Bugün İstanbul, Mersin, Ankara ve Sinop’ta bir araya gelen nükleer enerji karşıtları siyasi partilere çağrı yaparak “’Nükleer santrali kapatacağız’ demeyen hiçbir siyasi partiye oy vermeyeceğiz” dedi. Basın açıklamalarında, Akkuyu’da inşaatı süren nükleer santrale ilk yakıt çubuklarının yarın (27 Nisan) getirileceğine dikkat çekildi.
Çernobil nükleer santralindeki büyük kazanın küresel bir felakete dönüşmesinin üzerinden tam 37 yıl geçti.
26 Nisan 1986’da Ukrayna’nın Çernobil kentindeki nükleer santralin dördüncü reaktöründe yaşanan patlama sonucu çevreye, 1945’te Hiroşima’ya atılan atom bombasının 50 katına eşit miktarda radyasyon yayıldı. Patlamanın ardından radyoaktif madde yüklü bulutlar Türkiye dahil çevredeki birçok ülkeyi etkiledi. Kaza yaklaşık 200 bin kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak ölümüne sebep oldu. Facianın yarattığı etki, ilerleyen yıllarda yüz binlerce çocuğun sakat doğmasına, kanser vakalarının olağanüstü derecede artmasına sebep oldu.
Türkiye’de facianın etkilerini hafife alan Sağlık Bakanlığı o süreçte kanser vakalarında artış olmadığını açıklasa da halk sağlığı uzmanları, kadın göğüs kanserleri, lösemi ve tiroid hastalıklarındaki artış hızının radyasyona bağlı olduğunu açıkladı. O süreçte üniversitelerdeki bilim insanlarına Çernobil konusunda açıklama ve araştırma yasağı getirildi.
Akkuyu’daki proje 27 Nisan’da (yarın) ‘nükleer santral’ statüsü kazanacak
Bilim insanlarının, nükleer karşıtlarının ve ekoloji mücadelesi aktivistlerinin uyarılarına ve itirazlarına karşın üstelik de deprem bölgesinde yer almasına rağmen Mersin Akkuyu’daki nükleer enerji santralinin inşaatı devam ediyor.
Çernobil felaketinin yıl dönümünden bir gün sonra 27 Nisan’da (yarın), Akkuyu nükleer santraline ilk yakıt çubuklarının getirileceği açıklandı. Nükleer enerji karşıtları, santral sahasındaki inşaat tamamlanmadan, tesis aktif hale gelmeden yakıt çubuklarının Akkuyu’ya getirilmesini ülke geleceği açısından ciddi bir tehlike ve seçim propagandası olarak yorumluyor.
Akkuyu’dan sonraki ikinci nükleer güç santralinin Sinop’ta kurulması planlanıyordu. Çevre ve meslek örgütleri, Sinop’taki enerji santraline ilişkin hazırlanan ‘olumlu’ Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun iptalini yargıya taşımış ve Danıştay 23 Şubat’ta rapora yapılan itirazı kabul ederek, yerel mahkemenin kararını bozmuştu. Nükleer karşıtları bu karar üzerine “Herkesin bildiğini şimdi yüksek mahkeme de söyledi” demişti.
‘Nükleer yakıtını al da git’
Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Çernobil nükleer felaketinin 37. yıldönümü dolayısıyla bugün Ankara, İstanbul, Mersin ve Sinop’ta basın açıklamaları ve söyleşiler yaptı. Yaklaşan seçimler öncesinde tüm siyasi partileri uyaran nükleer karşıtları, nükleer santral faaliyetlerinin durdurulması çağrısında bulundu.
İstanbul Nükleer Karşıtı Platform (NKP), “Nükleer yakıtın Akkuyu’ya getirilmesini istemiyoruz” demek için bu akşam Beşiktaş’ta bir araya geldi. NKP İstanbul, yaptığı basın açıklamasında siyasi partilere de çağrıda bulundu: “Çernobil felaketinde yaşamı yitiren, sakat kalan insan ve hayvanları anıyor, benzer bir felaketin Mersin Akkuyu’da yaşanmaması için siyasi partileri sağduyuya davet ediyoruz”
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Bizler, ülkemizde faaliyetlerini sürdüren meslek odaları, sendikalar, dernekler ve sivil toplum kuruluşları olarak hiçbir koşulda nükleer yakıtın Mersin Akkuyu’ya getirilmesini kabul etmiyoruz. Ne dünyada ne ülkemizde nükleer santral istemiyoruz. Ülke geleceğimizin nükleer felaketlerle yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Ülkemize felaket getirecek nükleer santrallere karşı duyarlı tüm kurumları ve nükleer karşıtlarını mücadeleye çağırıyor, mali açıdan büyük kamu zararı doğursa da “nükleer santrali kapatacağız” demeyen hiçbir siyasi partiye oy vermeyeceğimizin altını çiziyoruz.
‘Hiçbir devlet, bir nükleer kazanın sonuçlarıyla baş edemez’
Mersin Nükleer Karşıtı Platform da Özgecan Aslan Meydanı’nda bu akşam yaptığı basın açıklamasında “Akkuyu’nun nükleer saha haline getirilmesini reddediyoruz” dedi. Açıklamada hiçbir devletin olası bir nükleer kazanın sonuçlarını taşıyamayacağı ifade edildi:
Ne Rusya Devletinin ne Türkiye Devletinin ne de dünyadaki herhangi bir devletin Çernobil, Fukuşima ve 6 Şubat depremlerinin sonuçlarının da gösterdiği gibi bir nükleer felakete anında müdahale ve sonuçlarının derhal ortadan kaldırılması, zararlarının giderilmesi, karşılanması için bir programlarının ve yeterli olanaklarının olmadığı ortadadır.