Maraş merkezli depremlerde ortaya çıkan büyük yıkımın ihmalden kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Okan Tüysüz, “Yaptığımız uyarılar dikkate alınıp tedbir alınsaydı, bu kadar yıkım olmazdı” dedi.
Maraş Pazarcık’ta 6 Şubat Pazartesi günü sabah saat 4.17’de meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki deprem birçok kentte çok şiddetli hissedildi. İlk depremden yaklaşık 9 saat sonra Maraş Elbistan’da 7.6’lık bir deprem daha meydana geldi.
Maraş, Antep, Urfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis ve Malatya’da binlerce bina yıkıldı. AFAD’a göre deprem bölgesindeki yıkılan bina sayısı 7 binin üzerinde.
Resmi açıklamalara göre depremde toplam can kaybı 24 bin 617, yaralı sayısı ise 80 bin 287. Birleşmiş Milletler, Türkiye ve Suriye’de toplam can kaybının iki katına çıkabileceği tahmininde bulunuyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü ve Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, söz konusu depreme neden olan fay hattı ve Türkiye’nin depreme ne kadar hazırlıklı olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Ciddiye alınmadı’
Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a konuşan Tüysüz, 1990’lı yıllardan itibaren bölgede yapılan çalışmalarla deprem gerçeğinin birçok bilim insanı tarafından tespit edildiğini hatırlattı.
Bölgede depremin olabileceğine ilişkin kimi yetkilileri zamanında bilgilendirdiğini aktaran Tüysüz, “O dönem Gaziantep’te deprem tehlikesi ile alakalı bir toplantı yapılmıştı. Vali ve belediye başkanlarının katılımıyla orada 7.7’lik bir deprem olacağını anlattım. 2012’de gazetelerde televizyonlarda manşet olmuştu. O zaman Gaziantep’in depreme hazırlık yapılması gerektiğinin altını çizmeme rağmen hiç ciddiye alınmadı” diye belirtti.
Tedbirsizlik yıkım getirdi
Birçok bilim insanın deprem riskine dikkat çekmesine rağmen hiç kimsenin bir girişimde bulunmadığını kaydeden Tüysüz, bu gerçeğin sorgulanması gerektiğinin altını çizdi.
“Yaptığımız uyarılar dikkate alınıp tedbir alınsaydı, bu kadar yıkım olmazdı” diyen Tüysüz, sözlerine şöyle devam etti:
Türkiye’nin 24 ilinin içerisinden deprem üretme potansiyeli olan faylar geçmektedir. Bunun belirlenmesi ve geri fay üzerine oturan binaların önerilecek bir yönetmelikle yerinden kaldırması, yeşil alana dönüştürülmesi, ya da gerekli başka bir şey varsa bunun yerine getirilmesi için 24 ilin valisine de belediye başkanın da biz bu raporları gönderdik. Ve dedik ki ‘ilinizin içerisinden şuradan fay geçmektedir. Ve bu fay kırıldığı zaman üzerindeki binaları yırtar, kırar bunun kurtuluşu da olmaz. Eğer bizden bir katkı bekliyorsanız, biz bu katkıyı oda olarak vermeye hazırız’. Bir buçuk sene oluyor henüz bir dönüş yok.
Acı tablonun nedeni
Yapılan ihmalkarlıkların bu gün acı bir tablo oluşturduğuna işaret eden Tüysüz, “Şimdi eğer siz deprem oluncaya kadar, yıkılan yıkılsın, ben o zamana kadar para harcamayayım ölenler ölür, bir şekilde kurtardığımızda kurtarırız, sonra da bunların zarar ziyanları belli bir miktarını devlet olarak karşılarız gibi bir politikayla gidiyorsanız, bu günkü manzara kaçınılmazdır” dedi.
Prof. Dr. Okan Tüysüz, “On ilde yaşanan depremde 13 milyon kişi etkilenmiş. Sahada çalışan kişi sayısı gönüllü ve yabancı kişilerle birlikte 60 bin civarında, o da üçüncü günde bölgeye gittiler, dolayısıyla bununla başa çıkmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Tüysüz, “Siyasetçi ya da idareci, bir şey yapmak istemiyorsa halk şunu demeli, ‘Depreme karşı önlem alın. Yaptığınız iş, iş değil’ demeli. Halkta da o bilinç olmadığı için böyle bir talebinin çok yoğun bir biçimde olduğu kanaatinde değilim. Çünkü halkın önemli bir kısmı bunun bir kader olarak görüyor. Hiçbir şey kader değil, kader başka bir şey, bir affette pisi pisine ölmek başka bir şey” dedi.
Toplum bilincinin gelişmesi lazım
Deprem eğitiminin önemine de dikkat çeken Tüysüz, toplum bilincinin gelişmesini iyi bir eğitimden geçtiğini ifade etti:
Bu gün eğitim sisteminin içerisinde coğrafya yok, çünkü zorunlu ders olmaktan çıkmış. Jeoloji yok. Üniversiteye kadar giden bir çocuk ayaklarının altındaki dünyanın nasıl döndüğünü bilmiyor. Bir afettin ne olduğunu bir afette nasıl davranması gerektiğini, bir dersin içerisinde, bir konunun içerisinde bir alt başlık olarak görüyor. Dolayısıyla bu kadar eğitimi düşük bir toplumda afet bilincinin gelişmesini beklemek mümkün değil.
Marmara için deprem uyarısı
Türkiye’nin jeolojik açıdan karışık bir bölgede olduğunu aktaran Tüysüz, bugün art arda yaşanan depremlerin bundan kaynaklandığını ve bu fay hatlarının birbirini etkileyen bir noktada durduğunu kaydetti.
Türkiye’de 480 tane aktif fay olduğunu dile getiren Tüysüz, Türkiye’de herhangi bir deprem olması bilim insanları açısından sürpriz olmayacağını kaydetti.
Marmara Bölgesi’nde birkaç yıl içerisinde bir deprem olabileceğini aktaran Tüysüz, şu uyarılarda bulundu:
Marmara’da büyük bir deprem bekleniyor. Birincisi insanlara eğitim vererek depreme dirençli bir toplum oluşturulması lazım. İkincisi yerleşim birimlerimizin afete hazır olması lazım. Binalarımızın, alt yapılarımızın hazır olması lazım. Bugün nerede deprem olacağını ne büyüklükte olacağı bellidir. Dolayısıyla hangi etkileri göstereceği de bellidir. Bu etkilere karşı önlem alınması gerekir. Bunun için kentsel dönüşüm olması, tüm Türkiye’de yerleşmelerin elden geçmesi gerekir.