Gözaltında kötü muamele ve çıplak aramaya maruz bırakıldıktan sonra yaşamına son veren Onur Yaser Can’ın ölümüyle ilgili davada talepleri reddeden mahkeme, duruşmayı 7 Nisan’a erteledi.
Gözaltında kötü muamele ve çıplak aramaya maruz bırakıldıktan sonra yaşamına son veren Onur Yaser Can’ın ölümüyle ilgili davanın üçüncü duruşması Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görüldü. 41’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi planlanan duruşma, salonunun küçük olması nedeniyle 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Duruşmaya, Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Can, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, Züleyha Gülüm, CHP Milletvekili Mahmut Tanal, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çok sayıda yurttaş izleyici olarak katıldı.
Artı Gerçek’ten Yağmur Kaya’nın haberine göre 4’ü polis 5 kişinin yargılandığı dava kimlik tespiti ile başladı, daha sonra Onur Yaser Can’ın arkadaşları mahkemede tanık olarak dinlendi.
‘Gözaltından sonra kötüye gitti’
Onur Yaser Can’la üniversiteden tanıştığını ifade eden tanık Bahattin Burak, Yaser Can’ın hayat dolu biri olduğunu ve gözaltına alındığı günden sonra kötüye gittiğini söyledi. Burak, “3 hafta içinde değişti. Takip edildiğini, muhbir olmaya zorlandığını söylüyordu. Bakışlarıyla ‘Bana yardım edin’ der gibiydi. Bu şaşkınlığımızı ve öfkemizi sağlayacak bir karar bekliyoruz” dedi.
‘Gün geçtikçe daha bitkin durumdaydı’
Üniversite arkadaşı tanık Selda Taşkın “Gözaltına alındığı, burada aşağılandığı, kötü muameleye maruz kaldığı söylendi. Yaser ‘Benim ifadem olmayan şeyleri imzalatıp ifademmiş gibi gösterdiler’ dedi. Ailesine ve yakın arkadaşlarına bir şey yapılacağı korkusu vardı. Gün geçtikçe daha sessiz ve bitkin durumdaydı” diye konuştu.
‘Muhbir olmaya zorlandığını söyledi’
Tanık İbrahim Emrah Özgür, beyanında şunları söyledi:
Yaser’i üniversiteden tanıyorum. Kendisi hayat dolu bir insandı. Sanatsal etkinliklerde bulunuyordu. İstanbul’da iş bulduktan sonra ev arkadaşı olduk. İstanbul’da da sosyal etkinliklere devam ediyordu. Olayın olduğu gün Yaser’in doğum günüydü. Muhtemelen Yaser takipteydi ki araçtan indiği anda yakalanmış, sonra emniyete götürülüyor. Eve geldi. Alındığında çırılçıplak soyulmuş. Yüzü duvara dönecek şekilde ayakta bekletilmiş, otur kalk yapmış. Alındıktan iki gün sonra iş yerinden Yaser’i arıyorlar. Tutanakta tarih hatası olduğu söyleniyor ve tekrar gelmesi isteniyor. Gittiğinde loş karanlık ortamda ne yazdığını pek anlayamadığı bir kağıt imzalatıldığını söyledi. Daha sonra takip edildiğini söyledi. İçindeki korku gün geçtikçe kabarmaya başladı. Bir gün öğle yemeğinde peşine birilerinin takıldığını, yanına oturduklarını söyledi. ‘Bir gün gidelim, ne istiyorsunuz diye soralım’ dedim ama maalesef hayata tutunamadı.
‘Suç işlemeyi şiar haline getirmişler’
Tanıkların ardından Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Can söz aldı. Can polisleri kastederek, “Bunlar suç işlemeyi bir şiar haline getirmişler. İşkenceden suç duyurusunda bulunulması gerekiyor. Eksik kamera kayıtlarını gönderen, suçlu koruyan eski şube müdürü Mahir Çakar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum. Bunlar suç örgütü, polis filan değil” dedi.
Ezgi Can ardından müşteki avukatları söz alarak talepleri sıraladı. Duruşma savcısı, esasa ilişkin mütaalasını hazırlaması için dosyanın kendisine gönderilmesini talep etti.
Duruşma 7 Nisan’a ertelendi
Mahkeme başkanı sanıkların celsede hazır edilmesi, işkence hakkında suç duyurusunda bulunulması ve tutuklama taleplerinin reddine karar verdi.
Mahkeme ayrıca dinlenmeyen tanıkların da dinlenmesine karar vererek duruşmayı 7 Nisan 2023 tarihine erteledi.