2023 bütçesi, 5 Aralık itibariyle Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı. Meclis takvimine göre, 12 gün boyunca kesintisiz olarak devam edecek görüşmeler, 16 Aralık’ta sona erecek ve böylece 2023 bütçesi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmiş olacak.
Bir ülkede önem verilen şeyin ne olduğunu anlamak istiyorsanız, o ülkede kaynakların nasıl kullanıldığına bakmanız gerekiyor. Bu nedenle Türkiye’de, mevcut iktidarın neyi önemsediğini görmek istiyorsak eğer, 2023 yılı bütçesinde asıl miktarın ne için ayrıldığına ve bütçe görüşmelerinde bunun iktidar tarafından hangi gerekçelerle savunulduğuna bakmalıyız.
2023 yılı bütçesi birçok yönüyle ele alınabilir ancak bu hükümetin özellikle son 7 yıldır hazırladığı bütçe, genel anlamda yaşam için değil, savaş için harcanıyor. Bu nedenle bu bütçeyi de asıl olarak savaş politikaları üzerinden değerlendirmek gerekiyor.
***
Çoğu kişi hatırlayacaktır; 2019 yerel seçimlerine kısa bir zaman kala o dönem de AKP-MHP iktidarı, kendilerine yönelik her eleştiriyi, ülkeyi getirdikleri duruma ilişkin her sözü iç ve dış düşmanlar üzerinden ekarte etmeye çalışıyor, eleştiri yapan muhalefeti ‘hain, terörist’ ilan ediyordu.
Bugün de benzer politikayı, AKP-MHP iktidarı en yetkili ağızlardan dile getirmeyi sürdürüyor.
Ancak yerel seçimler döneminde dış düşman dediği ülkelerin çoğu ile yakın dönemde ahbap çavuş oldular. Bir Cumhurbaşkanı gidip ellerini sıkıyor, bir MİT başkanı, bir Dışişleri Bakanı o da yetmeyince İçişleri Bakanı devreye giriyor…
Bu tuhaf ancak para ve iktidar ilişkileri açısından anlamını bulan ve birlikteliklerini sürdüren AKP-MHP iktidarı, ekonomik krizi, savaş politikalarını eleştiren muhalefeti ise, yine savaşa harcadıkları paralar üzerinden bugün de hedef almayı sürdürüyor.
Yerel seçimler döneminde yoksul kesimler artık sebze meyve alamaz duruma gelmişken, bu duruma tepki gösterenleri AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Soğana patatese ümit bağlamışlardı geçen seçimde. Şimdi domatese bibere sarılmış durumdalar. Bunları konuşarak oy toplayacaklarını sanıyorlar. Ben buradan patatesçilere domatesçilere sesleniyorum, o bir tane merminin bedelini biliyor musun sen? Bunlar nereden geldi biliyor musun sen?” sözleriyle hedef almıştı.
Benzer cümleleri bu bütçe görüşmelerinde de iktidar yetkililerinden duymaya devam ediyoruz. AKP-MHP iktidarı, yürüttükleri savaş politikalarının ekonomik krizi daha da büyütmesine, insanların en temel gıda maddelerini dahi alamamalarına tepki gösteren muhalefeti yine mermi, bomba fiyatı üzerinden hizaya çekme pervasızlığını sürdürüyor.
***
HDP Ekonomi ve Tarım Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, AKP-MHP iktidarının bütçeyi savaşa ayırdığına işaret eden bir açıklama yaptı. Turan’ın, AKP’nin savaş bütçesine ilişkin değerlendirmesi özetle şöyle:
“Bu ülkede Kürt sorunun çözümsüzlüğünden kaynaklı yaşanan çatışma ve savaş ortamı iktidarın giderek artan öfkesi ve bastırma politikaları bütçeye yansımış durumda. 460 milyar liralık bir savunma bütçesinden bahsediyoruz. 460 milyar liralık savunma bütçesi geçen yılın tam iki katıdır. Geçen yıl 230 milyar iken 460 milyara çıkmıştır. Yani cebimizden çıkan her 8 liralık verginin her bir lirası İHA’ya, SİHA’ya, tanka, topa gidiyor. Refaha değil tam tersine savaş ve çatışma politikasına yansıtılıyor.”
AKP-MHP iktidarı yetkilileri ise, HDP’nin ‘savaş bütçesi’ tespitine karşı çıkarken, tam da bunu doğrulayan ve itiraf eden bir yerden açıklamalarda bulundu.
Bütçeyi, ‘güvenlik harcamaları’ üzerinden savunmaya çalışan AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, şu çarpıcı açıklamalarda bulundu:
“Çok konuşulmuyor, çok gündeme gelmiyor ama bu toprakları savunmak için çok büyük paralar harcıyoruz. Türkiye 3 ülkede toprak bütünlüğünü sağlamak için bugün asker bulundurmak zorunda ve güvenlik için çok büyük paralar harcanıyor. F-16’lardan atılan akıllı mühimmatın tanesi 400 bin dolardan 1,2 milyon dolara kadar çıkıyor. En son yerli olarak geliştirdiğimiz nüfuz edici bombanın bir tanesinin maliyeti 1,2 milyon dolar. FIRTINA obüslerinden sık sık atılan, çok namlulu roketatarlardan atılan bir mühimmatın maliyeti 5 milyon dolar…”
Canikli’nin açıklamaları üzerinden özellikle Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve yürütülen savaş politikaları nedeniyle yaşanan ekonomik bedelin hesabını varın siz yapın!
“Bir F-16’tının akıllı mühimmatının tanesi 400 bin dolardan 1,2 milyon dolara değişiyor. En son yerli olarak geliştirdiğimiz nüfuz edici bombanın bir tanesinin maliyeti 1,2 milyon dolar…” diyor Canikli. Çok rahat bir şekilde de bunları ifade ediyor.
Canikli bu rakamları ifade ederken, milyonlarca yoksul 30 TL’ye bir kilo domates, 1 kilo biber, 5 TL’ye bir ekmek alamayacak noktaya getirilmiş durumda. Enflasyon almış başını yürüyor. Zenginler daha zengin olurken yoksullar daha da yoksullaşıyor.
Savaş maliyetine dair rakamları veren iktidar yetkilileri sonra da utanmadan ekonomik krizin asıl nedeninin Kürt sorunundaki çözümsüzlük ve yürütülen savaş politikaları olduğunu belirten HDP’yi hedef alıyor.
***
Sadece çözüm sürecinden sonra kullanılan F-16’ların, akıllı mühimmatın ve fırtına obüslerinden atılan yüzbinlerce ve belki de milyonlarca bombanın maliyetini çıkarsın biri. O zaman ekonomik krizin ve yoksulluğun kaynağının ne derece savaş politikalarından ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklandığını görecektir, aklı başında olan ve ırkçı saiklerle hayata bakmayan herkes.
Ve iktidara bugün muhalefet hesap soracaksa tam da ekonomik kriz noktasında kendisini savunduğu savaş politikaları üzerinden sormalıdır.
Evine ekmek götüremeyen, çarşıda pazarda bir kilo elma, armut, domates, biber alamayan milyonlar, iktidarın savaş politikalarını sorgulamadıkları sürece her dönem merminin fiyatı, F-16’nın kalkış maliyeti, akıllı bombanın fiyatı üzerinden terbiye edilmeye devam edecektir…
İbrahim Aslan kimdir?
1980 yılında Dersim’in Xozat ilçesi Pakire köyünde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimi Xozat’ta tamamladı. 2004 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda çalışmaya başladı. Dicle Haber Ajansı’nda uzun süre muhabir, haber şefi ve editör olarak emek verdi. DEM TV’de editörlük, KHK ile kapatılan JIYAN TV’de haber koordinatörlüğü yaptı. 1HaberVar Platformu’nda editörlük yaptı. 2019 yılından bu yana Gazete Karınca’da yazmayı sürdürüyor.