Hükümetin uzaktan eğitim ve KYK yurtlarının boşaltılması kararına öğrenciler tepki gösteriyor. Kararın, depremin etkilerini azaltmak yerine, eğitimde de deprem etkisi yaratacağı belirtiliyor. Hükümetin kendilerini de mağdur ettiğini söyleyen öğrenciler seslendi: Uzaktan eğitim bizim için iyi sonuçlar doğurmaz.
Depremin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kredi ve Yurtlar (KYK) Genel Müdürlüğü, ‘‘Bakanlığımıza ait ülke genelindeki 81 ildeki 850 bin kişilik kapasitemizi depremden etkilenen vatandaşlarımıza açıyoruz’’ açıklaması yaptı.
KYK Müdürlüğü’nün ‘yurtların depremzedelere tahsis edileceği’ açıklanmasının ardından öğrencilerin iki veya üç gün içinde tahliyesi istendi.
Tüm üniversitelerde eğitime online olarak devam edilmesi ve yurtların boşaltılması kararına öğrenciler, “Üniversiteler sadece eğitim için değil, bizim yaşam alanlarımız” diyerek tepki gösterdi.
‘Gitmek mümkün değil’
Özel Eğitim Öğretmenliği Bölümü öğrencisi Evrim Eski, Muğla Şahidi Kız Yurdu’nda kalıyor. Yurda gidip eşyaları almanın hem ekonomik koşullardan hem de yolun uzaklığından dolayı mümkün olmadığını söyleyen Eski, tanınan zamanın da yeterli olmadığını belirtti.
Basından duyunca yurda ulaştım, eşyalarıma dokunmayın diye. Şartlardan dolayı gitmem mümkün değil çünkü. Bir arkadaşım ‘Gidiş geliş bin 500 TL, yol masrafı oradaki eşyalarımdan daha pahalı, haliyle gitmiyorum’ dedi.
‘Yurtlarda öğrenciler bile zor yaşıyor’
Bazı yurtların, öğrenciler için bile kalınamayacak kadar kötü olduğunu söyleyen Eski, depremzedeler için endişeli olduğunu ifade etti.
Bizim yurdumuz belki kalınabilecek bir yurt ama orada Milli Piyango Yurdu, Turgut Reis Yurdu var. Bu yurtlarda öğrenciler zor yaşıyor. Aileler nasıl yaşayacak hiç bilmiyorum. Banyolar, tuvaletler ortak alan. Bizim yurdun koşulları biraz daha iyi olsa da beş kişilik odalarda kalıyorduk ve zorlanıyorduk. Depremzedeler nasıl kalabilecek bilmiyorum.
‘İlk önce eğitim feda ediliyor’
Online derslerin verimli olmayacağını belirten Eski, uzaktan eğitimi pandemi döneminde olumsuz deneyimlediklerini söyledi.
Biz bunu pandemi döneminde kötü yaşamıştık ve şu an da yaşayacağız. Üniversiteler sadece eğitim değil, bizim yaşam alanlarımız, biz orada kendimizi keşfediyoruz. Bir yılımızı daha alacaklar ve bu bizi çok kötü etkiliyor. Bu olanlar da eğitimsizlikle oluyor ama yine ilk önce eğitim feda ediliyor. Yapacaklarını yaptılar yine, olan bize oldu.
Bitki Koruma Bölümü öğrencesi Elif Çelik, Hakkari Afife Kız Yurdu’nda kalıyor. Depremden önce ailesinin yanına tatile geldiğini söyleyen Çelik, yurdun boşaltılmasına hazır olmadıklarını dile getirdi.
İlk olarak sosyal medyadan duyduk, sonra dün mesaj geldi gruplara 150 depremzede yurda yerleştirilecek diye. Yanıma kıyafet bile almadım, şimdi burada duyuyoruz, gelin elbiselerinizi götürün, çıkmanız gerekiyor diyorlar.
‘Yurt depremzedelere uygun değil’
Çelik, kendi yurtlarının kötü olduğunu, depremzedelerin yerleşebileceği kadar güvenli bir bina olmadığını dile getirdi.
Bu sene daha tam açılmayan yeni bir yurt yapıldı, şimdiden bu binanın sağlam olduğunu düşünmüyorum. Şu an bizim kaldığımız eski yurt belki güvenli olabilir. Bu yurtlar zaten aynı bahçeyi paylaşıyorlar ve zaten depremzedelere uygun bir yer olduğunu düşünmüyorum. Çünkü her gün elektrik, su kesintisi oluyor. Biz geldiğimizde de henüz yeni yurdun yemekhanesi açılmamıştı. Arkadaşımın söylediğine göre depremzedeler yeni yurda yerleştirilecek.
‘Sahadaki dersler evde alınamaz’
Çelik, online eğitim yapmanın teknik olarak mümkün olmadığını, uygulamalı dersler için çekinceleri olduğunu şöyle açıkladı:
Bu dönem üç dersimiz online’dı, neredeyse üçünden de kalıyordum. Çünkü derslerimiz uygulamalı ve çoğunda sahada olmamız gerekiyor. Evde bu imkan olmayacak. Ailenin yanında eğitime devam edecek olmam benim için kötü. Çünkü ben zaten iki yıllık bir bölüm okuyorum. Mesleki derslerimiz uygulamalı daha çok. Bu yılım giderse geriye bir yıl kalıyor. Biz bir yılda ne öğrenebiliriz ki?
Yaşlı Bakımı Bölümü öğrencisi Kübra Nur Fidan da Mardin Kız Yurdu’nda kalıyor. Mardin’de okuyan ama Diyarbakırlı olan Kübra Nur Fidan, depremi yaşadığını ve depremden ancak birkaç gün sonra Diyarbakır’dan İzmir’e gelebildiklerini belirtti.
Ben deprem olduğunda ailemin yanında Diyarbakır’daydım. Kaldığımız evde büyük hasarlar oluştu, psikolojik olarak kötü durumdayız. Depremden birkaç gün sonra İzmir’e, ablamın yanına gelebildik.
‘Devlet bizi önemsemiyor’
Yurtların kapatılacağı resmi bilgisini almadığını, sadece sosyal medyadan bunu duyduğunu söyleyen Fidan, “Zaten beni depremde pek umursamadılar, ne bir iletişime geçildi ne de bir ilgi vardı” diyor. “Yurt Müdürlüğü’nü mü kastediyorsun?” sorusuna gülerek, “Hayır, ne benim ne de bizim devlet tarafından önemsendiğimizi düşünmüyorum” diye cevap veriyor.
‘Dedikleri eğitim eşittir hiçbir eğitim’
Online eğitiminde doğru bir şekilde yürütülemeyeceğini ve okuldan uzak kalmanın kendisini daha kötü etkileyeceğini ifade eden Fidan, şöyle ifade etti:
Onların dediği eğitim eşittir hiçbir eğitim. Hiçbir şey öğrenemeyeceğiz. Online da olmasın. Okul açılsaydı arkadaşlarımı görseydim, derslerle de biraz daha toparlanma şansım olurdu. Şimdi sürekli ailemle Diyarbakır’da olacağım için bu benim psikolojimi daha çok etkileyecek. Çünkü sürekli buna maruz kalacağım. O yüzden okulların online’a dönmesine karşıyım ve bunu yanlış buluyorum.
‘Neredeyse her duvarda küçük çatlaklar vardı’
Radyoloji Bölümü öğrencesi Hülya Çelik de Diyarbakır Selahattin Eyyubi Yurdu’nda kalıyor.
Depremi yurtta yaşayanlardan biri olarak deprem anı ve sonrasında yaşadıklarını anlatan Hülya Çelik, yurt yönetiminin eksiklerini şu şekilde getirdi:
6 Şubat’ta meydana gelen ilk depremde gece dışarıya çıktık, Sabah 8’e kadar dışarıda kaldık. 8’de yemekhane bölümüne alındık. O sırada binada kontrol yapıldı, yurt sağlam raporu aldı. İçeri girdiğimizde bazı çatlakların olduğunu gördük. Özellikle benim kaldığım 6’ıncı katta neredeyse her duvarda küçük çatlaklar vardı. Ona rağmen sağlam raporu alındı.
‘Online sağlıkçı olunamaz’
Çelik, evde internet ve şebeke probleminden dolayı online eğitimin güç olduğunu ama ayrıca okuduğu bölüm gereği de uzaktan eğitimin yetersiz kalacağına dikkat çekti.
Şu an en büyük sıkıntımız okulların online olması. Hatta biz ‘online sağlıkçı olunmaz’ diye sosyal medyadan kampanya yürütmeye çalıştık. Pandemi sürecinde örneğini gördük. Dersler işlenemiyor, mesela derslere katılım azsa iptal ediliyor. Haliyle şu an aynı durumun tekrar edeceğini düşünüyorum. Bir eğitim alamayız.