İklim Adalet Koalisyonu ve Ekoloji Birliği, yaptığı açıklama ile kayıpların asıl sorumlusunun, ‘yaşamı beton enkazının altında donmaya terk eden ve sosyal devlet vasfını çöpe atmış şirketleşen’ iktidar olduğunu vurguladı.
Maraş merkezli depremlere ilişkin yazılı bir açıklama yapan ekoloji örgütleri, AKP’nin yaşanan felaketi fırsata çevirmeye çalıştığına dikkat çekerek, deprem bölgesinde Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmesine tepki gösterdi:
Bu amaçla bölgede OHAL ilan edildi. OHAL bahane edilerek, sivil inisiyatiflerin yardımları ve dayanışma olanakları engellenmek istenmektedir. Organizasyon ve koordinasyon temel görevini yerine getirmeyen devlet, bugün Türkiye halklarını kendi kendine örgütlenme zorunluluğu ve sorumluluğu ile baş başa bırakmıştır.
Kayıpların asıl sorumlusunun, ‘yaşamı beton enkazın altında donmaya terk eden, sosyal devlet vasfını çöpe atıp şirketleşen’ iktidar olduğu belirtilen açıklamada, “Kapitalist modernizmin dayattığı beton odaklı kent politikalarını çok katlılıkla besleyen, böylece sermayenin kazancının artırmasının önünü açan iktidarlar bu kayıpların asıl sorumlusudur” dendi.
Fay hatları üzerinde geniş çaplı inşaat faaliyetleri
Son iki yüz yıllık süreçte insanı ve insan dışı yaşamı yok ederek yıkıma ve çökertmeye neden olan kapitalizmin sebep olduğu bir ekokırım ile karşı karşıya kalındığının ifade edildiği açıklamada, fay hatları üzerinde büyük çaplı inşaat faaliyetlerinin gerçekleştiği vurgulandı:
Depremin yaşandığı bölge; fay hatları üzerinde güvenlik barajları, termik santraller, nükleer santral ve havalimanı inşaatları gibi pek çok ekolojik suçun işlendiği ve canlı hayatının tehlikeye atıldığı bir bölgedir. Bu kırıma karşı yaşamı savunmanın tek yolu doğaya rağmen değil doğa ile karşılıklılık ilişkisi içinde, doğayla barışık, dayanışmacı bir yaşama geçmektir. Düşlediğimiz yaşamı kurabilmek için yapmamız gerekenlerin çok olduğunu biliyoruz ancak bugün acil, beklemeksizin harekete geçmemizi gerektiren hayati bir durumla karşı karşıyayız. Siz bunları okurken enkaz altında eğer hala donmamışsa kurtarılmayı bekleyen canlar var. Onlar bu yaşam savaşını verirken, göçüğe sebep olan inşaat firmaları, madenciler para çarklarını döndürmeye devam ediyor.
Acilen yapılması gerekenler
Açıklamanın devamında acilen yapılması gerekenler ve talepler sıralandı:
- Başta bölgede ve komşu bölgelerde olmak üzere madencilik ve inşaat faaliyetleri derhal durdurulmalı, kamuya ve özel şirketlere ait iş makineleri ve ekipmanları teknik personel ile birlikte deprem bölgelerine arama kurtarma çalışmaları için gönderilmelidir.
- Karayolu ile ulaşılamayan deprem alanlarına hızla sivil ve askeri altyapı ve personel gerekli noktalarda özel sektör havayolu altyapısı ile arama kurtarma ve yardım ekipleri ulaştırılmalıdır.
- Başta bölgedeki güvenilir binalar ve komşu bölgedekiler dahil olmak üzere, ikinci konut, otel, ibadethane gibi yapılar barınma sorununun çözümünde kullanılmak üzere ücretsiz ya da kamu kaynakları kullanılarak hizmete açılmalıdır.
- Temiz içme suyu, gıda, giysi, hijyen ürünleri gibi yaşamsal ihtiyaçların sağlanabilmesi için sivil toplumun dayanışma için oluşturduğu mekanizmaların kamu hizmetleri ile tam ve eksiksiz koordinasyonu sağlanmalıdır.
- İnsan dışındaki canlıları da kapsayacak kurtarma ekipleri oluşturulmalıdır. Bu konuda inisiyatif alan sivil ekiplerin çalışmaları kolaylaştırılmalı ve desteklenmelidir.
- Depremin, göçmenlerin yoğun yaşadığı bir bölgede olması nedeniyle, arama kurtarma temel ihtiyaçların giderilmesi konusunda yürütülen çalışmalar ayrımcılıktan muaf, tam bir kapsayıcılıkla sürdürülmelidir.
- Doğal gaz kaynaklı patlamalar ile İskenderun Limanı’ndaki yangının neden çıktığı, hangi maddelerin yandığı, varsa kimyasal ve nükleer maddelere dair bilgilendirme yapılmalıdır.
- Bölgedeki sanayi tesislerindeki tehlikeli, yanıcı, patlayıcı maddelerin envanteri çıkarılmalı; artçı ya da yeni depremler sonucu olası felaketler için önleyici tedbirler gecikmeden alınmalıdır.
- On binden fazla binanın yıkıldığı düşünülmektedir. Bu binalardan yayılan asbest, radon ve diğer zararlı gazlar ile ilgili başta arama kurtarma ekipleri olmak üzere bölgedeki halkın güvenliğini sağlayacak çalışmalar bir an önce başlamalıdır.
- Suyu kontrol altına alan ve metalaştırma çalışmasının uzantısı olan barajlarda hasar tespitine başlanmalı, ikincil bir afetin önüne geçilebilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
- Maden ocaklarında bulunan kimyasal maddelerin su Akifelerine karışıp karışmadığı tespit edilmeli; gerekli önlemler alınmalıdır.
- Yaşam alanlarını gasp ettiğimiz, kentlerde ve çeperinde yaşayan insan dışı canlıların beslenme, temiz ve sağlıklı suya erişimi ile barınmaya dair sorunları bir an önce çözülmelidir.
- Deprem bölgesindeki elektrik, doğalgaz iletim hatlarındaki hasarlar, doğalgaz hattında patlama, bölgede yapılan güvenlik barajları, Maraş’taki ve Adana’daki termik santraller büyük risk taşıyor.
- Yaşamı risk altına alan büyük enerji yatırımları, güvenlikçi politikalar ve fosil yakıtlar terk edilmelidir.