Cumhurbaşkanlığı’ndan hak savunucularının taleplerini öğrenmek için arandıklarını belirten İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, bunu seçim yatırımı olarak gördüklerini söyledi.
İHD İstanbul Şubesi’nin, Cumhurbaşkanlığı tarafından arandıklarını, taleplerinin sorulduğunu açıklamasının ardından benzer bir açıklama da İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin’den geldi.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ergin Çağlar’a konuşan Eren Keskin, devleti yöneten iktidarların bugüne kadar sadece baskı yöntemlerini değiştirdiklerini söyledi. Keskin, “Devlet aklı hiç değişmedi” dedi.
’90’larda bile sokağa çıkabiliyorduk’
Halkın taleplerini uzun yıllardır sokaklarda her fırsatta dile getirdiklerini belirten Keskin, iktidarın bugün sivil muhalefete dönük tavrını şöyle açıkladı:
Biz yani İHD sokak örgütüyüz. Bizler bugüne kadar hak taleplerini sokaklarda dile getirdik. Ama İHD çok uzun zamandır sokaklara çıkamıyor. Bu dernek bile kendi binasının önüne sıkıştırılmış durumda. Sokaktaki hak arama anayasal bir haktır ama bugün hiç kimseye izin verilmiyor. 90’larda bile biz bunu yaşamadık. Bizler o dönemlerde sokaklara çıkabiliyorduk bugün bu sokak gösterilerine bu kadar saldırganlık yoktu. 90’lar bile diyorum çünkü o dönemlerde insanlar kaybettirilmenin ve öldürülmelerin çok yoğun olduğu bir dönemdi.
‘Cumhurbaşkanlığından iki kez arandık’
İHD İstanbul Şubesi’nin bu ay içerisinde iki kere Cumhurbaşkanlığı tarafından telefonla arandığını aktaran Keskin, kayıp yakınları için yıllardır Cumhurbaşkanlığı’ndan randevu talep ettiklerini fakat kendilerine randevu verilmediğini hatırlattı.
Keskin, Cumhurbaşkanlığı’nın şubelerini aramalarına ilişkin ise “Böyle bir arama girişiminde bulunmalarının nedeni seçimin yaklaşıyor olmasıdır. Bizim devlet yetkilileriyle her zaman görüştüğümüz olmuştur ama çok uzun zamandır devlet yetkililerinden randevu dahi alamıyoruz. Bize randevu vermeyenlerin telefon açmaları çok garip. Bizi arayıp taleplerimizi dinlemeleri gerekmiyor. Bizi aramaları yerine altına imza attıkları uluslararası sözleşmeleri yerine getirsinler. Devlet bu sözleşmenin altına imza atarak taahhütte bulunmuş ama uygulamıyorlar. Biz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin uygulanmasını istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.