Bugünkü adresimiz Antakya.. Hatay’ın depremden en çok etkilenen ilçelerden biri.
Sokakların çoğu boş, binalar ya enkaz ya da yıkılmak üzere. Depremzedeler kendilerince buldukları en güvenli yerde konaklıyor.
Büyük yıkımda bir birlerine sarılarak, dayanışarak ayakta durmaya çalışıyorlar.
Bu göç, bu tramvayı atlatmayı zorlaştıracak gibi.
Görüştüğümüz yurttaşlar, “Çaresizce gidiyoruz” diyorlar ve ekliyorlar: “Başka şansımız, başka çaremiz yok.”
Ama yurtiçi ve yurtdışından gelen yardımlar, onlara yalnız olmadıkları gösteriyor.
Bölgede aynı zamanda yakıt krizi yaşanıyor. Yardımlar geliyor, TIR’lar geliyor, o TIR’lardan indirilenleri mahallelere ulaştıracak araç da var. Fakat yakıt yok.
Temel ihtiyaçlardan biri haline geldi yakıt… Battaniye, su kadar bir ihtiyaç…
Çünkü ulaşılamayan yerler var hala. Ve o ulaşılamayan yerlere günlük ihtiyaçları karşılayacak malzemelerin gitmesi gerekiyor. Gıdadan suya kadar… Ama ulaşabilmiş değil.
Depremin 6’ıncı günü bir mucizeye tanıklık ettik aslında. Belen’in Sarımazı Mahallesi’nde 6 yaşındaki bir kız çocuğu kurtarıldı. Dedesi siper olmuştu kendisine. Dedesi yaşama tutunamazken, 5 ya da 6 yaşındaki İrem’in yaşama tutunduğu anlara tanıklık ettik.
Aslında ilk günden itibaren müdahale edilmiş olsaydı bu tür manzaralara daha fazla tanıklık etmiş olacaktık.
Bu mucizeden çıkıp olağanlaşmış olacaktı. Ancak tek tek kurtarma haberleri mucizeye dönüştü maalesef. Hatay’da da felaketin yaşandığı diğer kentlerde de böyle.
Hatay’ın Samandağı, Antakya gibi ilçelerinde yoğun bir göç var. Bu göç düzenli ve düzensiz bir şekle dönüşüyor. Büyük bir tramvaya yol açacak gibi. Kent adeta hayalet kent haline geldi.
10 binlerce yurttaş 6 gündür kenti terk ediyor. Kalanlar ise ölüleri için kalıyor.
Bugün gördüğümüz buydu. Bir taraftan yaşamın kokusunu aldık o mucize ile diğer taraftan ölü kokuyor.
Bir kent ölü kokar mı diye sorarsanız? Bunun karşılığı aslında Hatay, bunun karşılığı Defne, bunun karşılığı Antakya, bunun karşılığı büyük ihtimalle diğer kentler…
Yollar yarılmış. Samandağ yolundayız şu anda. Yollarda yarıklar oluşmuş ve gitmekte zorluk çekiyoruz.
Sağlı sollu etrafımızda binalar çökmüş.
Çoğunun üzerinde kimse yok. Büyük ihtimalle o binalarda arama kurtarma çalışması şimdiye kadar yapılabilmiş değil.