DTK Eş Başkanı Leyla Güven ve gazeteci Seyithan Akyüz’ün de aralarında olduğu 27 kişiye verilen toplam 168 yıl 7 ay hapis cezası, ‘hukuka aykırı delil elde edildi’ gerekçesiyle bozuldu.
Adana’da 2008 yılında “KCK operasyonu” kapsamında gözaltına alındıktan sonra haklarında “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla dava açılan 27 kişiye “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.
27 kişi arasında şu an başka bir dosyadan Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven ve gazeteci Seyithan Akyüz de vardı.
Hapis cezasına çarptırılanların avukatları, karara karşı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne başvurdu.
Toplanan delillerin hukuka aykırı elde edildiği savunulan başvuruda, “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez” denildi.
Ortam dinlemeleri hukuka aykırı
2’nci Ceza Dairesi, avukatların yaptığı başvuruda, dosyada delil olarak gösterilen ortam dinlemelerini hukuka aykırı olduğuna hükmetti.
Yerel mahkemenin hüküm kararlarını bozan 2’nci Ceza Dairesi, dosyayı tekrardan Adana 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
27’si hakkında hapis cezası verilen 96 isim, önümüzdeki günlerde yeniden hakim karşısına çıkacak.
‘Hukuka aykırı delil elde edildi’
MA’da yer alan habere göre Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’nin kararında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) yer alan “Teknik araçlarla izleme” başlığına işaret edilerek, “hukuka aykırı yöntemle delil elde edildiği” belirtildi.
Ortam dinlenmesi için mahkeme kararının olması gerektiğine dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi:
(…) kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi halinde, şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyerinin teknik araçlarla izlenmesi, ses veya görüntü kaydı alınmasının koşullarının saptanarak anılan maddenin 5. Fıkrasında yer verilen teknik araçlarla izleme tedbirinin ‘kişinin konutunda’ uygulanamayacağı hükmü karşısında, 10/11/2007, 30/12/2007 ve 20/05/2008 tarihlerinde aralarında sanıkların da bulunduğu iddia edilen kişilerin katıldığı toplantıda ortam dinlemesi suretiyle elde edilen ses kayıtlarının dökümünün yapıldığı tutanak hükme esas alınıp mahkemece sübut delili olarak kabul edilmiş ise de anılan tutanağa göre toplantıya katıldığı değerlendirilen sanıkların aralarında bulunduğu iddia edilen ortam dinlemesi yapılan toplantı yerinin parti binası olarak kullanılan konut olması ve dinlemenin yapıldığı 10/11/2007, 30/12/2007 ve 20/05/2008 tarihlerinde sanıklar hakkında CMK’nın 140. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak teknik araçlarla izleme yapılmasına dair bir karar bulunmaması karşısında, bu tutanağın sanıklar yönünden hukuka uygun olarak elde edilmiş bir delil olarak kabul edilemeyeceği (…)
“Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez” hükmünü hatırlatan 2’nci Ceza Dairesi’nin kararında, devamla şu ifadelere yer verildi:
(…) kanuna aykırı elde edilenlerin ise hükme esas alınamayacağı şeklinde açık düzenlemeleri karşısında, hiç bir aşamada suçlamayı kabullenmemiş olan sanıklar hakkında örgütün hiyerarşisine organik bağla dahil olup olmadıklarını gösteren çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk içeren faliyetlerde bulunup bulunmadıklarının tespiti suretiyle örgüt üyesi olup olmadıklarına dair dosya kapsamında bulunan diğer delillerin mahkemesince değerlendirilerek denetime elverişli yeni bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması…
2’nci Ceza Dairesi, ayrıca Güven ve bazı tutuklulara “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verilen cezaların da mükerrer olduğunu kaydetti.