadığını hatırlatarak, “Gazetecilerin tutukluluk hali, yargılama başlamadan cezalandırıldıklarını gösteriyor” dedi.

Oral, gazetecilerin cezaevindeki koşullarını da aktardı:

6 buçuk aydır hiçbir tutuk incelemeleri duruşmalı yapılmamış, dosya üzerinden yapılan incelemelerde tutuklu gazeteciler ve avukatları da dinlenmemiş, otomatik olarak tutuk devam kararları verilmiştir. Sohbet, sosyal aktivite ve spor gibi sosyal hakları mevzuatın gerektirdiği ölçüde tesis edilmemektedir. Gazetecilerin mektupları gönderilmekte, gelen mektupları ise teslim edilmemektedir. Hastane sevkleri geciktirmekte, gazetecilere kelepçeli muayene yapılmaktadır. Kadın gazeteciler çift kelepçe uygulamasıyla hastaneye onur kırıcı bir muamele ile götürülmektedir. Kadın gazetecilere çıplak arama dayatılmaktadır. Koğuşlarda konulan kamera, kişisel mahremiyetlerini yok etmektedir.

‘6,5 aydır suç tespit edilemiyorsa…’

Gazetecilerin serbest bırakılmasını talep eden Oral, “Savcılık 6,5 aydır suç tespit edemiyorsa meslektaşlarımızı serbest bırakmalıdır. Şayet suç tespit ediyorsa bir an evvel iddianameyi düzenleyerek hâkim önüne çıkarılmalarını sağlamalıdır” dedi.

HABER MERKEZİ

The post TGS Diyarbakır: 6,5 ay oldu, 16 meslektaşımız için suç tespit edilemedi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
RFS: Son 20 yılda bin 688 gazeteci yaşamını yitirdi https://gazetekarinca.com/rfs-son-20-yilda-bin-688-gazeteci-yasamini-yitirdi/ Fri, 30 Dec 2022 16:40:27 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=236271 RSF’nin yayınladığı rapora göre, son 20 yılda bin 700’e yakın gazeteci yaşamını yitirdi. Avrupa’da gazeteciler için en tehlikeli 3’üncü ülke Türkiye oldu. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), bugün yayınladığı raporunda son 20 yılda bin 688 gazetecinin öldürüldüğünü, 2003-2022 arasında yılda ortalama 80 muhabirin hayatını kaybettiğini açıkladı. RSF’ye göre gazeteciler için en tehlikeli ülkeler Irak ve Suriye. […]

The post RFS: Son 20 yılda bin 688 gazeteci yaşamını yitirdi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
RSF’nin yayınladığı rapora göre, son 20 yılda bin 700’e yakın gazeteci yaşamını yitirdi. Avrupa’da gazeteciler için en tehlikeli 3’üncü ülke Türkiye oldu.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), bugün yayınladığı raporunda son 20 yılda bin 688 gazetecinin öldürüldüğünü, 2003-2022 arasında yılda ortalama 80 muhabirin hayatını kaybettiğini açıkladı.

RSF’ye göre gazeteciler için en tehlikeli ülkeler Irak ve Suriye. RSF’den yapılan açıklamada, bu iki ülkede 20 yılda 578 muhabirin yaşamını yitirdiği belirtildi.

Sıralamanın başındaki diğer ülkeler 125 ölümle Meksika, 107 ölümle Filipinler, 93 ölümle Pakistan, 81 ölümle Afganistan ve 78 ölümle Somali.

Son 20 yılın en karanlık yılları

Raporun bulgularına göre 2012 ve 2013 seneleri “Suriye savaşı esnasında öldürülen 144 ve 142 gazeteci” ile son 20 yılın en “karanlık” yılları oldu.

RSF, bu kanlı yılların ardından “kademeli bir durgunluk ve ardından 2019’dan itibaren daha düşük rakamların” geldiğini kaydetti.

Ukrayna savaşının başlamasıyla öldürülen gazeteci sayısının yeniden artmaya başladığını belirten RFS, 2021’de 51 gazetecinin iş esnasında hayatını kaybettiğini, 2022’de bu sayının 58’e yükseldiğini açıkladı.

Rapor, son 19 yılda 12 gazetecinin hayatını kaybettiği Ukrayna’da sadece Şubat-Aralık 2022 döneminde 8 gazetecinin yaşamını yitirdiğini ortaya koydu. Bu nedenle, Ukrayna basın mensupları için Avrupa’nın ikinci en tehlikeli ülkesi oldu.

Türkiye gazeteciler için en tehlikeli 3’üncü ülke

RFS açıklamasında “RSF’nin sık sık kınadığı gibi, Vladimir Putin iktidara geldiğinden beri basın özgürlüğüne yönelik aralarında ölümcül de olan sistematik saldırılar oldu. Bunlar arasında en sembolik olanı gazeteci Anna Politkovskaya’nın 7 Ekim 2006’da katledilmesi” denildi.

Türkiye 2003’den bu yana 9 ölümle gazeteciler için Avrupa’nın üçüncü en tehlikeli yeri olurken Fransa, 2015 Charlie Hebdo katliamında hayatını kaybeden 8 gazeteci nedeniyle dördüncü, Azerbaycan ise 6 ölümle beşinci sırada yer aldı.

RSF, yolsuzluk ve organize suç konularını araştırdıkları için son 20 senede gazetecilerin ‘savaş olan bölgelerden’ çok ‘barış olan ülkelerde’ öldürüldüğüne dikkat çekti.

RSF’ye göre Meksika, Brezilya, Kolombiya ve Honduras’da öldürülen gazeteciler 2022’de öldürülen toplam gazetecilerin neredeyse yarısını oluşturuyor ve bu nedenle Amerika kıtası “bugün medya için en tehlikeli yer”.

RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire “Rakamların arkasında haber toplamayı, gerçeği aramayı ve gazetecilik tutkularını hayatlarıyla ödeyen yetenekler var. Bu yıl sonu, onları anmak ve gazetecilerin çalıştığı ve haber hazırladığı her yerde güvenliklerine saygı gösterilmesi çağrısında bulunmak için bir fırsat” dedi.

HABER MERKEZİ

The post RFS: Son 20 yılda bin 688 gazeteci yaşamını yitirdi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Can Dündar ‘gri liste’ye eklendi https://gazetekarinca.com/can-dundar-gri-listeye-eklendi/ Fri, 30 Dec 2022 11:21:43 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=236176 Gazeteci Can Dündar, İçişleri Bakanlığı’nın ‘terör arananlar’ listesine ‘gri’ kategoriye eklendi. Gazeteci Can Dündar, İçişleri Bakanlığı’nın ‘terör arananlar’ listesine ‘gri’ kategoriden eklendi. Dündar’ın ‘FETÖ/PYD Örgütü’nden arandığı ileri sürüldü. ‘Gri listedeki arananlar’ için 500 bin liraya kadar ödül veriliyor. İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Dündar’a 2015’te yayımlanan MİT TIR’ları haberi nedeniyle, ikinci yargılamada 27 yıl altı […]

The post Can Dündar ‘gri liste’ye eklendi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Gazeteci Can Dündar, İçişleri Bakanlığı’nın ‘terör arananlar’ listesine ‘gri’ kategoriye eklendi.

Gazeteci Can Dündar, İçişleri Bakanlığı’nın ‘terör arananlar’ listesine ‘gri’ kategoriden eklendi.

Dündar’ın ‘FETÖ/PYD Örgütü’nden arandığı ileri sürüldü. ‘Gri listedeki arananlar’ için 500 bin liraya kadar ödül veriliyor.

İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Dündar’a 2015’te yayımlanan MİT TIR’ları haberi nedeniyle, ikinci yargılamada 27 yıl altı ay hapis cezası vermişti.

Ayrıca Dündar’ın mal varlıklarına el konmuştu.

Dündar hakkında en son eylülde bir videoda kullandığı ifadeler nedeniyle ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ ve ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama’ suçundan resen soruşturma başlatılmıştı.

HABER MERKEZİ

The post Can Dündar ‘gri liste’ye eklendi first appeared on Gazete Karınca.

]]>
87 gazeteci yeni yıla cezaevinde giriyor https://gazetekarinca.com/87-gazeteci-yeni-yila-cezaevinde-giriyor/ Fri, 30 Dec 2022 07:54:53 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=236119 DFG yöneticisi Hakkı Boltan, 87 gazetecinin yeni yılı cezaevinde karşıladığını söyledi. ‘Türkiye’deki medyanın yüzde 90’ı hükümetin kontrolü altında’ diyen MKGP Sözcüsü Roza Metina ise tutuklu gazeteciler hakkında hala iddianame hazırlanmadığına dikkat çekti. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) verilerine göre, 87 gazeteci yeni yıla cezaevinde giriyor. Tutuklanan gazetecilerin sayısı bu yıl da artarken, gazeteciler kamuoyunda ‘sansür […]

The post 87 gazeteci yeni yıla cezaevinde giriyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
DFG yöneticisi Hakkı Boltan, 87 gazetecinin yeni yılı cezaevinde karşıladığını söyledi. ‘Türkiye’deki medyanın yüzde 90’ı hükümetin kontrolü altında’ diyen MKGP Sözcüsü Roza Metina ise tutuklu gazeteciler hakkında hala iddianame hazırlanmadığına dikkat çekti.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) verilerine göre, 87 gazeteci yeni yıla cezaevinde giriyor.

Tutuklanan gazetecilerin sayısı bu yıl da artarken, gazeteciler kamuoyunda ‘sansür yasası’ olarak bilinen ‘Dezenformasyon Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte basın üzerindeki baskıların derinleştiğini belirtiyor.

Diyarbakır’da 16 Haziran’da 16 gazeteci tutuklandı ve 6 ayı aşkın süredir haklarındaki iddianame hazırlanmış değil. 28 Ekim’de ise Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 gazeteciden 9’u tutuklandı.

‘İktidarın suçlarını teşhir eden gazetecilere gözdağı verilmek isteniyor’

Gazetecilerin her gün baskı ve şiddetle karşılaştığını belirten DFG Yöneticisi Hakkı Boltan MA’ya konuştu. Boltan, “İktidar, demokrasi ve insan hakları temelinde haber yapan özgür basını istemiyor ve saldırıyor. Gazetecilerin evleri basılıyor, haklarında bir şey olmamasına rağmen tutuklanıyorlar. Bu yöntemle iktidarın suçlarını teşhir eden gazetecilere gözdağı verilmek isteniyor. Türkiye’de gazetecilere saldırmak klasik bir politika” dedi.

Dayanışmanın önemine dikkat çeken Boltan, şunları söyledi:

Dayanışma için dışarıdaki gazeteciler cezaevindeki gazeteciler gibi haber yapmalı. Bu dayanışma hem haber alma hakkı hem de haber veren gazetecilere destektir. Gazeteciler baskıdan korkmaz ve harekete geçerse cezaevindeki gazeteciler de güçlenir. Bir gazetecinin gerçekleri ortaya çıkarmak için gece gündüz çalışması, tutuklu gazetecilere verilecek en büyük destek, hükümete de büyük bir cevap olacaktır. Şehit olan Musa Anter, Gurbetelli Ersöz ve arkadaşları için bunu yapmamız gerekiyor.

‘Türkiye’deki medyanın yüzde 90’ı hükümetin kontrolü altında’

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) Sözcüsü Roza Metina ise, son yıllarda baskıların arttığını vurguladı. Metina da şunları dile getirdi:

AKP-MHP iktidarı, toplumu kontrol altına almak ve haber yapılmaması için özgür basına saldırıyor. Şimdi önümüzde bir seçim var ve hükümet seçimi kazanmak için saldırıyor. Aynı zamanda Kürt halkı ve kadınların iradesine yönelik bir saldırı söz konusudur. Kadın gazeteciler sahada cinsiyetçi saldırılara ve şiddete maruz kalıyor. MKGP verilerine göre, 27 kadın gazeteci cezaevinde. 2022’nin ilk 7 ayında kadın gazetecilere yönelik 161 hak ihlali yaşandı.

Mevcut iktidar, bu saldırılarla tüm medyayı gölgesi altına almak istiyor. Şu anda Türkiye’deki medyanın yüzde 90’ı hükümetin kontrolü altında. Yolsuzluklarını gizlemek için özgür basına saldırıyor. Ekonomik kriz var ama bu krize rağmen mevcut iktidar savaşa para ayırıyor, kadınlara ve topluma bütçe ayırılmıyor. Saldırının bir başka gerekçesi de ekonomik krizi gizlemek. Gündemi değiştirmek için özgür basına saldırılıyorlar. Hapishanelerde bile gazeteciler hak ihlalleriyle karşı karşıya. Ancak gazetecilerin bu saldırılara karşı mücadelesi devam ediyor.

HABER MERKEZİ

The post 87 gazeteci yeni yıla cezaevinde giriyor first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Gazeteci Sinan Aygül serbest bırakıldı  https://gazetekarinca.com/gazeteci-sinan-aygul-serbest-birakildi/ Fri, 23 Dec 2022 08:41:00 +0000 https://gazetekarinca.com/?p=234486 Bitlis Tatvan’da yaşanan cinsel tacize dair yaptığı haber gerekçe gösterilerek tutuklanan gazeteci Sinan Aygül serbest bırakıldı. Bitlis’in Tatvan ilçesinde yaşanan bir cinsel taciz vakasına dair paylaşımları nedeniyle 14 Aralık’ta tutuklanan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül, tahliye edildi. Tahliye haberini Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), sosyal medya hesaplarından duyurdu. Ne olmuştu?  Bitlis Gazeteciler Cemiyeti […]

The post Gazeteci Sinan Aygül serbest bırakıldı  first appeared on Gazete Karınca.

]]>
Bitlis Tatvan’da yaşanan cinsel tacize dair yaptığı haber gerekçe gösterilerek tutuklanan gazeteci Sinan Aygül serbest bırakıldı.

Bitlis’in Tatvan ilçesinde yaşanan bir cinsel taciz vakasına dair paylaşımları nedeniyle 14 Aralık’ta tutuklanan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül, tahliye edildi.

Tahliye haberini Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), sosyal medya hesaplarından duyurdu.

Ne olmuştu? 

Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Gazeteci Sinan Aygül, 13 Aralık’ta Bitlis’in Tatvan ilçesinde 14 yaşındaki bir kız çocuğunun üç polis memuru ve bir subay tarafından cinsel tacize maruz bırakıldığı iddiasını sosyal medya hesabından paylaştı.

Daha sonra Aygül, Bitlis Valisi Oktay Çağatay’ın kendisini arayarak, haberindeki şüphelilerle ilgili bilginin yanlış olduğunu ulaştığını belirtti.

Bunun üzerine Twitter hesabından bir paylaşım daha yapan Aygün, bilgileri teyit ederek haberleştirmeye çalışmasına karşın haber içerisinde yanlış bilgilere yer vermiş olabileceğini belirterek düzeltme yaptığı ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebileceği gerekçesiyle kamuoyundan özür diledi.

Aygün, 14 Aralık’ta düzeltme yaptığı habere ilişkin ‘alenen halkı yanıltıcı bilgi yaymak’ iddiasıyla gözaltına alındı ve aynı gün içerisinde çıkarıldığı mahkemece aynı suçlamayla tutuklandı.

HABER MERKEZİ

The post Gazeteci Sinan Aygül serbest bırakıldı  first appeared on Gazete Karınca.

]]>