Ana SayfaGüncel‘Ben tweetten yatıyorum’ diyen Atilla Taş sordu: ‘Zeus’un kulu muyum?’

‘Ben tweetten yatıyorum’ diyen Atilla Taş sordu: ‘Zeus’un kulu muyum?’

HABER MERKEZİ – “FETÖ’nün medya yapılanması” adı altında yürütülen davada haklarında tahliye kararı verildikten sonra tekrar tutuklanan aralarında Atilla Taş ve gazetecilerin de bulunduğu 13 kişinin yargılandığı davanın duruşması görüldü. Atilla Taş savunmasında hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ’ın “Tweet attı diye tutuklanan bir Allah’ın kulu yok” sözlerini hatırlatarak, “Ben Zeus’un kulu muyum? Feto’yla boy boy resimleri olan insanlar tvler bana ‘terörist’ diye bağırıyor” dedi.

“FETÖ’nün medya yapılanması” adı altında yürütülen davada haklarında tahliye kararı verildikten sonra tekrar tutuklanan aralarında Atilla Taş ve gazetecilerin de bulunduğu 13 kişinin yargılandığı davanın duruşması İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Kimlik tespitleriyle başlayan duruşmada Atilla Taş savunma yaptı.

Taş, savunmasının başında mahkeme heyetine seslenerek, “Adalet ve hukukla ilgili yaşanan aksaklıkların müsebbibi siz değilsiniz. Hakimler ve savcıların itibarsızlıklarını söylemenin bu davaya ve ülkeye yarar getireceğini sanmıyorum. Sizler yoksanız adalet içi boş bir kavram” dedi.

‘İddianame Nasreddin Hoca’nın kazanı gibi doğurdu’

“En büyük güvenim kendim ve suçsuzluğuma olan inancım” diyen Taş, savunmasında “Benim anlayamadığım bu işlerle ne alakam olduğudur. Darbe olsaydı belki de bu mahkemeyi ve hakimleri bulamayacaktık. Bizim iddianame Nasreddin hocanın kazanı gibi doğurdu. ‘Adalet zulmün temelidir’ yazması gerekli” ifadelerini kullandı.

Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın “Tweet attı diye tutuklanan bir Allah’ın kulu yok” sözlerini hatırlatan Taş şöyle devam etti:

Ben suçsuzum ve 1 yıldır suçsuz yere hapis yatıyorum. Bir bakan diyor ki ‘tweetten yatan bir Allah’ın kulu yok.’ Ben Zeus’un kulu muyum? Ben tweetten yatıyorum. Adamların Fethullah ile fotoğrafları var. Bunlar bize televizyondan terörist diye bağırıyor.

Duruşmada savunma yapan Gazeteci Murat Aksoy ise 31 Mart’ta tahliye edildiği duruşmayı anımsatarak, “Oysa 7 aydır tutukluydum. Hakkımda yargılandığım dava dışında hiçbir soruşturma olmadı. Hiçbir savcı beni ifadeye çağırmadı. Ne olduysa 31 Mart 2017’de tahliye olunca oldu. Açıkçası savcı o gün tahliyemi isteyerek bana iyilik değil, istemeden kötülük yapmıştı” dedi.

Aksoy: Gazeteciliği savunuyoruz

Eleştirel yazılarını ve görüşlerini bir çok basın kuruluşunda paylaştığını söyleyen Aksoy şunları söyledi:

Yazmış olduğum binlerce yazı, 300’den fazla TV programı ve sosyal medya paylaşımlarından hiçbiri nedeniyle hakkımda dava açılmamıştı.

Her mecrada eleştirel oldum. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok adaleti savundum. Şimdi de burada gazeteciliği savunuyoruz.

Gazetecilikte 5N1K sorusu vardır. Bu iddianamede ‘nasıl’ sorusu yok. ‘Bu darbe nasıl olabildi’ sorusu yok. Bunun da nedenini biliyoruz.

Aksoy, iddianame eklerindeki HTS analiz raporuna göre bugüne kadar yaklaşık 5 bin 270 kişi ile temas kurduğunu anımsatarak suçlama konusu edilen görüşmelerin 1-2 kez olduğunu söyledi.  Aksoy, Yalçın Akdoğan ile 153, Cem Küçük ile 98, Bekir Bozdağ ile 53, İbrahim Karagül ile 164, Hüseyin Çelik ile 25 kez görüşmesi olduğunu belirterek, “Suçsa bunlarla da mesleki faaliyet kapsamında görüştüm” dedi.