Ana SayfaGüncelDiyarbakır’ın her sokağı çalıştırılan çocuklarla dolu

Diyarbakır’ın her sokağı çalıştırılan çocuklarla dolu

HABER MERKEZİ – Çalıştırılan çocukların en yoğun olduğu illerin başında gelen Diyarbakır’da faaliyet gösteren Rengarenk Umutlar Derneği’nin yöneticisi Umut Civan Aytaş, sistemsel olan bu sorunun önüne ancak politik reflekslerle geçilebileceğini söyledi.

Bugün Uluslararası Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele günü. Çocuk işçiliği konusunda farkındalık yaratmak için Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 2002’de ilan Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’ne rağmen Dünyada hâlâ milyonlarca çocuk çalıştırılıyor.

ILO’nun verilerine göre, bugün dünya genelinde 160 milyondan fazla çocuk çalıştırılıyor.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) 2020 sonunda yayımladığı rapora göre ise Türkiye’de çalıştırılan çocuk sayısı 2 milyon civarında. Ancak kayıt dışı çalıştırılan çocuk ve mülteci-göçmen çocuklar buna dahil edildiğinde sayının daha da yüksek olduğu düşünülüyor.

En yoğun kent

Mezopotamya Ajansı’ndan Eylem Akdağ  ve Cengiz Özbasar’ın haberine göre Diyarbakır çalıştırılan çocuk nüfusunun en yoğun olduğu kentlerden biri.

Hemen hemen her sokak başında çalışan çocuklara rastlamak mümkün.

Kimisi sokak ve parklarda mendil ve su satıyor, kimisi ayakkabı boyuyor, kimisi sanayi sitelerinde ağır iş yükü altında terliyor, kimisi çek çek arabaları ya da bedenlerinden büyük poşetlerle kağıt topluyor.

Birçoğu da yol ve kavşaklarda araç camları temizleten çocuklarla dolu. Çocukların bazıları taşıdıkları büyük ve ağır yüklerin gölgesinde kayboluyor.

Yaşları 8- 17 arasında değişen çocuklar sabahın erken saatlerinde yollara düşüyor. 50 kiloyu aşan yüklerle sokak sokak dolaşıyorlar.

Kışın soğuk, yazın da kavurucu sıcaklığın altında çektikleri çeken çocuklar, günün sonunda aile ekonomisine 70 liraya katıyor. Çocukluk hikayeleri ile dezavantajlı konumların öfkesinde büyüyen çocuklar, doğal bir refleks olarak oyun oynamayı eksik etmiyorlar.

Okul müdürünün tavsiyesi!

Bağlar sokaklarından çek çekiyle karşılaştığımız 15 yaşındaki A.K., “Okuldayken müdür beni dövdü ve anneme demişti, ‘git onu bir işe koy’. O günden bu yana ben de bu işi yapıyorum” dedi.

12 kişilik ailede sadece 5 kişinin çalıştığını belirten K. çalışmak zorunda olduğunu dile getirdi. Saat 08.00 veya 09.00 gibi uyandığını ve Diclekent, Mahabat Bulvarı, Ofis, Sur ve hemen hemen bütün Diyarbakır’ı dolaştığını belirten A.K yaşadıklarını şu cümlelerle ifade ediyor:

Yüküm ağır ama ekmek parası çıkartıyorum. Kazandığım parayla bisiklet almak istiyorum, bisiklet yerim olsun istiyorum. Bir haksızlık var, bazı çocuklar çalışmıyor, şehirde yaşıyor, geziyor ama biz çalışıyoruz, bütün gün kağıt topluyoruz. Bu haksızlığı kabul etmiyoruz. Bütün gün sokaklarda dolaşıyorum güneş kafama geçiyor. O yükü taşıdığım için sırtım ağrıyor.

‘Çocuk işçiliği olmasın’

Bir diğer çocuk M.T. (15) ise, 4 yıldır hem okula gidiyor hem de tarla işlerinde çalıştırılıyor. Çalıştırıldığı işin çok zor olduğunu ifade eden M.T., “Bu güneşin altında çalışmak çok yorucu. Hem okula gidiyorum hem de tarlalara geliyorum. Hayalim avukat olmak ama bilmiyorum, umarım olurum. Çocuk işçiliği olmamalı, bence biz okula gitmeliyiz” diye belirtti.

‘Sorumluluk devlette’

Çocukların çalıştırılmasının dünya genelinde bir sorun olduğunu hatırlatan Rengarenk Umutlar Derneği Yöneticisi Umut Civan Aytaş, çocukların çalıştırılması sorunu yalnız ailelerin ekonomik durumunun kötü olması ile ilgili bir durum olmadığına dikkati çekerek, devletin sorumluluğuna işaret etti.

Eğitimin, sosyal yaşamın güçsüz olması bu durumun bir parçası. Fakat bunların kümesini ele aldığımızda karşımıza köklü politikalar, köklü sistemsel sorunlar çıkıyor. Bu durumun önüne geçmek için köklü değişikliklere ihtiyacımız var. Bu da devletin misyonu içindedir. Devletin devlet olma gereğini yerine getirebilmesi ile alakalı bir durum.

 




Önceki Haber
EURO 2020: Türkiye İtalya'ya 3-0 yenildi
Sonraki Haber
Pulitzer ödülü ‘Yurttaş gazeteci’ye verildi: Türkiye’de olsa yargılanabilirdi