Ana SayfaManşetİmzacı akademisyenlere dava: ‘Profesyonel dokunuşlarla bildiride örgüt propagandası yaptılar’

İmzacı akademisyenlere dava: ‘Profesyonel dokunuşlarla bildiride örgüt propagandası yaptılar’

HABER MERKEZİ – İstanbul’daki ‘barış imzacısı’ akademisyenlere açılan davalarda akademisyenler ‘örgüt propagandası yapmak’ ile suçlanırken, hazırlanan iddianamelerde bazı ilginç detaylar yer alıyor: Dayanışma akademilerinin öğrencileri ‘isyana teşvik ettiği’ iddiası ve Barış Bildirisi’ne ‘profesyonel dokunuşlar yapıldığı’ bunlar arasında.

11 Ocak 2016’da Türkiye ve dünyadan bini aşkın akademisyen ve araştırmacının, Kürt illerindeki yasak ve şiddete son verme ile müzakereleri başlatma çağrısının yer aldığı “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan akademisyenler hakkında dava açıldı.

Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nden olan ve İstanbul’daki Galatasaray Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi’ndeki akademisyenlere yönelik açılan ayrı ayrı davalarda akademisyenler “örgüt propagandası yapmak” ile suçlanıyor.

Akademisyenlere bu suçlamanın gerekçesi ise akademisyenlerin PKK’yi “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi olarak” gösterdiği iddiası.

Dayanışma akademileri ‘isyana teşvik ediyor’ iddiası

Ayrıca Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edilen akademisyenlerin ihraçların ardından kurdukları ‘dayanışma akademileri’ de açılan davalarda ‘suç unsuru’ olarak yer alıyor.

Öyle ki akademisyenlerin ‘dayanışma akademileri ile öğrencileri isyana teşvik ettiği’ iddia ediliyor.

‘Profesyonel dokunuşlar’ suçlaması

Mahkemelerin kabul ettiği iddianamelerde başka ilginç detaylar da var.

Kabul edilen iddianamelerden birinde, Barış Bildirisi’ni hazırlayan akademisyenlerin bildirinin Türkçe ve İngilizce metinlerinde bazı kelime ve kavramları ‘kasıtlı olarak değiştirdiği’ ve ‘bildirinin yabancılara bu şekilde imzalatıldığı’ savunuluyor.

İddianamede şu ifadeler yer alıyor:

Metinlerde profesyonel dokunuşlarla sadece ulusal kamuoyunda değil uluslararası kamuoyunda PKK/KCK’nın cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapmaya özen göstermişlerdir.

Ancak ‘profesyonel dokunuşlar yapıldığı’ iddia edilen kelimelerin iddianameye yanlış geçirildiği anlaşılıyor.

‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisindeki “Kürt illeri” manasında kullanılan “Kurdish provinces” sözcüğünün Türkçeye “Kürdistan illeri” olarak geçirildiği iddianamede, “ayrıştırıcı ve bölücü bir üslup kullanıldığı” ifade ediliyor.

Ne olmuştu?

2016 yılının Ocak ayında Türkiye ve dünyadan bini aşkın akademisyen ve araştırmacı tarafından yayımlanan Barış Bildirisi’nde, Kürt illerindeki yasak ve şiddete dikkat çekilerek, hükümete şiddete son verme ve müzakere koşullarını hazırlama çağrısı yapılıyordu.

Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.

Bu ifadelerin kullanıldığı metinde, bir takım talepler sıralanarak, “Hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz” deniliyordu.

Bu metnin yayımlanmasından sonra imzacı akademisyenler hükümet tarafından hedef alınırken, kimi akademisyenler tutuklanıp tahliye edilmiş, çıkarılan KHK’ler ile de yüzlerce imzacı akademisyen ihraç edilmişti.


Gazete Karınca