HABER MERKEZİ – Halkların Köprüsü Derneği, İzmir’in Basmane semtindeki Afganistanlı mültecilerin durumuna ilişkin basın açıklaması yaptı. Geri Kabul Anlaşması’nın Türkiye’yi mülteciler için açık hava hapishanesine çevirdiği belirtilen açıklamada mültecilerin ‘güvenlik problemi’ olarak görülmemesi gerektiği ifade edildi.
Halkların Köprüsü Derneği, İzmir’in Konak ilçesine bağlı Basmane semtinde bulunan Agora’da sokakta yaşayan Afgan mültecilerin durumuna dikkat çekmek için basın toplantısı düzenledi.
Dernek binasında yapılan açıklamaya, İnsan Hakları Derneği (İHD), İzmir Dayanışma Akademisi ve 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği de destek verdi. Açıklamayı, dernek adına Sibel Çelik okudu.
‘Sözümüzü söylemekten geri durmayacağız’
“Silahı ve nefreti besleyen hiçbir söylemin üreteni ve susmak yoluyla destekleyeni olmayacağız” diyen Çelik, yapılan hak ihlallerine karşı çıkacaklarını belirtti. Çelik açıklamada şunları ifade etti:
“İnsan onuruna, insan yaşamına kasteden hak ihlallerine karşı sözümüzü söylemekten geri durmayacağız. Agora’da gündelik yaşamını idame ettiremeyecek koşullarda yaşamaya çalışan ve Türkiye’de kalmak istememesine rağmen Türkiye’yi mülteciler için açık hava hapishanesine çeviren Geri Kabul Anlaşması’ndan dolayı başka bir ülkeye geçemeyen Afgan dostlarımızla dayanışma girişimlerimizin kolluk kuvvetlerince engellenmesini kabul etmiyoruz. İnsandan ve hayattan yana olan herkesin yanımızda olmasını ve bu keyfi uygulamayı reddetmesini talep ediyoruz”
‘Mülteciler güvenlik problemi değildir’
Çelik, yereldeki yöneticilerin mültecilerin asgari yaşam koşullarının sağlanmasına destekte bulmak için yaptıkları girişimlerin ya karşılık bulmadığını ya da toplumdaki yanlış ve çarpık algıyı önlemek yerine ondan beslendiğini söyledi.
Yerel yöneticilerin mültecileri bir ‘güvenlik problemi’ olarak gördüğünü vurgulayan Çelik ayrıca şunları belirtti:
“Mülteciler güvenlik problemi değildir. Mülteci dostlarımızın kendi sözünü söyleyemediği bir ortamda onlara ses olmak sözlerini yurttaşlara duyurmak bizim için bir tercih değil zorunluluktur. Yanlış ve çarpık algıların oluşturulmasını önlemek, mülteci dostlarımızın ve terk etmek zorunda oldukları memleketlerinin sömürünün bir parçası haline gelmesine de yol açacak hak ihlallerine engel olmak için imkânlarımız dâhilinde etkin olmak hedeflerimizden birisi. Mülteci karşıtlığının oluşturulduğu ve destek bulduğu her sahada olmaya, var olmaya ve var etmeye devam edeceğiz”
