Millet İttifakı tarafından hazırlanan ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ 30 Ocak’ta 6 siyasi partinin genel başkanların katılımıyla açıklandı. Millet İttifakı’nın, 9 ana başlık 75 alt başlık ve 2000’den fazla maddeden oluşan 250 sayfalık metni, iki gündür hatırı sayılır bir kesim tarafından tartışılıyor ve üzerine yazılar yazılıyor.
Metni ele alırken AKP’nin ülkeyi getirdiği tek adam rejimi üzerinden değerlendirirsek, olumlu tarafları elbette var. Güçlü parlamenter sisteme vurgu yapması, tek adam rejimini sonlandırmayı, güçler ayrılığını yeniden ayakları üzerine oturtmayı hedeflemesi gibi, AKP’nin tek adam rejiminden bıkmış kitlelere umut verebilir bu metin. Bu yönüyle olumludur denilebilir.
Ancak 100 yıllık cumhuriyetin yarattığı temel sorunların çözümünün yakınından dahi geçmiyor 250 sayfalık bu mutabakat metni. Kürt sorunundan kadın sorununa, kadın sorunundan emek sorununa, emek sorunundan ekoloji sorununa, ekoloji sorunundan ötekileştirilen kesimlerin sorunlarına kadar pek çok önemli meselede ‘nasıl bir çözüm’ sorusuna metinde yanıt bulamıyoruz. Yanıt bulamadığımız gibi, bu sorunlar yokmuş gibi de meseleyi ele almış, Millet İttifakı’nın metnini kaleme alanlar…
***
Metin üzerine çok fazla şey söylenebilir ancak özü itibariyle yüzyıldır süregelen tekçi, inkarcı rejim değil, AKP’nin son 21-22 yılda yarattığı tahribatı gidermeyi hedefliyor Millet İttifakı. Yani yaraları tamamıyla iyileştirmeyi değil cumhuriyetin yüzüncü yılında aslında yaraları görmemeyi tercih ediyor ve biz Millet İttifakı’nın aldığı bu tavrın yaralara pansuman etkisi bile sağlamayacak oluşunu görüyoruz.
Açıklanan bu metinden önce de, deklare ettiği başka metinler ve bileşen yapısı itibariyle zaten bu ittifakı, memleketin köklü sorunlarını çözebilecek bir ittifak olarak görmediğim için kendi adıma öyle büyük beklentilerim de yok Millet İttifakı’ndan.
En fazla AKP’den veya Erdoğan rejiminden bıkmış ve nefret etmiş kitleler açısından bir anlam ifade ediyor Millet İttifakı. Yüzyıllık sorunlar, Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerin ideolojik ve politik hattıyla çözülemez. Bunu açık bir şekilde ifade etmek gerekiyor.
***
Millet İttifakı’nın 250 sayfalık metninden ziyade, HDP’nin Cumhuriyetin 100’üncü yılı vesilesiyle 4-5 Şubat tarihinde İstanbul’da gerçekleştireceği Demokratik Cumhuriyet Konferansı’nda yürütülecek tartışmaları ve bu konferansın sonuç bildirgesinin, mevcut seçim gündeminin ötesine geçmiş 100 yıl ile hesaplaşma ve yüzleşmeyle, gelecek yüzyılı nasıl inşa edebiliriz sorusuna yanıt olarak, çok daha büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum.
İki gün sürecek konferansta, farklı bakış açılarına sahip ancak cumhuriyetin kuruluş felsefesinden tutalım da, yarattığı yüzyıllık sorunlara yapısal çözümler arayan aydın, yazar, akademisyen ve siyasetçiler tartışma yürütecek.
Konferansta; ‘Cumhuriyet: Yüzyılın Muhasebesi, Cumhuriyet’in Kuruluş Dinamikleri, Cumhuriyet’in Anayasal Serüveni, 2. Yüzyıla Girerken: Demokrasi ve Cumhuriyet, Demokratik Cumhuriyet ve Siyasal – Toplumsal Güçlerin Mücadele Arayışı, Nasıl bir Gelecek, Nasıl Bir Cumhuriyet’ başlıkları çerçevesinde oturumlar yer alıyor.
***
Konferansın oturum başlıkları noktasında öncelikli olarak Ermeni Soykırımı meselesinin başlık olarak yer almamasını, temel bir eksiklik olarak gördüğümü ifade edebilirim. Çünkü Ermeni Soykırımı üzerine inşa edilen yüzyıllık bir cumhuriyet gerçeği var karşımızda. Bu açıdan yüzüncü yılında hataları ve doğrularıyla bir cumhuriyet tarihi değerlendirilecek ve gelecek yüzyıl için bir söz kurulacaksa, 100 yıllık cumhuriyet, Ermeni Soykırımı ile ele alınmalı, yüzleşme, hesaplaşma ve helalleşme buradan başlatılmalıdır.
Türkiye’de Demokratik Cumhuriyetin oluşmasının yolu budur. Ermeni Soykırımı ile yüzleşildiği noktada, Kürt sorunu, Alevi sorunu ve diğer tüm ötekilere yönelik sorunlarda yüzleşme, hesap verme ve helalleşmenin yolu açılacaktır. İşin nirengisi Ermeni Soykırımı’dır.
***
Bu temel eksikliğin yanı sıra konferansta, Ermeni sorunu da dahil olmak üzere tüm sorunlara dair konferans konuşmacılarına baktığımda geniş bir tartışmanın yürütüleceği ve bu tartışmalar sonucunda açıklanacak sonuç bildirgesinde, önümüzdeki yüzyıla ilişkin yapısal sorunların çözümü için esaslı bir metnin topluma sunulacağını düşünüyorum.
Yüzyıllık tarihi seçimler denilen bu süreçte, ülke halklarının yaralarını geçici pansuman edecek, okumakta dahi zorlandığımız 250 sayfalık metinlere değil, yapısal sorunlara köklü çözümler üretecek, geçmişin acılarıyla gerçekçi ve doğru bir temelde yüzleşecek ve geleceğe umutla bakabilmelerini sağlayacak 2-3 sayfalık nitelikli ve sade metinlere ihtiyacı var.
İbrahim Aslan kimdir?
1980 yılında Dersim’in Xozat ilçesi Pakire köyünde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimi Xozat’ta tamamladı. 2004 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite yıllarında KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda çalışmaya başladı. Dicle Haber Ajansı’nda uzun süre muhabir, haber şefi ve editör olarak emek verdi. DEM TV’de editörlük, KHK ile kapatılan JIYAN TV’de haber koordinatörlüğü yaptı. 1HaberVar Platformu’nda editörlük yaptı. 2019 yılından bu yana Gazete Karınca’da yazmayı sürdürüyor.