Sivas Katliamı davasında üç firari sanık yönünden devam eden davanın duruşmasında PSAKD ve Ankara Barosu Toplumsal Davalar Merkezinin davaya katılma talebi kabul görüldü. Duruşma 11 Mayıs’a ertelendi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) tarafından Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde organize edilen etkinlikler sırasında Madımak Oteli’nin yakılması ve çoğunluğu Alevi 33 yurttaş ile 2 otel çalışanının yaşamını yitirmesinin üzerinden 29 yıl geçti.
2012 yılında zaman aşımına uğratılan Madımak Katliamı davasında dosyası ayrılan üç firari sanık Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın yargılandığı davanın duruşmasına Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya mağdur yakınları ve Alevi kurum temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.
Duruşmada ilk olarak katliamda yaşamını yitiren Gülsüm Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa söz aldı. Karababa, sorumluların halen yakalanmadığını belirterek, “30 yıldır burada tiyatro oynuyoruz. Benim anam artık hastalığı nedeniyle buraya gelemedi. Sorumlular ise buraya getirilemedi. Bakanlık ile PSAKD arasında otel rezervasyonu konusundaki protokolü talep ediyoruz. O nedenle Emre Kongar’ın da bu salonda olması gerekirdi. Emre Kongar neden bir dava açmadı? Murtaza Demir bugün nerede? Murtaza Demir’in ifade vermesi gerektiğine inanıyorum” dedi.
‘Soykırım suçu işlenmiştir’
Daha sonra konuşan avukat Özgür Piroğlu ise “Sivas C. Başsavcılığına Madımak Katliamı ile ilgili Alevi Soykırımı ile ilgili bir dilekçe verdim. Madımak Oteli’nde insanlar, Alevi inancına sahip oldukları için katledilmişlerdir. Bu katliamda katledilenlerin önemli bölümü Alevidir. Katliamda katledilenlerden Alevi olmayanlar da Alevilerin misafiri olarak oraya gelmişlerdir. Bu katliam bir Alevi katliamı ve Alevi soykırımıdır. Soykırım suçu işlenmiştir. Şimdiye kadar Cumhuriyet Savcılığının hiçbir soruşturma yürütmemesi nedeniyle mahkemenizin Alevi Soykırımı başvurusu yapmasını talep ediyorum. Gerekenler yapılmadığı taktirde konuyu Uluslararası Ceza Mahkemesine taşıyacağız” diye konuştu.
‘Mahkemeden etkin bir yargılama bekliyoruz’
Beyanda bulunan avukat Hüsniye Şimşek ise etkin bir soruşturma yapılması gerektiğini ifade ederek, “Burada bir türlü bulunamayan sanıklar insanlığa karşı bir suç işlemiştir. Biz burada adalet arayışımızı sürdürüyoruz. Hatta davanın takipçisi bir avukat arkadaşımız hayatını kaybetti. Mahkemeden artık etkin bir yargılama bekliyoruz. Bakanlıktan gelen cevaplar dahi sizin sorularınızı karşılayacak nitelikte değildir. Dosyaya delil, bilgi sunulması ve etkin yargılama yapılabilmesi için PSAKD, Divriği Kültür Derneği ve Tuncelililer Derneğinin müdahil olarak kabul edilmesi gerekir” şeklinde konuştu.
‘Sanıklar, adresleri bilinmesine rağmen iade edilmedi’
Mahkeme heyetinin sorumluluk alıp, firari sanıkların iadesi konusunda girişimde bulunması gerektiğini belirten avukat Şenal Sarıhan, şunları ifade etti:
Sanıkların iade talepleri hep reddedilmiş ve ben ise bu cevaplara itirazlarda bulunmuştum. Verilen cevaplarda idam cezasının ülkemizde yürürlükte olması gerekçe gösterilmişti. İdam cezası kalktığında da yine yazmıştım. Ama cevap alamadım. Bu ayrıca sizin görevinizdir. Bu tür davada ortak çalışmalıyız. Siz mahkeme başkanı olarak ilk kez buradasınız ama hep biz avukatlar soru soruyoruz. 3 sanığın iadesi sağlanmayacak mı? Murat Sonkur, Alman devleti tarafından istihbaratçı olarak değerlendiriyor. Sanıklar, adresleri bilinmesine rağmen iade edilmedi. Bu bir insanlığa karşı suçtur.
Davaya katılım talepleri kabul edildi
Avukat beyanlarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar hakkındaki yakalama kararının devamına, PSAKD ve Ankara Barosu Toplumsal Davalar Merkezi’nin davaya katılma talebinin kabulüne, Emre Kongar, Temel Karamollaoğlu, dönemin Sivas Valisi ve tugay komutanı, dönemin PSAKD Başkanı Murtaza Demir’in dinlenmesinin davaya katkı sağlamayacağı nedeniyle talebin reddine karar verdi.
Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 11 Mayıs’a erteledi.