26 Mart 2023 Pazar
Gazete Karınca
Örnek Resim
  • TÜMÜ
  • SEÇİM 2023
    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Son 50 gün: Seçime giderken neler oluyor, kim ne diyor?

    Son 50 gün: Seçime giderken neler oluyor, kim ne diyor?

    Seçim 2023 | Diyarbakırlı genç seçmenlerin talepleri neler?

    Seçim 2023 | Diyarbakırlı genç seçmenlerin talepleri neler?

    Seçime 51 gün kala neler oluyor, kim ne diyor?

    Seçime 51 gün kala neler oluyor, kim ne diyor?

  • MARAŞ DEPREMİ
    Maraş’ta yıkım kararı olan iki aile sağlık merkezi kullanıma açıldı

    Depremde hayatını kaybeden bin 297 kişinin kimliği tespit edilemedi

    Ahırda kalmak zorunda kalan kanser hastası depremzede enfeksiyondan yaşamını yitirdi

    Ahırda kalmak zorunda kalan kanser hastası depremzede enfeksiyondan yaşamını yitirdi

    Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

    Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

    Depremzedeler, MHP’li başkanın arazisinden çıkarılmaya zorlanıyor

    Depremzedeler, MHP’li başkanın arazisinden çıkarılmaya zorlanıyor

  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Dünya
    • Eğitim
    • Ekoloji
      ABD’de hortum: En az 23 kişi yaşamını yitirdi

      ABD’de hortum: En az 23 kişi yaşamını yitirdi

      İran sınırında 5.6 büyüklüğünde deprem: Van’da da hissedildi

      İran sınırında 5.6 büyüklüğünde deprem: Van’da da hissedildi

      Maraş’ta 4.7 büyüklüğünde deprem

      AFAD: Maraş’ta 5.3’lük deprem meydana geldi

      Boru hattında sızıntı: Tonlarca ham petrol Dicle Nehri’ne aktı

      Boru hattında sızıntı: Tonlarca ham petrol Dicle Nehri’ne aktı

    • Ekonomi
    • Kültür-Sanat
    • Medya
    • Sağlık
    • Forum
  • POLİTİKA
    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    ‘İsmim üzerinde bir mutabakat olursa itiraz etmeye hakkım olmaz’

    Kılıçdaroğlu’ndan çadır kent paylaşımı: Parti devleti son bulacak

    Demirtaş’a 2 yıl 6 ay hapis cezası

    Demirtaş: AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler bu seçimle ifşa olacak

    Kılıçdaroğlu Malatya’da: Yıkılan yerlerin tamamını tepeden tırnağa yapacağız

    Kılıçdaroğlu Malatya’da: Yıkılan yerlerin tamamını tepeden tırnağa yapacağız

  • TOPLUMSAL CİNSİYET
    Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

    Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

    Afganistan’daki kadınlar Taliban yasaklarına karşı sokakta

    Afganistan’daki kadınlar Taliban yasaklarına karşı sokakta

    İstanbul’da bir kadın katledildi

    Batman’da bir kadın evde ölü bulundu

    Ocak ayında 31 kadın katledildi

    Kadın cinayeti: Rıza Beler, Umıda Tulyaganova’yı öldürdü

  • YAZARLAR
  • VİDEO
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
  • TÜMÜ
  • SEÇİM 2023
    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Son 50 gün: Seçime giderken neler oluyor, kim ne diyor?

    Son 50 gün: Seçime giderken neler oluyor, kim ne diyor?

    Seçim 2023 | Diyarbakırlı genç seçmenlerin talepleri neler?

    Seçim 2023 | Diyarbakırlı genç seçmenlerin talepleri neler?

    Seçime 51 gün kala neler oluyor, kim ne diyor?

    Seçime 51 gün kala neler oluyor, kim ne diyor?

  • MARAŞ DEPREMİ
    Maraş’ta yıkım kararı olan iki aile sağlık merkezi kullanıma açıldı

    Depremde hayatını kaybeden bin 297 kişinin kimliği tespit edilemedi

    Ahırda kalmak zorunda kalan kanser hastası depremzede enfeksiyondan yaşamını yitirdi

    Ahırda kalmak zorunda kalan kanser hastası depremzede enfeksiyondan yaşamını yitirdi

    Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

    Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

    Depremzedeler, MHP’li başkanın arazisinden çıkarılmaya zorlanıyor

    Depremzedeler, MHP’li başkanın arazisinden çıkarılmaya zorlanıyor

  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Dünya
    • Eğitim
    • Ekoloji
      ABD’de hortum: En az 23 kişi yaşamını yitirdi

      ABD’de hortum: En az 23 kişi yaşamını yitirdi

      İran sınırında 5.6 büyüklüğünde deprem: Van’da da hissedildi

      İran sınırında 5.6 büyüklüğünde deprem: Van’da da hissedildi

      Maraş’ta 4.7 büyüklüğünde deprem

      AFAD: Maraş’ta 5.3’lük deprem meydana geldi

      Boru hattında sızıntı: Tonlarca ham petrol Dicle Nehri’ne aktı

      Boru hattında sızıntı: Tonlarca ham petrol Dicle Nehri’ne aktı

    • Ekonomi
    • Kültür-Sanat
    • Medya
    • Sağlık
    • Forum
  • POLİTİKA
    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    Seçime 49 gün kala günün öne çıkan gelişmeleri neler?

    ‘İsmim üzerinde bir mutabakat olursa itiraz etmeye hakkım olmaz’

    Kılıçdaroğlu’ndan çadır kent paylaşımı: Parti devleti son bulacak

    Demirtaş’a 2 yıl 6 ay hapis cezası

    Demirtaş: AKP’nin muhalefet partilerine sızdırdığı ajan provokatörler bu seçimle ifşa olacak

    Kılıçdaroğlu Malatya’da: Yıkılan yerlerin tamamını tepeden tırnağa yapacağız

    Kılıçdaroğlu Malatya’da: Yıkılan yerlerin tamamını tepeden tırnağa yapacağız

  • TOPLUMSAL CİNSİYET
    Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

    Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

    Afganistan’daki kadınlar Taliban yasaklarına karşı sokakta

    Afganistan’daki kadınlar Taliban yasaklarına karşı sokakta

    İstanbul’da bir kadın katledildi

    Batman’da bir kadın evde ölü bulundu

    Ocak ayında 31 kadın katledildi

    Kadın cinayeti: Rıza Beler, Umıda Tulyaganova’yı öldürdü

  • YAZARLAR
  • VİDEO
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Gazete Karınca
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
Ana Sayfa Yazarlar Hasan Kılıç

Hegemonik hesaplaşmaların tezahürü: Ukrayna savaşı | Hasan Kılıç & Özgür Amed

27 Şubat 2022 Pazar - 00:01
- Hasan Kılıç, Manşet, Yazarlar
Hegemonik hesaplaşmaların tezahürü: Ukrayna savaşı | Hasan Kılıç & Özgür Amed
Share on FacebookShare on Twitter

Hasan Kılıç & Özgür Amed

Hatırlanacağı üzere Haziran 2021’de küresel siyasette önemli gelişmeler olmuştu. Joe Biden ilk yurt dışı gezisini, popülist siyasetin, otoriter rekabetçi rejimlerin ve totaliter yapıların kendini demokrasi kılıfında örgütleyebildiği yönetimlerin karşısında gövde gösterisine dönüştürerek yapmıştı. G7 ve NATO toplantıları art arda yapılmış, alınan kararlar ile ‘yeni
dünya’ vurgusu aleni şekilde ilan edilmişti. Bu ilandan önce ise kapitalizm kendi dehlizlerinde ‘reset’ çalışmalarını Time’ın kapağından duyurmuş, Covid üzerinden sürdürülebilirlik alametlerini ‘yeni düzen’ fikirleri ekseninde anlatmaya koyulmuştu.

Tam da böylesi bir arayışta çok önemli iki hamle gerçekleşmişti. ABD ve İngiltere üzerinden tam 80 yıl geçtikten sonra Atlantik Paktı’nı tekrar güncelleyerek Yeni Atlantik Paktını imzalamıştı. Bir ikinci durum ise Çin’in en önemli projesi olan “One Belt One Road”a (OBOR- Tek Kuşak Tek Yol) karşı devasa bütçeli “Build Back Better World” (B3W– Daha İyi Bir Dünya Oluştur) projesinin deklaresiydi. (Konuya dair yazının detaylarına buradan ulaşılabilir)

Bu hatırlatma bağlamında, bu yazının iddiası bugün Rusya-NATO şahsında beliren ve Ukrayna sahasında görünüm kazanan savaşın, bu iki hamlenin devamı içinde olduğu yönündedir. Çünkü NATO ve Rusya arasında artan gerilim Ukrayna savaşı ile devam ediyor. Bu savaşın bir yandan Rusya’nın yeni dünya düzeni talebi diğer yandan ise NATO’nun Rusya’yı çevreleme stratejisi ile doğrudan bağı var. Putin’in savaş ilanı yaptığı konuşmada sıklıkla “NATO blokunun doğuya doğru genişlemesine” vurgu yapması ve bunun Rusya açısından tehdit algılarını arttırdığına işaret etmesi çevreleme stratejisinin Rusya için hayatiliğine işaret ediyor.

Yakın tehdit algısı ve jeopolitik riskleri/fırsatları esas alan karşılıklı hamlelerde Rusya, NATO’nun karar alma mekanizmalarının Yeni Atlantik Paktı’ndaki dengeler ve karar vasıfları netleşmediğini görerek güç matrislerini değiştirecek bir müdahalede bulundu. Özellikle İngiltere ise Rusya’ya Batı ittifakından en fazla karşı çıkan ülke olarak ön planda
yer aldı. Kuşkusuz İngiltere’nin bu tavrını AB’den çıkış ve Yeni Atlantik Paktı’nda ABD ile birlikte öncü değişim gücü olmasından ayrı düşünemeyiz. İngiltere’nin Ukrayna gerilimindeki pozisyonu, “NATO is back” zamanlarında sahnede daha fazla yer alma arzusuna tekabül ediyor. Gerek Ukrayna gerilimi gerekse de NATO’nun yenilenmiş çıkışının izleri bundan sonra da İngiliz politikaları üzerinden takip edilmeye değer.

Ez cümle,

Bu yazı, Ukrayna savaşını ne sadece jeopolitik kaygılarla ne NATO’nun sahneye farklı kılıklarla dönüşüyle ne de Putin’in hamleleri ile okumayı amaçlıyor. Bu okuma içeriklerini de dahil ederek Ukrayna savaşının daha kapsamlı ve çerçevesi bir süredir tartışılan küresel politik ekonomideki dönüşümün içerisinde konumlandırarak ‘sistem ve hegemonya’ üzerinden anlamaya çalışıyor.

“Hibrit politika, Hibrit savaş”

Anlam çerçevemizin ilk modülü/modusu savaşın dönüşen doğasına dairdir.

Son üç gündür dünyanın gözü önünde gerçekleşen ve özü itibariyle ‘halklar’ dışında kimsenin zarar görmediği savaş, içinden geçtiğimiz hız çağının önemli bir “Hibrit Savaş” örneğidir. Siber, proxy savaşlarının sentezi niteliğindeki hibrit politika, Ukrayna şahsında savaşın dönüşen doğasına içkin pek çok şey söylemektedir.

Savaşın bu değişen grameri kendini İsrail ordusunun Deleuze ve Guattari kavramlarını savaş ve devlet aygıtlarına nasıl temellük ettirdiğini; hakeza ABD’nin genelde simülasyonlar üzerinden dünyanın farklı bölgelerinde hiyerarşik, katı ve hegemonik mekanları nasıl esnek, akışkan ve göçebe mekân formatı üzerinden savaşa çektiğini düşünmek gerekiyor. Şehirlerin kuşatıldığı, zamana yayılan, psikolojik üstünlüğe, enformasyona dayalı bir güncellik üzerinden düşünüldüğü zaman günlerdir süren bir savaşta tam olarak ne olduğunu doğru dürüst bilmememizin hazin görüntüsü de ortaya çıkar. 21.yy’ın başlangıcında, teknolojinin meta evrenlerde yeni yaşamlar vaat ettiği bir aralıkta aslında en ufak bir bilgi sahibi olamıyoruz. Çünkü bu tekel alanı, bugün savaşın kazanılıp ya da kaybedildiği bir alandır.

“Siyasal Olanın Dönüşümü ve Hegemonya Arayışı”

Elimizdeki ikinci bir çerçeve (araçsal savaşlar gölgesinde) siyasalın dönüşümüdür. Kuşkusuz Ukrayna Savaşı sadece Ukrayna coğrafyasına sığmayacak, bilakis bu coğrafyadaki etkileri aşacak sonuçları beraberinde getirecek. Öncelikle “NATO is back” sloganının örttüğü kurucu siyasal söylem, Ukrayna savaşının hemen her gününde bizleri takip etti. Joe Biden ve Boris Johnson hemen her konuşmasında Rusya lideri Putin’i “diktatör ve tiran” olarak tanımladılar. Kuşkusuz bu söylem, Ukrayna savaşının sonrasında da küresel politik ekonomi kompleksinin kurucu siyasal momenti olmaya güçlü adaydır. Ukrayna savaşı ile bu adaylığın daha fazla güçlendiği kendisini gösterdi. Yani 11 Eylül İkiz Kule saldırılarından beri siyasal olanın kurucu dost-düşman ikiliği dönüşüme uğramak üzere. 11 Eylül’den sonra “hür dünya vs terörizm/İslami köktencilik” olan dost-düşman ikiliği (partizan teorisi), “demokrasiler-diktatörlükler” şeklinde dönüşecek şekilde taşları diziyor. Nitekim Ukrayna geriliminin ilk gününden itibaren deyim yerindeyse yangına körükle giden İngiltere’nin politik söyleminin kurucu ikiliğinin “demokrasiler-diktatörlükler” olması söz konusu rotayı gösteriyor.

Siyasal olanın dönüşümü, bir etkinlik olarak siyaset ve siyasi söylemin kıymetli kavramlar kategorisini dönüştürme ihtimalini barındırıyor. Sovyetlerin yıkılışından sonra 90’larda siyasetin geçer akçe kavramları olan “insan hakları”, “demokrasi”, “azınlık hakları” gibi kavramlar, 11 Eylül’den sonra yerini “terörizm”, “güvenlik”, “önleyici tedbirler” gibi kavramlara bırakmıştı. Hemen her ülkede siyasal alan bu kavramlarla döşeniyordu. Post-popülist döneme işaret eden bu zamanın geçer akçe kavramlarının üretileceği ise siyasal olanın dönüşümünden anlaşılıyor. Nitekim bu hegemonya projesinin önemli bileşeni olarak siyasal olanın dönüşümü sadece politik değil, ekonomik yönü de düşünülen komplike bir
stratejidir. Buna göre “orta sınıfların önemi”, “zenginlerden daha fazla vergi”, “küresel gelir/servet vergisi”, “temel yurttaşlık geliri” gibi ekonomik hamleler ile yeni siyasaya rıza sağlama ve politik ekonomiyi bütüncül düşünen hamleleri daha fazla görebiliriz.

Son paragrafta kısaca özetlenen dönüşüm hikayesinin önemini ‘Popülizm’ siyaseti üzerinden düşünmek istiyoruz. Son yıllarda siyaset teorisinin güncel pek çok tartışmasında demokrasiye dair tehlike konuşulurken ABD-Rus-Çin üçgeni değil ‘popülizm’ konuşuluyor. Trump döneminde tüm renklerini ortaya koyan, direk gaspı arzulayan ve bunu müthiş bir ustalıkla
kuru kalabalıklar üzerinden hayata geçiren popülist siyaset, sağ veya sol demeden, her temayı kullanabilen, uç bir dil üzerinden gerçek halkı temsil ettiği iddiası ile elit nefreti üzerinden var olan bir halk aldatmacasıdır. Duygu siyasetinden beslenen, kayıtsızlık üreten, komplo teorileri ile var olan, kendini sistem karşıtı olarak cilalayabilen bir forma sahip bu siyasal yörünge, gerçek bir tehlike olarak kendini maskelemede de son derece mahirdir. Her şeye inanma ile hiçbir şeye inanma sarkacının eşit sallandığı bu alanda rasyonaliteye yer yoktur. Yaratılan sahipsizlik ve yersiz/yurtsuzluk fikri canlıdır, tehdit olarak ‘halkın’ sırtındadır. Özetle çıplaklaştırılan insan, kendi trajedisini seyreden ve dilsel melekelerini kaybetmiş haldedir. (Güncel bir popülist tirat için Putin’in Luhansk ve Donetsk bölgelerinin bağımsızlığını tanıdığını ilan ettiği uzun konuşmaya bakılabilir)

“Kurucu şiddeti ‘farkla’ hatırlamak…”

Üçüncü bir çerçeve için şiddet nosyonuna bakabiliriz.

Yeni Atlantik Paktı’nın öngördüğü yeni dünya düzeni bir durumun onarılması ve bu onarım için kurucu şiddete (yaygın şiddet anlamına gelmeyebilir) ihtiyaç duyuyordu. Öncelikle onarılması hedeflenen asıl gerçek, kapitalizmdi. Kapitalizm -bazı iddiaların aksine- sadece ekonomik/sınıf temelli bir sistem değil, bunu da yanına katacak şekilde siyasal-devlete- topluma dair olan bir sistemdir. Bu gerçeklikten hareketle, NATO kapitalizmin krizinden çıkış için merkeze oturtulan kurum haline getirildi. NATO’nun sahneye dönüşü, Avrupa Birliği devletlerinin bu dönüşe uyumunun hızlanması, ABD-İngiltere-AB toplumlarının siyasal olanın yeni kuruluşuna ikna edilmesi için kurucu şiddete başvuruldu. Walter Benjaminci bir yerden ifade edersek bu şiddet, egemenin siyasal karara başvurarak hukuku kuran niteliğinin sonucu olarak kendisini gösterdi. AB’nin bir açıklamasında Putin’in savaşı Avrupa’ya geri getirdiğine dair ifadesi hem Avrupa devletlerinin hem de toplumlarının yıllardır Ortadoğu’da yaşanan şiddetten farklı bir tanımlamaya-etkilenmeye uğrayacağına daha şimdiden işaret ediyordu.

Kurucu şiddet ile birlikte Batı ittifakı hem kendi çelişkilerini giderme hem de dünyaya sahneye döndüğünü ilan etme fırsatını yakaladı. Bu kapsamda denebilir ki, Ukrayna savaşı sadece Doğu Avrupa açısından değil, Avrupa’nın genelinde siyasal olana ve siyasi ittifaklara dair yeni bir dönemin kapısını aralayan mesajı içinde güçlü şekilde taşıyor.

“Gordion’un düğümü: İki kutup ya da piramidin içinde kalmaya devam”

Dördüncü bir çerçeve, hegemonik ilerleme yöntemine dair karar anıdır.

Son süreçte, özellikle Ortadoğu maddi gerçekliği üzerinden gidilen hesaplaşmada açıkça göze çarptığı üzere; eskinin kamplara bölünen, farklı alanlarda farklı hegemonik savaşlar şeklinde süren kapalılığı esas alan tarzına artık ihtiyaç duyulmuyor; sistem içi müdahale ve mücadele şeklinde bir ihtiyaç hasıl olmuş durumda. Bir piramidin içinde yer alan ve aralarında mücadele ederek basamakları atlama şeklinde ifade edebiliriz yeni süreci. Bugün Ortadoğu’da, Suriye özelinde ABD/Rus/Çin dengesinde yaşandığı üzere, piramidin en üst basamağı için kıran kırana savaş varken, aynı zamanda aynı piramit içinde kalmaya ve birbirinden haberdar olmaya da son derece özen gösteriliyor. Kapitalist düzenin temsilcileri bugün birbirini dışlama üzerine değil, gücün kabul ettirilmesi olarak derin bir savaşı yürütüyor. Küresel tüketimin yayıldığı bu devasa alanda, ülkeler konumlarını ve güçlerini yani piramidin içindeki basamaklarını değiştirmek için mücadele veriyor. Bu sadece ABD-Çin-Rusya arasında bir egemenlik arayışı değil, kapitalist modernite hattının da nereye kırılacağına dair aksın kavgasıdır. ABD, NATO üzerinden yaptığı hamle ile açık şekilde piramitteki konumlanışlara kalıcı bir hal vermek istemiş olabilir. 2022 Kış Olimpiyatları başlarken Çin’e gidip 30 yıllık anlaşmalar imzalayarak, hayır ‘iki kutuplu dünya’ istiyorum diyen Rusya/Çin, karşı blok olarak cevaplarını teste tabi tutmuş durumdalar.

“Kürt cephesi, Türkiye’deki tartışmalar ve çıkarılacak dersler!”

Son çerçeve olarak Türkiye ve Kürtler’i bu manzaraya yerleştirmek mümkün.

Kapitalizmin krizine çözüm arayan, NATO’nun sahneye geri döndüğü, Rusya ve Çin gibi ülkelere üzerinden dost-düşman ikileminin kurulmak istendiği bir dönem, siyasi tarih açısından bir çağ yangınına işaret ediyor. Bu çağ yangınından Türkiye siyaseti ve halklarının etkilenmemesi imkânsız. Bu gerçek tüm soğukluğuyla karşımızda dururken Türkiye’de Ukrayna savaşı “emperyalizm” tartışması ekseninde devam ediyor…

Bu noktada tartışmaları yeniden alevlenen emperyalizm-anti emperyalizm konusuna da değinmek isteriz.

Sistem karşıtlığı her şeyden önce politik-ideolojik bir bilince, belirli bir özgürlük ve dünya tahayyülüne dayanan mirasa sahiptir, günceldir. Bu haliyle kendini güce kavuşturduğu oranda dönüştürücü etkiye sahiptir. Fakat sahip olduğu felsefik, sosyolojik, tarihsel gücü toplumsal alana, örgütleme ve direniş sahasına aktarmadığı sürece yanılgılara yol açar, özgürlük çizgisinden uzaklaşır. Kendi içine dönen, dar yaklaşan, mevcut ile yetinen ve kendi denklemlerinden ibaret bir okuma üzerinden dünyadaki herhangi bir gelişmeye yaklaşmaya başlar. Kapitalizm bu açığı, dogmatizmi görür ve fasit bir kıskaca çeker. Örneğin kapitalist bir düzen ve yaşam içinde, sistem karşıtlığının aynı zamanda anti-kapitalist olduğu yanılsaması bu geriliklerden biridir. Somutlaştırırsak, Anti-Amerikancı olmayı anti-emperyalist olmakla bir tutabilmektedir. Anti-Rusyacı olmak anti-emperyalist olmakla bir tutulabilmektedir. Oysa öyle değildir. Çünkü anti-emperyalist olmak, kapitalist dünya sistemine karşı olmak, bu karşı koyuşu ulus devlet gerçeği üzerinden ele almak, emperyalizmin bir odağa sahip olduğunu ve hegemonik ilişki üreterek yürüdüğünü unutmadan emperyalizmin alt hegemonik merkezlerine karşı olmak demektir.

Sonuç olarak,

Belirtmemiz gerekir ki, Ukrayna Savaşı Doğu Avrupa sınırlarının aştığı taktirde sonuç ve etki bakımından ilk uğrayacağı coğrafya Türkiye ve Ortadoğu olacaktır. Kurulacak her denklemde hem Kürtler hem Türkler baş müzakere-karşılıklı hamle konusu olacaktır. 3.yol siyaseti tekrardan burada önem kazanmaktadır. Bu siyasetin neden soyut değil, son derece esnek, akışkan ve kalıcı olduğunu görmek, deneyimlemek için süren savaşta olan bitenlere politik/ahlaki cepheden bile bakmak yeterli olacaktır. Bu sürecin bir ucu Kobanê’de bir ucu Hewler’de bir ucu da Amed’de kendisini gösterme potansiyelini içinde barındırıyor. NATO ve Rusya’nın içerisinde olacağı güç matrisleri, Türkiye’de Kürt-Türk, Ortadoğu’da halklar arasındaki ilişkileri zorlaştıracağı ve köprü kurmayı daha fazla zorlaştıracaktır. Bu sebeple, bir an evvel devlet aklı başta olmak üzere tüm siyasi karar ve kararlara etki eden aktörler, söz konusu dönüşümü görerek hamle yapmalı ve tarihi Kürt-Türk barışını sağlamanın ne kadar önemli olduğunu Ukrayna deneyiminde bir kez daha anlamalıdır.

Etiketler: hasan kılıçNATOözgür amedRusyasavaşukrayna

SON YAZILAR

Hamit Bozarslan’la söyleşi: Kürtler Türkleri özgürleşmeye davet etmeli

26 Mart 2023
Ali Sunal’dan iddialara yanıt: ‘Kimsenin bir yere gittiği yok’

Ali Sunal’dan iddialara yanıt: ‘Kimsenin bir yere gittiği yok’

26 Mart 2023
Fazıl Say’dan İnce’ye tepki: ‘Bir ikinci RTE vakasına oy verecek lüksü yok bu halkın’

Fazıl Say’dan İnce’ye tepki: ‘Bir ikinci RTE vakasına oy verecek lüksü yok bu halkın’

26 Mart 2023
ABD: Haseke’deki üssümüze roketli saldırı düzenlendi

 Suriye’den ABD’ye kınama

26 Mart 2023
Emek ve Özgürlük Bloğunun kararı: “Taviz” değil, “pazarlık” hiç değil “dayanışma”, “dayanışma”…

Emek ve Özgürlük Bloğunun kararı: “Taviz” değil, “pazarlık” hiç değil “dayanışma”, “dayanışma”…

26 Mart 2023
Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

Mecliste kadın temsiliyeti ne düzeyde?

26 Mart 2023

VİDEO HABER

Mevcut Oynatılan

Yeşil Sol Parti’yi daha önce duydunuz mu?

Yeşil Sol Parti’yi daha önce duydunuz mu?

Yeşil Sol Parti’yi daha önce duydunuz mu?

Video
Kadir Atalay yanıtladı: İttifakların son durumu seçim denklemini nasıl etkiler?

Kadir Atalay yanıtladı: İttifakların son durumu seçim denklemini nasıl etkiler?

Video
Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

Depremin ardından Hatay | ‘İnsanlardan önce paranın konutu inşa ediliyor’

Özel
‘Bu, Akşener’in intihar mektubudur’

‘Emek ve Özgürlük İttifakı’nın son kararı taviz olarak görülmemeli’

Video
2023 Diyarbakır Newrozu’nu halk nasıl değerlendirdi?

2023 Diyarbakır Newrozu’nu halk nasıl değerlendirdi?

Video

Gazete Karınca

  • HAKKINDA
  • KÜNYE
  • TÜM HABERLER

© 2023 Gazete Karınca - Tüm Hakları Saklıdır!

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Göster
  • TÜMÜ
  • SEÇİM 2023
  • MARAŞ DEPREMİ
  • ÖZEL
    • Çeviri
    • Röportaj
  • GÜNCEL
    • Bilim ve Teknoloji
    • Cezaevleri
    • Çalışma Yaşamı
    • Dünya
    • Eğitim
    • Ekoloji
    • Ekonomi
    • Kültür-Sanat
    • Medya
    • Sağlık
    • Forum
  • POLİTİKA
  • TOPLUMSAL CİNSİYET
  • YAZARLAR
  • VİDEO

© 2023 Gazete Karınca - Tüm Hakları Saklıdır!