14 Mayıs’taki seçimlerde yeni Seçim Kanunu geçerli olacak. Seçmenlerin, partilerinin seçime girme koşullarına dair soru işaretleri devam ediyor. Araştırmacı-yazar Sezgin Tüzün, ittifak içinde olan partilerin tek başlarına seçime girmelerine dair, “Partiler, Meclis’e girebilmek için en az 41 ilde yüzde 7 barajını aşmak zorunda” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Mart’ta seçim tarihinin 14 Mayıs olacağına dair aldığı karar Resmi Gazete’de yayımlandı.
Resmi Gazete’de yayımlanan Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçim kararlarına göre Cumhurbaşkanı Seçimi ile 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi tarihi 14 Mayıs, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci tura kalması durumunda ise seçmenler 28 Mayıs Pazar günü sandık başına gidecek.
Yeni Seçim Kanunu’nun geçerli olacağı seçimlerde, ittifakların ve partilerin seçime giriş koşullarıyla ilgili olarak seçmenlerde soru işaretleri var.
Geçtiğimiz günlerde Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, parlamento seçimleri için çeşitli ittifak formülleri üzerinde çalışıldığını söyleyerek, bunlardan birinin de ‘ittifak içi ittifak’ olabileceğini belirtti.
Karamollaoğlu, “İttifakın içinde bulunan partilerle, özellikle yeni kurulan Gelecek ve DEVA Partisi’yle Saadet Partisi arasında bir seçim ittifakının yapılmasını önemsiyorum” dedi.
Bununla birlikte Emek ve Özgürlük İttifakı içinde yer alan Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Hatay’da gerçekleştirdiği Parti Meclisi (PM) toplantısında, belirleyeceği illerde seçimlere kendi amblemi ile girmesi kararı çıktı.
Araştırmacı ve yazar Dr. Sezgin Tüzün, yeni Seçim Kanunu’nu ve seçime girecek ittifak partilerinin son durumlarını Gazete Karınca’ya anlattı.

‘Artık ittifakın barajı aşmış olması bir anlam taşımıyor’
“Daha önce ittifaka katılan partiler yüzde 10 barajını aştıkları takdirde o ittifak ne kadar milletvekili kazandıysa ona göre bir dağılım meydana geliyordu” diyen Dr. Tüzün, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Yeni Seçim Kanunu’nda bir farklılık var. O farklılık da şu; ittifakın barajı aşmış olması bir anlam taşımıyor. Yani ittifak içinde de olsa bir partinin milletvekili çıkarabilmesi için Türkiye genelinde yüzde 7 barajını aşması gerekiyor. Bu barajı aşamıyorsa milletvekili çıkaramıyorlar. Dolayısıyla ittifak içinde aldıkları oy bu bağlamda milletvekilliğine dönüşmüyor. İttifak içerisinde yüzde 7 barajını aşamayacak partiler kendi aralarında tek bir liste oluşturarak seçime katılabilirler. O tek liste de yüzde 7 barajını aşarsa D’Hondt* sistemine göre hangi ilde sıralamaya giriyorsa o ilde milletvekili çıkarabilir.
‘AKP ve MHP yeni Seçim Kanunu’nu rakiplerini revize etmek için çıkardı’
Dr. Tüzün, AKP ve MHP’nin yeni Seçim Kanunu’nu kendileri için düzenlediklerine işaret ederek şunları dile getirdi:
AKP ve MHP şunu hesaplayarak bu yasayı düzenlediler: Öncelikle barajı MHP için yüzde 7’ye indirdiler. Ayrıca yasayı kendi kazanımlarını maksimize etmek rakiplerini de revize etmek için çıkardılar. Ön gördükleri de şuydu; Millet İttifakı’nın dört partisi de barajı aşamaz. Eğer bu öngörü ile bu çıkarılıyorsa bu aynı zamanda o dört partinin Meclis’te temsil edilmeme anlamına gelecekti. Ama hukuki çerçevede, bu durumun farklı kullanım biçimleri de mümkün. Muhalefet de bunu kullanmaya yöneliyor olabilir.
‘Yasa, ittifak içinde ittifaka imkan veriyor’
Tüzün, Millet İttifakı içerisinde yer alan partiler 6 partinin mevcut koşullarına dair şunları aktardı:
Şu anki tabloya göre bu 6 partiden 2 tanesi barajı aşabilir durumda. Diğer 4 parti barajla ilişkili kuşkulu noktadalar. Ama bu dört parti, ittifak kurarak beraber bir şekilde seçime girerse; bu Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ya da Demokrat Parti adı altında olabilir. Türkiye ölçeğinde yüzde 7 barajını aştıkları taktirde bu listeyle hangi ilde milletvekili çıkarabilecek durumdaysalar milletvekili çıkarabilirler. Yasa buna imkan veriyor. İttifak içinde ittifak yapabilirler.
‘TİP, en az 41 ilde aday göstermeli’
“Seçime katılma hakkı olan bir parti ülkede bulunan illerin en az yarısında seçime katılmak zorunda” diyen Tüzün, TİP’in belirleyeceği illerde seçime girmesine dair şu bilgileri paylaştı:
Partiler, Meclis’e girebilmek için en az 41 ilde seçime katılmak durumunda. Ama seçime girdikleri bu 41 ilde de yüzde 7 barajını aşmak zorunda. Ama mesela kazanma olasılığı olmayan yerlerde de aday gösterip, seçilme olasılığı olan yerlerde Emek ve Özgürlük İttifakı ile ortak listeler de oluşturabilirler. Bunu da hem seçime katılmak için hem de ortak liste ile girdikleri yerlerden milletvekilleri çıkararak Meclis’te milletvekili olan bir parti olarak bulunabilirler.
‘HDP’nin seçmenleri en disiplinli ve partisiyle en bütünleşmiş yapı’
“Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçmenleri partileriyle daha fazla ilişki içerisinde olan seçmenler” diyen Tüzün, kendi amblemleri ile seçime girmeyi planlayan partilere dair son olarak şunları söyledi:
Mesela HDP’nin seçmenleri en disiplinli ve partisiyle en bütünleşmiş yapı sergileyen grup. Aynı şekilde sol partiler için de böyle bir ilişki söz konusu. Dolayısıyla buradaki amaç öncelikli olarak milletvekili kazanımını en üst seviyeye çıkarmak. Ayrıca bu partilerin Meclis’te temsiline bağımsız olarak olanak sağlamak. Yeni yasanın getirdiği koşula uyarak bu yasa içerisinde partinizin temsilini sağlayacak bir ortam sağlayabiliyorsunuz hem de ittifakınızın ortak olarak seçimi kazanmasına ortam sağlıyorsunuz. Bu çok rahatlıkla seçmeninize anlatabileceğiniz bir durum. Mesela HDP’de ve diğer sol partilerde anlatılması zor bir durum olmayacaktır. Seçmenle bağı kopuk olan parti için sorunlar üretebilir.