Yeni Osmanlıcıların büyük hayalleri vardı. Yeni yüzyılda, Osmanlıyı yeniden canlandıracaklardı.
ABD tarafından Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İslam dünyasına model ülke olarak sunuluyor ve bunun için hazırlanıyorlardı. Bunun için Türkiye’deki Türkçü tekçi iktidarın biraz daha fazla İslam sosuna bandırılması gerekiyordu.
AKP tam da bu çerçevede hazırlandı ve bu projenin temsilcisi olduğunu bizzat AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi ağzıyla itiraf etti.
Öncelikle tüm Ortadoğu ülkeleriyle iyi ilişkiler hedefleniyordu.
“Komşularla sıfır sorun” sloganıyla hareket ediyordu AKP iktidarı. Bu politikanın en somut ayaklarından biri de görünürde Suriye ile yürütülüyordu.
***
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dostlukları dünyaya nam salmıştı! Aileler kahvaltılarda, akşam yemeklerinde bir araya geliyor, birlikte tatile gidiliyor, müzeler geziliyordu.
Öyle bir hava vardı ki, nerdeyse Türkiye ve Suriye parlamentoları birleştirilecek, sınırlar filan ortadan kaldırılacaktı…
Esad, Erdoğan’ın samimi dostlarındandı.
Sonrasını hepimiz biliyoruz. Bu dostluk politikası birçok ülke ile düşmanlığa dönüştü.
Tabii, komşularla sıfır sorun politikası sadece Suriye özgülünde değişmedi.
Suriye’den Irak’a, Irak’tan İran’a, İran’dan Libya’ya, Libya’dan İsrail’e, İsrail’den Yunanistan’a, Yunanistan’tan Mısır’a, Mısır’dan Suudi Arabistan’a, Suudi Arabistan’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne kadar Türkiye’nin çevresindeki tüm ülkelerle kanlı bıçaklı bir durum ortaya çıktı.
***
Bu sorunlu dış politika, uzun süre sürdürüldü.
AKP iktidarına MHP ve Ergenekoncular da şaibeli 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ortak olunca bu kez hedef Kızılelma oldu. Ancak gelinen aşamada Yeni Osmanlıcıların veya Kızılelmacıların istediğini alamadıklarını net bir şekilde görmeye başladık.
Düşmanlık politikaları güdülen, söylenmedik laf bırakılmayan ülkelerin liderleriyle yürüttükleri politikanın yarattığı sorunların hesabını vermeden görüşmeye başladılar, ortak fotoğraflar veriyorlar, hesap edilmeyecek dönüşler yapıyorlar.
En yakın örneği önceki yazımda da belirtmiştim ‘darbeci’ dedikleri Mısır Cumhurbaşkanı Sisi oldu.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sisi ile asla görüşmeyeceğini iddia ediyordu ama bunun tam tersi durumları daha önce gördüğümüz gibi Sisi örneğinde de görmüş olduk. Katar’da darbeci Sisi ile dostluk fotoğrafı verildi.
***
Şimdi ise sıra Suriye Devlet Başkanı Esad ile verilecek fotoğrafa geldi.
En az 12 yıldır yıkmak için uğraştıkları Esad’ı yıkamadı Türkiye ve ortakları. Emevi Camii’nde namaz kılma hayaliyle yürütülen savaş politikası başarısızlığa uğradı ve şimdi “Katil Esed”ten “Kardeşim, dostum Esad’a” doğru yürüyorlar yavaş yavaş ancak Esad izin verse koşarak gidecekler yanına!
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye politikasına ilişkin yaptığı iki ayrı açıklamada özetle şu ifadeleri kullandı: “Esad ile görüşme olabilir siyasette küslük, dargınlık olmaz. Vakti geldiğinde Suriye’nin Başkanı’yla görüşme yoluna gidebiliriz. Alışılmış bir siyasetçi değilim. Dolayısıyla bir vakti saati geldiğinde, biz Suriye’nin başkanıyla da görüşme yoluna gidebiliriz. Şu an itibariyle zaten alt düzeyde görüşmeler yapılıyor.”
***
Erdoğan’ın açıklamalarına Esad’dan da yanıt geldi.
Lübnan merkezli Al-Akhbar gazetesinin aktardığına göre, Suriye’de gazeteciler ve araştırmacılarla bir araya gelen Esad, Erdoğan ve Türk yetkililerinin açıklamalarına ilişkin, “Türkiye Şam’ın taleplerini karşılamaya hazır olduğunu gösterdi. Ankara, siyasi yöneliminde bazı Arap ülkelerinden daha kararlı olabilir. Ancak Türkiye’nin tutumunun samimi mi yoksa sadece siyasi bir manevra mı olduğuna karar vermek mümkün değil. Suriye; Türkiye’den laf değil, icraat bekliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Esad, Türkiye’nin dönüş yaptığını görüyor ancak Türkiye’nin samimiyetine inanmıyor. Onun için de laf değil icraat bekliyor Türkiye’den.
Esad, gelinen durumu gayet iyi açıklamış. Erdoğan ve Türk yetkililer, “Katil Esed”in tekrar “Dostum Esad” olması noktasında yol almaya niyetleri varsa Esad’ın samimiyet sınavından geçmeleri gerekiyor…
İbrahim Aslan kimdir?
1980 yılında Dersim’in Xozat ilçesi Pakire köyünde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimi Xozat’ta tamamladı. 2004 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda çalışmaya başladı. Dicle Haber Ajansı’nda uzun süre muhabir, haber şefi ve editör olarak emek verdi. DEM TV’de editörlük, KHK ile kapatılan JIYAN TV’de haber koordinatörlüğü yaptı. 1HaberVar Platformu’nda editörlük ve yazarlık yaptı. 2019 yılından bu yana Gazete Karınca’da yazmayı sürdürüyor.