Ana SayfaGüncelANKARA JİTEM DAVASI | Tansu Çiller’in tanıklığı sorulmayacak

ANKARA JİTEM DAVASI | Tansu Çiller’in tanıklığı sorulmayacak

HABER MERKEZİ – Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ankara JİTEM Davası’nın 13. duruşmasında dinlenen Veli Küçük suçlamaları reddeti. Adı son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yardımcılığı için geçen ve bir önceki duruşmada dinlenmesine karar verilen dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in dinlenmesinden vazgeçildi. Mahkeme heyeti, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın ise SEGBİS yolu ile dinlenmesine karar verdi.

JİTEM Ankara davası olarak bilinen dava Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Davanın 5 Mayıs’ta görülen 12’nci duruşmasında tanık olarak dinlenilmesine karar verilen Tansu Çiller ve eşi Özer Uçar Çiller’in, “Birisinin dizinden diğerinin ‘şeyinden’ rahatsızlanmasından” ötürü rapor alarak mahkemeye gelmediği bildirildi.

Tanık Veli Küçük ise JİTEM’i ilk kez basından duyduğunu savunarak suçlamaları reddetti.

Ankara 19. Asliye Ceza Mahkeme salonunda görülen 13’üncü duruşmaya CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, sanık avukatları ve Hafız Merkezi izleme ekibi katıldı.

Çiller çifti mahkemeye katılmadı: ‘Biri dizinden biri ‘şeyinden’ rahatsız’

Salon yetersizliğinden 4 kez yer değiştirilen, daha sonra heyet eksikliği, ardından savcının cübbesinin olmamasından dolayı geciken ve en sonunda mağdur avukatlarının sanık sandalyelerinde oturmasıyla başlanabilen duruşmada Tansu Çiller ve eşi Özer Uçar Çiller yer almadı.

Bir önceki duruşmada yaptıkları itiraza rağmen tanık olarak dinlenilmesine karar verilen Çiller çiftinin rapor aldığı ve SEGBİS yolu ile mahkemeye katılmayacakları bildirildi.

Avukatlar’ın “İkisi beraber mi hasta olmuş hakim bey?” sorusuna karşılık mahkeme başkanı “Birisi dizinden birisi ‘şeyinden’ rahatsızlanmış” diye cevap verdi.

JİTEM’i basından duydum

İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS yolu ile bağlanan tanık Veli Küçük, dosyada adı geçen sanıkları tanımadığını ve faili meçhul cinayetlerle bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, JİTEM’i basından duyduğunu söyledi.

1992-1996 yılları arasında Kocaeli Jandarma Alay Komutanı olduğunu belirten Küçük kendi sorumluluk alanında bulunan cenazelere ilişkin, “Benim bölgemde işlenmiş cinayetler değildir. Cinayetler işlendikten sonra getirip bizim bölgemize atmışlar” diye konuştu.

“Yeşil” ismiyle bilinen Mahmut Yıldırım’ı da tanımadığını ileri süren Küçük, Yıldırım’ın telefon numarasının kendi adına kayıtlı olmasını ise resmi kayıtlarda yapılan bir yanlışlık olarak açıkladı.

Meclis Araştırma Komisyonu’nun raporuna atıfta bulanan Avukat Ruşen Ali Nergis’in, Komisyon raporuna göre Tanık Erhan Özen’in 93-96 yıllarında işlenen faili meçhul cinayetlerin İbrahim Şahin, Korkut Eken, Veli Küçük, Özel Harekat Polisleri Ayhan Çarkın, Ayhan Akça ve Oğuz Yorulmaz ile birlikte işlediklerini ifade etmiş” sözlerinin ardından mahkeme başkanı, avukatın sözünü keserek “burada tanığı direkt hedef gösteriyorsunuz” dedi.

Küçük ise bir kez daha bu iddiaları reddettiğini söyledi.

Tansu Çiller’in dinlenilmesinden vazgeçildi, Mesut Yılmaz’ın dinlenmesi istendi

Avukatlar taleplerinde Tansu Çiller ve eşi Özek Uçar Çiller’in tekrar mahkemeye davet edilmesini, sanıkların duruşmaya getirilmesini, sanıkların tutuklanmasını, tanıkların SEGBİS ile değil mahkeme huzurunda dinlenmesini talep etti.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama kararının akıbetinin sorulmasına, sanıkların huzura getirilmesi talebinin reddine ve Fikri Sağlar’ın tanık olarak dinlenmesi için kendisine SMS yolu ile bilgi verilmesine karar verdi.

Ayrıca dönemin Başbakanı Ahmet Mesut Yılmaz’ın SEGBİS yolu ile dinlenmesi için Beykoz Adliyesi’ne talimat yazılması, daha önce karar alınmasına rağmen Tansu Çiller ve Özer Uçar Çiller’in dinlenmesine bu aşamada gerek olmadığı kararı verildi.

Duruşma 22 Aralık Cuma gününe ertelendi.

Dava hakkında

1993-96 yılları arasında Ankara’da Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da bulunduğu zorla kaybedilen veya yasadışı keyfi infaz edilen 19 kişiye ilişkin ilk soruşturma 2011 yılında başlatıldı.

20 Eylül 2013 tarihinde zamanaşımı riskinden dolayı Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame düzenlenirken, 19 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen yeni iddianameyle Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan cinayetleri de yargılamaya dahil edildi.

Sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman’ın “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından yargılandığı dava Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

İlk duruşması 16 Mayıs 2014’te görülen ve tutuklu sanığın olmadığı davanın 10 Nisan 2015 tarihli duruşmasında eski MİT Güvenlik Daire Başkanı Mehmet Eymür kendisine verilen 29 kişilik infaz listesini mahkemeye sundu.

03 Temmuz 2015 tarihli duruşmada Susurluk raporunu hazırlayan, dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş; 20 Kasım 2015 tarihli duruşmada ise eski Emniyet Müdürü ve Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu tanık olarak ifade verdiler.

26 Şubat tarihli duruşmaya sanıklardan yalnızca Ayhan Çarkın katıldı. Sırasıyla Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Halil Tuğ, Bilgi Ünal, Hanefi Avcı tanık olarak dinlendi. Fikri Sağlar ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

17 Haziran 2016 tarihli duruşmada İçişleri eski Bakanı Nahit Menteşe, Ömer Lütfi Topal cinayetine ilişkin gelen ihbarı tutanak altına alan dönemin Cinayet Büro memuru Lütfullah Uzun; bu ihbar üzerine Özel Harekât Polisleri Oğuz Yorulmaz ve Ayhan Çarkın’ın gözaltına alınmasında yer alan dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yankesicilik Büro Amiri Şükrü Pekgil; “Ölüm Listesi”nde adı olduğu fakat Mehmet Ağar’la görüşerek adını listeden çıkarttırdığı idddia edilen iş insanı Vekin Aktan tanık olarak dinlendi.

11 Kasım 2016 tarihli son duruşmada ise gazeteci Uğur Dündar ve Yaman Namlı tanık olarak SEGBİS aracılığıyla ifade verdi.

Ara kararlarda eski Başbakan Mesut Yılmaz, gazeteci Emin Demirel, Mümtazer Türköne, Fikri Sağlar ve Orhan Taşanlar’ın tanık olarak ifadelerine başvurulmasına; katılan vekilleri gazeteci İsmet Berkan’ın dinlenmesinden vazgeçtiklerini bildirdiklerinden, dinlenmesine yer olmadığına; “2. MİT Raporu” olarak bilinen ve Aydınlık Gazetesi’nde yayınlandığı söylenen raporun İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden, Susurluk Raporuna ilişkin kaydın da Kanal D’den tekrar istenmesine; Akın Kızıloğlu, Şentürk Demiral ve Veli Küçük’ün adreslerinin tespitine; Mehmet Eymür’ün ifadelerinde adı geçen ve İngiltere’de öldürüldüğü anlaşılan Mehmet Kaygısız soruşturmasının evraklarının istenmesine karar verildi.

10 Şubat 2017 tarihli duruşmada eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, dönemin Cinayet Büro Amiri Şentürk Demiral, Gasp Büro Amiri Akın Kızıloğlu, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in danışmanı Mümtazer Türköne ve Doğan Özkan tanık olarak dinlendi.

Mahkeme Fikri Sağlar’ın tekrar çağrı belgesi ile tanık olarak çağrılmasına; tanık Veli Küçük’ün, Fevzi Türkeri’nin, Emin Demirel’in, Ahmet Duran Alp’in ve Mesut Yılmaz’ın bir sonraki duruşma SEGBİS yöntemiyle dinlenecek şekilde hazır edilmesine; gizli tanıklar “Emek” ve “Ayışığı”nın dinlenmesi yönündeki talebin dinlenecek tanık sayısı göz önüne alınarak daha sonra değerlendirilmesine karar verdi.

5 Mayıs 2017 tarihli son duruşmada (12. duruşma), dönemin Başbakanı Tansu Çiller avukatı aracılığıyla ‘başbakan olmanın tek başına şahit olmayı gerektirmediğini’ savundu. Ancak mahkeme heyeti, Tansu Çiller ve eşinin bir sonraki duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar verdi.


Bu davaya ilişkin daha fazla detaya ve iddianameye Faili Belli’nin Dava Sayfasından ulaşabilirsiniz.