Abdullah Cömert davasında sanık polise 6 yıl 10 ay hapis cezası

HABER MERKEZİ – Hatay’da Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz kapsülüyle yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in ölümüne ilişkin davada kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık polis Kuş’a ‘bilinçli taksir’den 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verdi.

Hatay’da Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz kapsülüyle yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in ölümüne ilişkin davanın ikinci ve karar duruşması görüldü.

Balıkesir Adliyesi’nde görülen duruşmaya sanık polis Ahmet Kuş Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Sanık Kuş’un savunması

Duruşmada söz alan Kuş, “Gezi olayları öncesinde birçok olaya katıldım. Kimsenin canına malına kastım olmadı, beraatimi talep ediyorum” diyerek savunmasına başladı.

BirGün’ün haberine göre Kuş’un avukatı ise, sanık polisin ‘görevini yaptığı’nı, gaz kapsülünün ‘hedef alınarak atılmadığını’ savundu:

“Gezi Olayları şiddet olaylarının arttığı bir ortam olarak nitelendirildi. Güvenlik güçleri de bunu dağıtmak istedi. Kamera kayıtlarında araçlara yabancı cisim atılarak kışkırtılıyor,sanık bu şartlarda görevini yapmış bulunuyor. Sanık araçta şoförün yanında oturuyor. Aldığı eğitim doğrultusunda atıyor fişeği. Hedef alınarak yapılmış bir atış değil. Kasten atılmamıştır.

‘Canın bedeli olmalı’

Ardından konuşan Abdullah Cömert’in ablası Meryem Cömert, “Canın bedeli ağır olmalı. En ağır şekilde yargılanmalı” diye konuştu.

“Ben adalet istiyorum. Adalet kadın adı olarak kalmamalı. Hatay’dan buraya kadar geliyoruz sanık muamelesi görüyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun. Bir canın, bir insan hayatının bedeli bu kadar ucuz olmamalı.Bu olay bizim başımıza geldi, sizin de başınıza gelmeyecek değil ya! Ben bir ablayım, anlayın beni. Bizim tek tesellimiz ağır bir ceza alması olacak. Kardeşim yok artık,s ürgün bir hayat yaşıyoruz. Canın bedeli ağır olmalı. En ağır şekilde yargılanmalı.”

Abdullah Cömert’in avukatı Hatice Can, polislerin eğitim alırken biber gazını hangi açıyla atmaları gerektiğinin kendi iç tüzüklerinde yazdığını söyleyerek, raporların kendi savlarını doğruladığını dile getirdi ve sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.

“Gaz fişeği Abdullah Cömert’in ensesine geldi. Ölüme sebep olabilecek süratteydi. Biz fizik profesöründen toma ve Abdocan’ın olduğu yeri tespit ettirdik. Raporlar bizi doğruladı. Polisin kasıtlı attığı ortadadır! Görüntüleri izledik. Önceki mahkeme heyeti de izletmişti görüntüleri. Polislerin araç içi ses kayıtları dinlendi. Sanık Ahmet Kuş’un çok fazla küfür ederek atış yaptığı raporlarda mevcut. Küfürler eşliğinde eylemcileri düşman görüyor polis.”

6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası

Mahkeme heyeti, verdiği aranın ardından kararını açıkladı.

Mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararına uyarak, sanık polis Ahmet Kuş’a ‘bilinçli taksir’den 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi.

Sanık ceza kesinleşinceye kadar tutuklanmayacak.

Ne olmuştu?

Abdullah Cömert, Hatay’da Gezi direnişi sırasında 3 Haziran 2013’te gaz bombasıyla vurulmuş, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti.

Cömert’in ölümüyle ilgili soruşturma 14 Nisan 2014’te tamamlanmıştı. Polis Ahmet Kuş hakkında “olası kastla öldürmekten” dava açılmıştı.

Davanın ilk duruşması 4 Temmuz’da Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü. Ancak Cömert’in avukatının itirazına rağmen Kuş’un avukatının davanın başka ile nakledilmesi talebi kabul edilmiş ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararıyla dava Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilmişti.

Mahkeme Balıkesir’de yapılırken, tanıklar ve aile Hatay’dan, sanık polis Ahmet Kuş da Mersin’den davaya katılmıştı.

Sanık polis Kuş’un tutuklanması talepleri her duruşmada reddedilirken, “iyi hal” indirimi de gözönüne alınarak 16 yıllık cezası 13 yıl 4 aya indirilmiş ve kararla da tutuklanmayan Kuş hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmasına karar verilmişti.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin bu cezayı bozmasının ardından ise dava yine Balıkesir’de görülmüştü.

Yargıtay’ın bozma kararının ardından ise Kuş’un, “bilinçli taksirle öldürme” suçundan yargılanması başlamıştı.

Avukat Tacettin Çolak, yeniden yargılamayla birlikte sanık polisin “kasten öldürme” suçundan değil “bilinçli taksirle öldürme” suçundan ceza alacağını, polis memurunun cezasının hafifletilmeye çalışıldığını söylemişti.

Davanın bir sonraki duruşması 19 Kasım’a ertelenmişti.