AYM’nin, HDP’nin, “kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması” başvurusunu reddetmesini değerlendiren HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Rüştü Tiryaki, kapatma davasında nihai kararın “Seçime birkaç gün kalmışken, seçim aday listeleri kesinleşmişken” verilebileceğine dikkat çekti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), “kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması” başvurusunu reddetti.
HDP, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Anayasa Mahkemesi’nde açtığı parti kapatma davasının seçim sonrasına bırakılması talebiyle 16 Ocak’ta başvuruda bulunmuştu.
Bununla birlikte AYM, HDP’nin Hazine yardımları hesabının bloke edilmesi tedbirine ilişkin savunmanın yapılması için 15 gün ek süre verilmesine ve 14 Mart Salı günü partinin esasa ilişkin savunmasını yapmasına kararı verdi.
AYM’nin kararını Gazete Karınca’ya değerlendiren HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, “Herhalde AYM de MHP gibi bizi kapatmak istiyor. Bu anlama geliyor, başka bir şekilde anlamak mümkün değil” dedi ve ekledi:
Çünkü seçim arifesine gelmişken, seçimin tarihi de yaklaşmışken birkaç ay kala yaptığımız başvurunun reddedilmesini başka şekilde okumak mümkün değil.
‘Türkiye demokrasisi için doğru bir karar değil’
Anayasa Mahkemesi’nin farklı bir karar verebileceğini dile getiren Tiryaki, kapatma davasında AYM’nin “Nisan ayı itibariyle, yani seçime 45 günden az bir süre kalmışken Anayasa Mahkemesi’nin bir karar vermesi mümkün. Bu, Türkiye demokrasisi için doğru bir karar değil” ifadelerini kullandı.
Bunun hem hukuksal zemini hem de meşru bir tarafı vardı. Meşru tarafı şuydu: Seçimlere çok kısa bir süre kalmışken Anayasa Mahkemesi’nce bir karar verilmesi seçime doğrudan müdahale edilmesi anlamına gelecek.
Sonuçta Türkiye’nin üçüncü büyük siyasi partisinden bahsediyoruz. 6,5 milyon oy almış, yüzde 13 oy almış bir partiden bahsediyoruz. Böyle bir siyasi parti kapatılırsa elbette Türkiye demokrasisine vereceği zarar göz önünde bulundurulduğunda AYM’nin bunu reddetmeyecekse bile en azından ertelemesinin bu açıdan güçlü bir tarafı vardı.
Taleplerine ilişkin hukuksal bir zemin olduğunu da belirten Tiryaki, bunu şu şekilde açıkladı:
AYM’ye bir şekilde bir siyasi partinin kapatılması için başvuruda bulunabiliyor, dava açılabiliyor. Bunlardan bir tanesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın doğrudan dava açması, diğerleri de Meclis’te bulunan siyasi partilerin başvurusu üzerine ya da Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine dava açması. İkinci ve üçüncü halde yasa uyarınca zaten ertelenmesi gerekiyor. Yani seçim kararı alındıktan sonra AYM karar veremiyor.
Şimdi bu üçüncü halde bir yasak yok, fakat kapatın denilmesi anlamına gelmiyor. Yani iki hal de bir siyasi baskı olarak algılanabileceği için AYM karar vermesin diyorsa, yasa üçüncü halde de bir kapı açık demek. Kaldı ki bu üçüncü hal dediğimiz şey Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın gerçekten kendiliğinden açtığı bir dava söz konusu değil.
‘AYM iktidarın isteği doğrultusunda hareket etti’
“Türkiye’deki aşırı sağcı, ırkçı, faşist partilerin yürüttüğü kampanya üzerinden HDP hakkında bir kapatma davası açıldığını” hatırlatan HDP’li Tiryaki, “Sadece bu sebeple bile olsa bir hukuksal zemini vardı. AYM, erteleyebilirdi ama böyle bir yolu seçmedi. Fiilen de bunu yapabilirdi. Yani bu Hazine yardımının bloke edilmesine ilişkin kararı gözden geçirme tarihi için 1 aylık ek süre verilmişti ve Mart sonrasında henüz dosya tamamlanacağı için sözlü savunma tarihini de 14 Mayıs’tan sonraki bir tarihe atabilirdi” ifadelerini kullandı.
Tiryaki, “Dolayısıyla AYM’nin tam da bugüne kadar söylendiği gibi iktidarın isteği ve ihtiyaçları doğrultusunda hareket ettiğini söylemek yanlış olmayacak” diye ekledi.
‘Karar seçime birkaç gün kalmışken çıkabilir’
AYM’nin HDP’nin 14 Mart’ta esasa ilişkin savunmasına yönelik karar vermesine ilişkin ise Tiryaki, bu kararın partiye tebliğ edilmediğini belirterek, şunları söyledi:
Bu, seçim takvimi başladıktan sonra HDP’nin sözlü savunmasının alınması ve dosyanın AYM raportörüne gönderilmesi demek. Seçim takvimi içerisinde raportör tarafından bir rapor hazırlanması ve belki de AYM’nin karar vermesi anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında bunun hızlanması, seçimden önce bir karar verilmesi kaygısı taşımadığını gösteriyor. AYM’nin tam tersine seçime giderken, belki de seçime birkaç gün kalmışken, seçim aday listeleri kesinleşmişken böyle bir karar verilmesi mümkün diyebiliriz.
Hazine yardımına bloke konulması
Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin Hazine yardımına geçici olarak bloke konması kararına da değinen Mehmet Rüştü Tiryaki, “AYM’nin böyle bir karar vermeye yetkisi yok. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın öyle bir talepte bulunma yetkisi yok. Bu nihai bir karar, ancak dava bittikten sonra verilecek bir karar” diye konuştu.
‘Türkiye’deki seçimlere müdahale edilmesi anlamı taşıyor’
Tiryaki, AYM’nin verdiği kararla HDP’nin seçim kampanyasını yürütmesini engellemeye çalıştığını belirtti:
Yani bir parti hakkında açılmış kapatma davasında ya davayı reddedecek AYM ya da davayı kabul edecek. Bu davayı kabul ettiğinde partinin kapatılmasına sebep olduğu kişilerle ilgili siyasi yasak kararı vererek kapatma kararı verecek. Ya da bizim hukuk sistemimize yeni girmiş bir hüküm olarak bir alternatif yaptırım olarak Hazine yardımının bir kısmını ya da tamamının kesilmesine karar verecek. Bu nihai verilebilecek bir karardır. Ama AYM ne yaptı? Nihai kararı seçimlerden önce, seçime giderken, seçim kampanyamızı yürütmemizi engellemek için böyle bir karar aldı. Yani bu doğrudan Türkiye’deki seçimlere müdahale edilmesi anlamına geliyor.
Tiryaki, “Umarım yapacağımız savunmadan sonra AYM yaptığı yanlıştan döner” diyerek sözlerini tamamladı.