Depremden zarar gören 11 ilde okullar kademeli olarak açılıyor. Adana, Antep ve Osmaniye’de öğrenciler beş haftalık aranın ardından bugün okullarına döndü. Okul binalarının sağlamlığı, öğrenci ve öğretmenlerin psikososyal destek ihtiyacı ve öğrencilerin eğitimden uzak kaldığı dönemin telafisi konusunda sorular ise henüz yanıt bulmuş değil.
Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı okulların, yarıyıl tatilinin tamamlanmasıyla 6 Şubat Pazartesi günü açılması planlanıyordu. Depremin ardından afet bölgesi dışındaki illerde bulunan okullarda yarı yıl tatili 20 Şubat’a kadar uzatıldı. Depremin etkilediği 11 ilde ise okulların açılışı daha ileri tarihlere ertelendi.
Afet bölgesi ilan edilen illerde okullar üç farklı kategoriye ayrıldı. İlk kategoride yer alan Diyarbakır, Urfa ve Kilis’te okullar 1 Mart günü açıldı.
İkinci kategorideki kentler olan Antep, Osmaniye ve Adana’da ders zili bugün çaldı.
Depremin en çok etkilediği Maraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya’daki okulların ise 27 Mart tarihinde açılması planlanıyor.
1,3 milyon öğrenci bugün ders başı yaptı
Depremin etkilediği 10 ilde bulunan 20 bin 868 binasından 24’ü depremde yıkılan, 83’ü ise ağır hasar alan MEB, bugüne kadar afet bölgesindeki tüm okulların hasar tespit raporunun çıkarıldığını duyurdu.
Bu kapsamda, Adana’da 497 bin 852, Gaziantep’te 662 bin 502, Osmaniye’de 137 bin 765 öğrenci olmak üzere toplam 1 milyon 298 bin 119 öğrenci bugün ders başı yaptı.
Depremzedeler için sağlıklı ve kalıcı barınma koşullarının hâlâ sağlanamadığı Antep, Adana ve Osmaniye’de hem öğrenciler hem de eğitimciler ciddi bir psikososyal destek ihtiyacı içinde. Okul binalarının sağlamlığı da öğretmenler ve veliler için bir başka endişe konusu.
Öğrencilerin eğitimden uzak kaldığı dönemin akademik açıdan nasıl telafi edileceği ise henüz açıklanmadı. MEB, deprem bölgesindeki kurumlarda eğitim alan öğrencilere nakil hakkı tanırken ikinci dönem devam zorunluluğunu kaldırmıştı.
‘Hasar tespiti ne kadar gerçekçi bilemiyoruz’
Gazete Karınca’ya konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Adana ve Antep Şube Başkanları Hüseyin Kaya ve Ömer Parlakçı, öğrenci ve öğretmenlerin durumuna dair değerlendirme yaparken, bölgede çalışma yürüten Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği de resmi kurumlarla ortaklaşma eksikliğine dikkat çekti.
Öğrencilerin sağlam binalarda eğitim görüp görmeyeceği konusunda endişeleri olduğunu belirten Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Hüseyin Kaya, ‘‘Bize gelen bilgilere göre Adana’da çok az bir kısmı dışında okulların büyük bölümünün hasar tespiti yapıldı. Ama bu tespitler ne kadar gerçekçi ve bilimsel orada soru işaretleri var’’ dedi.
MEB Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü web sitesindeki bilgilere göre kentte bakanlığa bağlı bin 662 aktif kullanılan bina bulunuyor. 15 ilçede 164 okulun inceleme talebinde bulunduğu Adana’da 125 okulun incelemesi tamamlanmış. 98 binada hasar olmadığı, 5 binada az hasar, 18 binada orta hasar, 4 binada ise ağır hasar olduğu tespit edilmiş. Diğer kurumlarla ilgili inceleme süreci devam ediyor.
Veliler kaygılı
Hem öğrenci hem de öğretmenlerde tedirginlik olduğunu ifade eden Antep Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Parlakçı da velilerle ortak kaygılarını şu sözlerle anlattı:
Bütün Antep’te hasar tespit çalışmaları yapıldı, okulların uzmanlar tarafından üç defa incelendiği bilgisi bize geldi. Hasarlı olduğu için taşınacak okullardaki öğrenciler, diğer okullarda sabahçı-öğlenci sistemiyle ders görecekler. Ama velilerden bazıları ‘çocuğumuzu göndermeyeceğiz’ diyorlar. Tabii hepimizde aynı tedirginlik var. Okullar açıldığında ne kadar öğrenci gelecek, göreceğiz.
‘İlçeler ve köylerdeki okullarla ilgili sağlıklı bilgi yok’
Adana Eğitim Sen Başkanı Hüseyin Kaya, şehir merkezindeki okullarda düzenlemeler yapıldığına, hasarlı okulların başka okullara yönlendirildiğine değinerek ilçeler ve köylerdeki okullarla ilgili sağlıklı bilgi bulunmadığına dikkat çekti.
Antep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinin yerle bir olduğunu belirten Antep Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Parlakçı bu iki ilçede insanların ya göç ettiğini ya da çadır kentlerde yaşadığını söyledi. Bazı hazırlıkların yapıldığını ama yeteri kadar bilgilerinin olmadığını sözlerine ekleyen Parlakçı, ‘‘İslahiye ve Altınözü’nde (Nurdağı’nın beldesi) iki konteyner okul kuruldu, yetkililer köy okullarıyla ilgili çözüm bulmaya çalışıyorlar’’ dedi.
‘Yoksul çocukların eğitimi daha fazla sekteye uğradı’
Okulların kapalı kaldığı beş haftalık dönemin telafisine dönük Bakanlık ya da İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün herhangi bir açıklama yapmadığını vurgulayan Kaya, bu konuda düzenlemelere ihtiyaç olduğunu şöyle açıkladı:
Müfredatın sadeleşmesi, diğer illerin de yarışa, sınava dayalı eğitim sisteminden uzaklaştırılması gerekiyor. Örneğin bu sene 8. sınıflar LGS sınavına, 12. sınıflar üniversite sınavına girecekler. İkinci dönem konularının sorulmaması yeterli değil. Açık söylemek gerekir ki ne kadar iyi niyetli davranırsak davranalım yetkililer bir düzenleme yapmazsa bu bir aylık süreyi kapatmak çok zor olacak ve ciddi sorunlar yaratacak.
Kaya, depremde yoksul çocukların eğitiminin daha fazla sekteye uğradığını şöyle tarif etti:
Bizim çocuklarımız paralı etüt programlarına, dershanelere zaten gidemiyordu. Özellikle yoksul diye tanımladığımız mahallelerdeki çocukların tek eğitim aldıkları yer okuldu. Adana’da bu öğrencilerin sayısının fazla olduğunu biliyoruz. Ücretli dershaneler, okullar kapalıyken de online veya değil bir şekilde eğitime devam ettiler. Bakanlığın, dezavantajlı öğrenciler için hızlandırılmış eğitim ve destekleme kurslarını tartışması gerekiyor.
‘Düzenlemeler okul idarelerine bırakılmamalı’
Okullarda sosyal aktivitelere ağırlık verilmesi için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazılı başvuru yaptıklarını belirten Adana Eğitim Sen Şube Başkanı Hüseyin Kaya, bu konuda merkezi uygulamaların olması gerektiğine vurgu yaptı:
Bunu okul müdürlerine bırakmamak gerekiyor. Onlara bırakırsak müfredat ne ise öğretmenlerden bunu yapmalarını isteyecekler. Biliyoruz ki Milli Eğitim’deki işleyişten dolayı üstten bir talimat gelmeden okul idareleri inisiyatif alamıyor. Çocukların psikososyal destekten faydalanması için bunu okul yönetimi ve öğretmenler ile programlamak gerekiyor. Bizim İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden, ders saatlerinin 30 dakikaya çekilmesi, teneffüs sürelerinin uzatılması ve ders sayısının düşürülmesi gibi taleplerimiz olacak.
‘En ufak bir sarsıntı izdiham çıkarabilir’
Eğitim Sen Antep Şube Başkanı Ömer Parlakçı ise ‘‘En ufak bir sarsıntıda, artçı bir depremde okullarda izdiham çıkabilir. Çocukların şu an psikolojileri çok bozuk. Urfa’daki ilkokullarda ilk üç gün daha çok oyunlar oynandı, resim ve beden eğitimi dersleri yapıldı. Çocukların tedirginliklerini atmaları için Antep’te de buna benzer çalışmalar yapılmalı’’ dedi.
Öğretmenler psikososyal destek alabilecek mi?
Eğitim Sen şube başkanları, afet bölgesinde öğrenciler kadar öğretmenlerin de depremden son derece olumsuz etkilendiğini, sosyal ve psikolojik açıdan desteğe ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Adana Eğitim Sen Şube Başkanı Hüseyin Kaya, öğretmenlerin psikososyal destek ihtiyacını şu sözlerle hatırlattı:
Sadece Adana’da bizim 16 öğretmen arkadaşımız hayatını kaybetti. Evi yıkılan, yakınlarını kaybedenler var. Adana’nın genelini düşünürsek bu sayı yüzleri bulabilir. Eğitim Sen olarak bu konuda da İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile görüştük. Yakınlarını kaybetmiş öğretmenlerin bu ağır süreci atlatana kadar idari izinli sayılmalarını talep ettik. Bu arkadaşlara esneklik sağlanacağı söylendi. Ama bu resmi değil, sözle bildirildi. Henüz bir karar olarak okul idarelerine iletilmiş değil. Şu halde, öğretmenlerin durumunu bile tam tespit edemezken öğrencilerin durumunu bilmemiz mümkün değil. Öğretmen arkadaşlarımızın psikososyal desteğe ihtiyacı var.
Antep Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Parlakçı da Antep’teki duruma ilişkin şu bilgileri paylaştı:
Evleri hasarlı öğretmenler Milli Eğitim’e başvurdular. Çünkü kalacak evleri yoktu. Bu öğretmenlerin kiraya geçmesi de çok zor çünkü depremden sonra kiralar çok arttı. Buna yönelik de sıkıntı yaşıyoruz. Orta hasarlı ve hasarlı olan evlerde oturan yaklaşık 700 öğretmen idari izinli sayıldılar. OHAL bitene kadar yani Nisan’ın sonuna kadar idari iznin devam etmesi gerekiyor.
MEB, gönüllü sosyal hizmet uzmanlarıyla çalışmak konusunda isteksiz
Depremden önce Milli Eğitim Bakanlığı ile ‘okul sosyal hizmet sistemi’ üzerine çalıştıklarını anlatan Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, depremin ardından destek vermek üzere sosyal hizmet uzmanları ve psikolojik danışmanlardan 400 kişilik bir gönüllü havuzu oluşturduklarını anlattı:
Uzun yıllardır mücadelesini verdiğimiz ve bir türlü uygulamaya geçilmeyen okul sosyal hizmeti sistemini biz MEB ile yapmaya çalışıyoruz. Bakanlık ile de bu çerçevede depremden önce görüşmelerimiz olmuştu. Çocuk istismarı, akran zorbalığı, yoksulluk nedeniyle eğitime devam edemeyen çocukların takip edilmesi ve aile ziyaretlerinin yapılması açısından önemli bir sistem. Eğer öyle bir sistem olmuş olsaydı depremden sonra da önemli bir işlevi olacaktı.
Gönüllülerle çalıştıklarını kaydeden Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, resmi kurumlarla da işbirliği yapabileceklerini ama buna dair MEB’den gelen bir talebin olmadığını ifade etti. Dernek, sahada yürüttükleri çalışmaların yanı sıra başka illerden de STK’ların kendileri ile iletişime geçtiklerini şöyle örnekledi:
İstanbul merkezli Öğrenci Veli Derneği bize başvuru yaptı ve depremden etkilenen çocuklarla bir çalışma yapmak istediklerini söylediler. Bu proje kapsamında depremden etkilenen öğrencileri hem ders yönünden desteklemeyi hem de psikososyal açıdan güçlendirmeyi hedefliyoruz. Çocuklar travmatize olmuş durumda ve Haziran’da bazılarını bekleyen sınavlar var.
Lise Geçiş Sınavı tüm illerde 4 Haziran’da yapılacak
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer bugün bir açıklama yaparak Lise Geçiş Sınavı’nın (LGS) deprem bölgesindeki iller dahil ülke genelinde 4 Haziran’da yapılacağını belirtti. Deprem nedeniyle OHAL ilan edilen 10 ilde kayıtlı olan öğrenciler, istemeleri halinde diğer illerde sınava girebilecek.